Kanalımız fizik, astronomi, kozmoloji, biyoloji, tarih ve felsefe üzerine içerikler sunmaktadır. Binlerce yıl önce ortaya atılmış hipotezlerden tutun da, her türlü güncel bilimsel mevzular için hazırladığımız videolarda, basit ve eğlenceli bir anlatım yolunu seçiyoruz.
Evrende henüz açıklayamadığımız egzotik olaylar olabilir. Ancak bunların fiziğini belki de hiçbir zaman anlayamayacağımızı değil, bilmek zorunda olduğumuzu ve bileceğimizi söylüyoruz. Şayet siz de bizim gibi düşünüyorsanız, bize katılın ve evrenimizin sınırlarını birlikte genişletelim.
Doğal Frekans: sürücü kuvvete tabi olmadığında bir sistemin salınma eğiliminde olduğu frekans.
Пікірлер
okey matematik çok önemli ama problem kurmak en temelde yoğun hayal gücü ister ve hayal gücü sayılardan ve formül ezberinden farklı bir eylemdir bir nevi faraday senarist maxwell oyuncu gibi düşünebiliriz(aslan akbey polat alemdar tarzı)farklılar farklı zekalar farklı zamanlar farklı oyunlar aynı amaç.
Allah nazardan korusun Sen adamsın. evrim şişkosu takipçilerini okumaya bile üşeniyor.
Mumkunse bana bi dunya guzeli kafasi Ya da megan fox
🙂
Bence bir yaratıcı olup olmaması tartışmak bana göre çok önemli değil, çünkü ikisininde kesin kanıdı yok. Eğer varsa insanları defolu yaratmış. Bu kadar büyük evrende sade dünyadaki varlıkların olması mümkün değil senin görememen onların olmadığı anlamına gelmez. Belkide etrafımızdalar ama bizler göremiyor olabiliriz , balıkların suyu göremediği gibi
Her şeyin özünde matematik vardır.
Konuşmanın arkasındaki fon müziği çok yüksek. Müzikle konuşma üst üste biniyor.:) Elinize sağlık çok iyi çalışma
Zamanın geriye akmasıyla ileriye akması arasında pek bi fark yok. Sadece simetri ve perspektif meselesi. Bu konuda düşülen en büyük hatalardan birisi kırılan bardağın geri toplanmaması örneği. Ancak bu olayın yaşandığı evrene göre zamanın ters olduğu bir evrende bardağın geri toplanması normalken kırılıp paramparça olması anormaldir. Yani bize o evren anormal gelirken, oraya bu evren anormal gelecektir. Evrenin bigbang gibi bir olayla başladığını sanıyoruz, ancak big crunch gibi bir olayı tersten yaşıyor olabileceğimizi düşünmüyoruz. Neden ile sonucun yer değiştirmesi neden ile sonucun yerini değiştirmiyor. Entropinin bizdekine göre geriye doğru aktığı bir evrende, evrim sonucunda zamanı geriye doğru ileri ve geri olan entropiyi normal olarak algılayacak varlıkların oluşacağını hayal edebiliyorum. Biz onların geriye doğru hareket ettiklerini izlerken, onlar ileriye doğru hareket ettiklerini düşünebilirler. Belki de bu biziz. Ek olarak, zamanın ileriye doğru aktığına dair elimizde pek bir delil yok. Keza bu da mutlaka göreli olurdu. Örneğin; gerçekliğin simetrilerine göre... Vektörel bakmayı alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor. Ne zaman Dirac'a kulak verip enerjinin ve zamanın vektörel durumları hakkında konuşacağız bilmiyorum, ancak düşünüyorum ve çalışıyorum.
Gök itiyor demiyorda bosluk dedigimiz yerde kuantum dalgasi var diyor :)
Kuantum mekaniğinde sanal parçacıklar var ama sanal sayılarla ilgisi var mı bilmiyorum. Karadeliğe düşen gerçek parcacıklar sanal parçacıklara dönüşüyor. Uzay boyutunda kararlılıģı kaybediyor ve hayalet gibi özelliğe sahip oluyor. Böylece bir anda ortaya çıkıp kaybolduğunu görüyoruz. Aslında kaybolmuyor. Yerinde duramayıp evrenin başka yerine bir anlığına çıkıyor. Bir an sonra yine yer değiştiriyor.
Hicbisey anlamadım birkaç kere daha izlicem😇
sicim kuramını anlattın mı.. sicim kuramı rastlantısallığımı desdekliyor,gerekirciliğimi..
içsel rastgeleliği anlamadım,,belirlenemez,determinist değil demekmi
olasılıkları bilirsek rastgelelik kalkmaz,,yani olasılıklardan biri mutlaka rastgelecek..sadece hangisinin rastgeleceğini bilmeyiz.. evrende heryerde canlılık oluşabilir ama nerde nezaman oluşur bilemeyiz.
dakka 11,08'de ""olasılıksal ve rastgeledir"" bence bu evrenin ve yaşamın temel felsefesidir.. gençliğimde mantıklı bulduğum felsefe budur..
aşikar rastgelelilik bellirli rastgelelik demek dimi
evrende entropi artıyor biliyoruz,, sıcaklık azalıyor mu artıyor mu,,biliyormuyuz.. bence entropi artıyorsa sıcaklıkta azalıyordur.. ?
Tanrı ve kıral feodalizi temsil eder kıral tanrıile ilişkilendirir ona karşı gelmek tanrıya karşı gelmektir Osmanlı'da padişah halifiidi.
Matematiksel olarak,bilinçli bir canlının ortaya çıkması için gerekli şartların ve yeterli vaktin hesabını yapıp evrenin bu şartları sağladığını gösteremiyorsan bu bir yalandır. Evrenin yaşı milyarlarca yıl,gezegen sayısı da o kadar çok ki, mutlaka bu şartları karşılayacak ihtimal elbette vardır demek ise soytarıliktır. Loto çıkmayan insanları görmezden gelip, lotoyu kazanan olduğuna göre loto oynamak mantıklı, demek, ahmaklıktır.
Çok teşekkür ederim
Matematik evrene uyum gösteriyor. Bu doğruluğundan mı, yoksa evreni algılayış biçimimize uygun bir matematik geliştirdiğimizden mi?
Biz kısıtlı algımız ile sınırlı evren tasarımımızı evrensel sandıkça uzaylılar İçin komik ve muhatap alınır olmayacağız. Bizim için “an” ın sınırları olduğu gibi, duyu, görü ve hislerimizin de bir sınırı var. Mesela ışık hızının üzerini de göremiyoruz. Karanlık madde ve karanlık enerji de ışık hızının üzerindedir ve algılayamıyoruz. Yani daha geniş spektrumlu zekalar İçin komik evren tasarımlarına sahipiz.
Cok detayli bir konular zinciri, biraz kisa bir süreye sıkıştırılmış gibi görünüyor, gene de tesekkür ediyorum...
Bence Matematik ve Geometri ; görünür ve görünür olmayan fiziksel gerçekliği ( görüp te dokunabildiğimiz veya tersi) anlayıp algılamamıza götüren bir ucu açık araçlar toplamıdır ya da Varlıkla aramızdaki en güvenilir iletişim dilidir.
Evet, isabetli konuştunuz. Matematik bir dildir; miktar olgusunun kavramsallaştırılmasına dayanır. 'Elma ne zaman varoldu?' sorusunun hem fiziksel elmayı, hem de elma kelimesini kastedebileceğini düşünün. 'Matematik ne zaman varoldu?' sorusu da benzer şekilde, hem matematiğin tanımladığı olguları (keşif), hem de bu olguları tanımlayan matematik dilini (icat) kastediyor olabilir.
Süper bir sayfa❤❤
Bence de zevkli ve heyecan verici bir konu. Değerli bilgiler için teşekkürler.
Matematik üzerinden yanlslama bıktık sizden
Videodaki son soru : doğruluğunu kabullendiğimiz gözlemlerle varacağımız sonuçlar, gözlemlerimizin gerçekliğini hiçe sayabilir mi ? Benim cevabım sayamaz
💯💯💯💯💯💢💥💫
Aynı insanlariz.Herkes birbirine karıştı devamıyiz.Sadece şu olmuş olabilir zeka duzeyi bizim turle baş edemeyince elendiler yok oldular.Çunku yasam alanlari kalmadi ve kisitlandi.
süperpozisyona bir örnek,türkiye hem laik hem şeriatcı...hem ölü hem diri gibi..::))
eşevrelilik sözcüğünü sevdim,sözcükleri ve kavramları türkçeleştirmek ne güzel.. avrupada eşevreli olarak faşist kişiler iktidar oluyor,toplumlarda da eşevrelilik var galiba. not :spekülasondur..
Üstad :) müthiş konu başlıklarına devam ediyorsun. Fizik ve Matematiğin en derin meselelerine değiniyorsun. Bu kanal saygıyı fazlasıyla hakediyor. Konumuza gelirsek : İki önceki içeriğindede paylaştığım cümleyi tekrarlamak istiyorum. "Spekülatif teorilere sadece matematiksel şaheserliğinden dolayı duyulan inanç, duygusal olarak Tanrı'ya olan inanca benzer" Sheldon Glashow (1978 Nobel Fizik Ödülü sahibi. Cümleyi 1986 yılında Sicim Teorisini kritik ettiği bir yazısında kullanmış) Açıkçası bencede öyle! Matematik denkleminde olan şeyler gerçekliği açıklamaya tek başına yetmez. Gözlem gerekir, deney yapmak gerekir. Fizik biliminin gerçeğe dokunuşu böyledir. Fizik denklemi böyle şekillenir. Ha evet haklısın teknolojik yetersizlik gerekli gözlemi ve deneyi yapmamıza engel olabilir. Ama deneysel fizikte böyle birşeydir. O zaman gelinceye kadar konular spekülatiftir, hipotetiktir. Max Tegmark'ın Matematik Evreni'de bu kapsama giriyor. Benzer şekilde Stephan Wolfram'ın Grafik Evreni var. O da matematik temelli enteresan bir evren modeli aklıma geldi bir an :) Bu arada bu tip tezlere, hipotezlere eleştirel bakanların ille deneysel fizikçiler olmasıda gerekmiyor. Şu an yaşayan bence en üst düzey "matematiksel fizikçi" olan Roger Penrose'da konulara böyle yaklaşıyor. Sicim Teorisi'nin fizik olmadığını, gerçek olduğunu düşünmediğini yıllardır söylüyor!
Matematik bizleri gerçeğin denizinde düşünce gezintisine çıkartan iskeleti mantıkla tasarlanmış çok şık bir saldır. Gerçeğin dalgaları bu güzel salı titretir ve matematiğimiz sallanır ama asla devrilmez. Bu sal acaba bizleri nereye kadar götürebilir sorusunu düşünmek yerine, eğlencenin tadını çıkartın ve etrafınıza bakın. Hayallerinizi matematik salıyla taşırken, bunu yapmak size keyif veriyorsa, salt gerçek olması ya da olmaması önemli mi ?. Önemli olan keyif vermesi değil mi ?. Mükemmel bir filmin gerçek olmadığını bilmek ve yine de izleyip keyif almak gibidir matematik. Bu şeyden keyif alanlar onun gerçek olup olmadığı ile ilgilenmez, ama bu şeyi zoraki öğrenip onu iş gibi görenler sadece bir icad olduğunu sanır. Matematik bir dildir diyenler bir şeyi es geçerler. Evet dildir ama çok özel bir dildir, konuşmadan anlatmaktır matematik. Hayallerinizle sohbet etmektir, onlarla tartışmaktır matematik. Bu, o kadar keyifli ve o kadar bağımlılık yaratan bir şeydir ki bir kere ağına düştüğünüzde artık kurtulmanız da zordur. Hayallerinizle konuşabilmek ve o hayallerle matematik salına bilip gerçeğin denizinde gezintiye çıkmak, o kadar eğlencelidir ki gerçek olup olmaması umrunuzda bile olmaz.
👏🇹🇷🇹🇷🇹🇷👏😡👏🎈🎈
Dostum o kadar karışık ve karmaşık anlatıyorsun ki bu konuları bilen bir adam olduğum halde fena sıkılıyorum,sen tüm videolarında bunu yapıyorsun işi olbildiğince karmaşıklaştırıp ortaya hiç birşey koymuyorsun ,bundan vazgeç
abi ne zamandan beri Lev Landaunun hayatını araşdırıyordumve sonunda kaliteli bir video buldum.iyiki bu videoya denk gelmişim.teşekkur ederim❤❤❤
Boş konuşma millet anlamıyor sende salliyorsun
Neyse benim beynim farklı çalışıyor sanırım
Matematik tanrının en büyük icadı.
Uzaylılar bile diyemiyorum sizler onlardan üstün değilsiniz naza çizgileri kullanıyorlar resmediyorlar Örtülü bilim yapmıyorlar
Her şeyin teorisi, bu bizim anladığımız anlamda değil. Teori, pratik ve bunların dışında kalan doğal gerçeklik. Bunların mantıkları ve dolayısıyla teorileri farklı. Bunların her biri aynı gerçeği açıklasa da bir arada çalışamayacakları için aynı teoride buluşamazlar. Matematik Zihnimizde var olan bir hayal. Evrenin bir parçası olan zihnimizdeki bu hayal gerçek dünyada doğrulanıyor. İnsanlar bilimin kendisini yanlışlayarak ilerlediğini zannetse de aslında doğrulanan hayallerle ilerliyor. Bu arada Sosyal ve kültürel olaylarında bir matematiği olduğunu söyleyebilirim. Bu sayıların yerini sembollerin aldığı sözel ve sembolik mantık. Paralel evrenleri her biri ayrı ayrı birer evrenmiş gibi değil de tek bir evrenin tüm paralel evren sonuçlarını birlikte sağladığını düşünüyorum. Sonsuz olasılık var ve her defasında bunlardan biri seçiliyor. Eğer aynı anda birden fazla ihtimal gerçekleşseydi evrendeki düzenli akış bozulurdu. Ama görünüşe göre olasılıkların gerçekleşmesi için kesin bir kural yok. Bu söyleyeceğim saçma gelebilir ama evrenle ilgili bilgimiz ve algımız bizim zihnimizle sınırlıdır. Bilinç seviyemiz yükseldikçe en kesin fizik kuralları bile değişebilir.
Kainatın matematigini matamatikle snlatmsk abesle istikal çünkü hiç kimse anlamıyor
Matematik mantığın insanlar tarafından hesap ve çıkarım yapabilmeleri için sembolleştirilmiş halidir. Oluşabilecek bütün fiziklerde mantık yasalarına biat etmek zorundadır (gibime geliyo). O yüzdende fiziği çözmek için matematikten yardım alıyoruz.
Evet, matematik bir dildir. Hatta matematiğin açıkladığı olgular fiziksel olmaktan ziyade zihinseldir. Örneğin 3 adet elma gördüğünü varsayalım, bir nesne adedinin üç adet olabilmesi için bundan önce her bir nesnenin aynı türden olması gerekiyor (yani her biri birer elma olmalı). Ancak nesneyi 'elma' olarak kategorize eden ve elmanın tanımındaki sınırları belirleyen siz olduğunuz için, o nesnelerin elma olduğuna ve aynı türe ait olduğuna karar veren de sizsiniz. Nihayetinde o nesnelerin adedi de zihninizde belirlenir. Gerçekte sayılar yoktur, gerçekte '3 adet elma' da yoktur. Bu yalnızca fenomenlerin zihin tarafından kategorize edilmesidir ve matematik bu kategorizasyona dayanarak aynı türden nesnelerin belirli miktarlarda varolduklarını söyler. Matematiğin kendisi gerçek olmamasına rağmen onun pratik faaliyete katkısı, bir konuşma dilinin pratik faaliyete katkısıyla aynı şey. Örneğin benim adım "Ali" olduğunda, benim varlığım nihai olarak bu kelimeyle tanımlanmak zorunda değil ancak birilerinin benimle iletişim kurabilmesi ve bana seslenebilmesi için herhangi bir isim belirlemek zorundalar. Matematik de aynı şekilde, gerçek olmayan sayıların varlığına dayanır ancak bu sayıları varsaymak pratik faaliyetlerin hesaplanmasına ve ilişkilendirilmesine yardımcı olur.
Zaman mevcut değil olduğuna göre , oluşmuşların hayalini yaşıyoruz 😮
Güneş doğa yasalarını koyan sayesinde oluştu.
şahane bir program olmuş ama bazen cevapları bulmak imkansıza talip olmak demektir.
Evrene zeki bir canlı olsaydı bu canlı kesinlikle matematik ile konuşur olurdu
Gördüğünüz bilimsel gercekleri fotaraf gibi anlatabiliyorsunuz resmini yapabilirsiniz Msyematikle hic kimse snlamiyor bunu anlamanız biraz zor
Çift yarık deneyinin en iyi anlatımı. Bazılarında parçacıkların durumunu sensör veya düzeneklerle ölçümlemeyi "gözlemci" olarak anlatıyorlar ve bir göz animasyonu koyuyorlar, insanlar da doğal olarak "gözlemci" dendiğinde insan doğrudan bakarken veya bakmazken sonucun değiştiğini sanıyorlar.