#122

Evet, bazen çok ikiyüzlü olabiliyorum. Ancak bunu kabul etmek hiç de kolay değil. Özellikle KZread’da neredeyse her hafta ahkam keserken. Yine de biliyorum ki özellikle insanın kendisine karşı dürüst olması çok değerli ve önemli. Bu düşünceyle çektiğim bu bölümde, Dr. Gabor Mate’nin yakın zaman önce bir KZread kanalında kendisiyle ilgili yapmış olduğu bir itiraftan hareketle kendime dönmeye ve oto-analiz yapmaya karar verdim. Aslında bu kanalda ne söylersem söyleyeyim çok da beni gözünüzde büyütmeyin, demeye çalıştım. Benim de hatalarım var, hala bazı yönlerimi anlamakta güçlük çekiyor, kimi zaman kendime ve dolayısıyla, karşımdakine öfkeleniyor, onu yargılıyor ve anlamayı başaramıyorum. Ne kadar okursam okuyayım, ne kadar yaşamda olup bitenleri derinlemesine düşünürsem düşüneyim ve de bu düşüncelerimi burada ifade edebilirsem edeyim hala sınıfta kaldığım ya da kendimi sınıfta bıraktığım zamanlar olduğunu kabul etmeliyim. İnsan okuduğu her kitapta, seyrettiği her filmde, katıldığı her etkinlikte ve iletişim kurduğu her canlıda aslında kendisini bulma hevesi ve umudu taşır. Bunda bazen başarılı olur bazen de olamaz. Yine de tüm bu etkileşimler sayesinde insan eğer isterse kendisi ve hayat hakkında çok şey öğrenebilir. Ben de bu şekilde öğrenmeyi özellikle tercih edenlerdenim. Öte yandan, en azından olumlu ya da olumsuz bir veya birkaç kişilik özelliği ile beni yansıttığını bilerek karşımdaki insan ile kurduğum ilişkide onun düşünce ve davranışlarından rahatsız olup, söylediklerini kişiselleştirerek onu ötekileştirmek ve yargılamak suretiyle kitaplardan, insanlardan ve hayattan öğrendiklerini uygulayamayan da benim. Bu nedenle, kendi küçük dünyamda açtığım bu kanalın penceresinden anons ettiğim her konu ve o konuyla ilgili duygu-düşüncelerim de kısmen eksik ya da hatalı veya yersiz olabilme ihtimali taşır. Buna karşılık, tüm bu gerçeklerin ışığında bazen ikiyüzlü biri olabildiğimin de farkındalığıyla her şeye ve herkese rağmen inatla ve ısrarla kendim gibi olmaya çalıştığımı da biliyorum. Dolayısıyla, bu bölümde sandığın kadar bildigini uygulayabilen biri olmadığımı sana söylerken kendimi bu halimle de sevmeye belki de senin gözünden bir kapı aralamış oluyorum. Bu nedenle, sana bir teşekkür borçluyum. Umarım bu bölümü izledikten sonra sen de kendine dürüstçe dönebilir ve kendini müşfik bir şekilde anlamak için kısa da olsa bir vakit ayırabilir ve hatta bunu düzenli bir pratik haline getirebilirsin. Yorumlarını bekliyorum. Lütfen abone olmayı unutma ve kendine çok iyi bak😊

Пікірлер: 30

  • @Joker-hm7lm
    @Joker-hm7lm2 күн бұрын

    Önder bey belki de durumu ikiyüzlülük olarak nitelendirmek yerine şöyle bir şey yapabiliriz : kendimizde fark ettiğimiz değişmesini istediğimiz özelliklerimiz için kendimize zaman tanımalıyız. Ben ömrümde her açıdan dönüşüm yaşayan birisini görmedim. Örneğin etrafımızda bir çocuk olduğunu düşünelim ve ona bir şey öğretmeye çalışırken sabırla ve şefkatle hareket ediyoruz. Peki aynı sabrı ve şefkati neden içimizdeki çocuğa göstermiyoruz. Hayat kendimize merhamet ettikçe çok daha güzel bir hale geliyor. Birde son dönemde şunu fark ediyorum çocukluğumdan beri maruz kaldığım koşullanmalar kendi özbenliğimle ciddi bir şekilde çelişiyor. Belki üzerimize uymayan bir kıyafeti zorlamak zihnimizde " İkiyüzlülük " Kavramını ortaya çıkarıyor olabilir. Sevgiler ve saygılar🍀

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    Күн бұрын

    Oldukça düşündürücü bir yaklaşım. Teşekkür ederim sana. Özümüze dönmek ve kendimiz gibi olmak/biricik ozelliklerimizi hatırlamak, yaşama geçirmek bize ikiyüzlülük gibi geliyor olabilir. Bununla birlikte, benim videoda bahsettiğim daha çok konuştuğun gibi davranmamak ya da bazen davranıp bazen davranmamak. Yine de öz şefkatle kendimizi bu halimizle de sevmek ve gerçeğe saygılı bir şekilde çelişkili davranislarimizi da kabul ederek daha iyisini yapmaya çalışmak sanırım en aklı selim yol olur. Sevgiyle.

  • @anilatik3567
    @anilatik356717 күн бұрын

    Ilgiyle takip ediyorum .. Tesekkurler.

  • @dobermandrake2420
    @dobermandrake242016 күн бұрын

    Sevgili Önder, yine ilgiyle izledim. Çok içtensin. İçtenliğini beğeniyorum; ben de öyle olmaya çalışıyorum. "Kabul etmek" üstünde biraz durmak gerekiyor çünkü kabul etmenin ne olduğu ya yanlış anlaşılıyor ya da anlaşılmıyor bence. Önce özfarkındalık eşliğinde "farkındalık" geliyor. Sonra "kendini ve başkalarını olduğu gibi görüp kabul etme, onaylama". Bunlar birer aşama, bunları diğer aşamalar izliyor. Kabul etmek, paradoksal görünebilir ancak, değişmemek, aynı kalmak demek değil. "Kendini kabul etmeyi ve onaylamayı" çoğunlukla "değişme" izliyor. Değişme, önceki halimize eleştirel olmak değil. Önceki halimizi olduğu gibi kabul etsek de, başka seçeneklerin de olduğunu görmek ve onlara yönelmek demek. Çünkü sorunumuz değişmek değil, değişmemek, aynı kalmak... Kendimizi olduğu gibi kabul ettiğimiz halde neden "değişmeyi" seçiyoruz denebilir. Değişmemiz gerekiyor çünkü biz, ülküsel düzlemde anbean değişen akışkan varlıklarız.

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    14 күн бұрын

    Sevgili Erhan. Ülküsel düzlemde anbean değişen akışkan varlıklar olduğumuz fikrine tümüyle katılıyorum. Ne güzel ifade etmişsin. Olan'ı sevmek ve kabul etmek tam zamanlı bir iş. Neredeyse her gün bir sürü güzelliğin yanı sıra yaşamın doğallığı içerisinde güçlük ve sıkıntı içinden geçerken olan'ı, kendimizi (her halimizle, çocuk, ergen ve yetişkin hallerimizle) ve en önemlisi, ilişkilendiğimiz insanları olduğu gibi yargısız, tarafsız ve aralıksız bir biçimde kabul etmek bence mümkün. Aynı şekilde yaşamaktan doğan sevinci duyumsamamız ve her şeye ve herkese inat edindiğimiz farkındalıklar sayesinde sırtımızdan attığımız her bir duygusal yük sonrasında yabancılaştığımız özümüze yaklaşmamız da mümkün. Bu kanalda tüm bunların mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Elbette bazen engellere takılacağız, kızacağız, üzüleceğiz ama aynı zamanda önümüze serilen iyilikler ve güzellikler karşısında duyduğumuz hayranlığı da coşkuyla yaşamayı bileceğiz. Tüm zıtlıkları ile doğadaki her şeyin ancak birlik içinde iken var olabildiğini ve yeşerebildiğini anladıkça kendi içimizdeki ve dışımızdaki zıtlıkları da anlamamız ve kabul etmemiz kolaylaşacaktır. Bunun için kimi zaman kendi içimizdeki bu zıtlıkları da ifade edebilmeliyiz gibi geliyor bana. Bunu yaparken de kendimizi onaylayıcı bir kabul içerisinde olmayı başarmak zor olsa da bunu da başarabileceğimizi biliyorum. Bu minvalde, zorluklar da oyunu bozamazlar bence. Tam aksine, zorluklar bizi ancak geliştirebilirler. Onaylayıcı ve anlayışlı bir kabulde saklı olan bu gelişim becerisi de bence her insanın içinde var. Mesele onu keşfedip, açığa çıkarmak. Umuyorum senin gibi aydın insanlar sayesinde tüm insanlık için kaçınılmaz olarak gerçekleşen tekamül süreci ivmelenir ve farklı yüzlerde ve canlarda vücut bulmaya her geçen gün artarak devam eder. Sevgiyle.

  • @gulnurerbas
    @gulnurerbas18 күн бұрын

    İkiyüzlülük sandığımız şeyin aslında tam da olmamız gereken nokta olduğunu, sadece zıtlıkları ne şekilde barındırıp nasıl kullanacağımızın etki ve sonuçları itibariyle önem arz ettiği kanaatindeyim. Belli seviyelerde katı bir ahlak anlayışıyla olumsuz kefeye koyabileceğimiz, bizde olmasını kabullenemeyeceğimiz tüm duygu ve düşüncelerin hepsine sahip olduğumuzu ama bunlarla barışık olmadığımız için iki yüzlü hissediyor olma ihtimalimiz özetle. Benzer şekilde imposter sendromunu gayet tabii yaşayabileceğimiz gibi içeriğindeki sahtekarlık hislerinin dışsallaştırdığımız olumsuz nesne ilişkilerinden de kaynaklanabiliyor olabilir. Sizin daha önceki videolarınızdan birinde bahsettiğiniz gibi “onda var bende yok” kabulümüzle aynı anda barındırdığımız farkındalığın çatışması ve gelen suçluluk duygusu. Bilemiyorum, her birimizin kendi yolu ve en iyi kendimizin ayırt edebileceği detaylar, insanın kendini deşmesi bolca kafa karışıklığı getiriyor ve kendinden aşırı emin olma hali bu yolda pek işe yarar bir gösterge değil sanki.

  • @gulnurerbas

    @gulnurerbas

    18 күн бұрын

    Kendimden bir örnek vermek istiyorum; yaşamış olduğum bir süreç nedeniyle manipülasyon becerimi çocukluğun getirileriyle dışsallaştırdığımı, ne kadar kötü insanlar var diye diye aslında o çukura düşmek için de dört gözle bekliyormuş gibi davrandığımı fark ettim. Anlamam gereken aslında benim de manipüle etme kapasitemin ne kadar büyük olduğuymuş. Bununla barıştığımdan beri ailem dahil etrafımdaki hiçbir karakterin beni bu topa çekmesine katiyen izin vermiyorum çünkü kabul kolaylıkla tanımayı da getiriyor. Keza aynı şekilde benim hangi tavrımın karşımdakini manipüle edeceğinin de bilinciyle sınırlarımı koruduğum gibi sınırlara da saygı duyuyor ve bu kişilik özelliğim nedeniyle suçluluk duyacak bir etken de bırakmıyorum. Günün sonunda huzurum benimle birlikte kalıyor 😊

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    14 күн бұрын

    Sevgili Gülnur merhaba. Her iki mesajını da birkaç kez okudum. Güçlü değerlendirmeler yapmışsın. Teşekkür ederim. Sana katılıyorum. İçimizdeki zıtlıkları kabul ettikçe gelişeceğiz aslında. Bunun için gerekirse bazen benim de yaptığım gibi ikiyüzlü olduğumuzu da kabul etmemiz gerekebilir. Bundan utanılacak bir şey yok. Yaşadığımız çocukluk bizi manipülatif birisi olmak zorunda bırakmış da olabilir. Bunun bizim ve çevremizdekilerin yaşamlarına olan olumlu ya da olumsuz etkilerini tecrübe ettikçe bu özelliğimizi daha işlevsel ve yararlı bir kişilik özelliği ile değiştirmeye de karar verebiliriz. Bunun için belki de daha iyi bir insan olmayı istemeye ihtiyacımız vardır. Daha iyi bir insan olmak için de kendimizi, çocukluğumuzda üzerimize giydirilmiş olan tüm maskelerden ve kalıplardan arındırmayı başarmalıyız. Bu süreçte kaçınılmaz olarak yaşayabileceğimiz kafa karışıklıkları da aslında bizi eğer istersek karanlıktan aydınlığa çıkartacak işaretleri içinde barındıracaktır. Bu işaretleri görebilir, doğru yorumlayabilir ve onlardan bir sonraki adımımız hakkında bir şeyler öğrenebilirsek de seçimlerimizi daha iyi yapabilir ve hatta bazen ikiyüzlü olma pahasına kendimizle çelişmeyi bile göze alabiliriz. İşte ben bu süreci çok değerli bulan ve bizzat deneyimlemekten çekinmeyen insanları takdirle gözlemliyorum ve senin de bu insanlar arasında olduğunu görmekten dolayı mutlu oluyorum. Umarım zamanla daha çok insan bin bir farklı yüzü aynı can içinde barındırdıklarını fark eder ve bazen ikiyüzlü davranmakta beis görmeyecek kadar kendini olduğu gibi kabul eder. Sevgiyle.

  • @gulnurerbas

    @gulnurerbas

    13 күн бұрын

    @@kendinias8533 evet haklısınız, ikiyüzlülük de dahil olmak üzere her şey zıttı ile var olup, zıtlığın deneyimi olmadan bütünlüğün deneyimi de olmazmış ☘

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    12 күн бұрын

    @@gulnurerbas kesinlikle katılıyorum.

  • @dobermandrake2420
    @dobermandrake242016 күн бұрын

    "İkiyüzlülük" üstünde de durmak isterim. Burada "kutuplar"ın ne olduğunu anlamak gerekiyor. Sorun kutbun bir ucunda takılı kalmak ya bir uçtan diğer uca hızla savrulmak. Olması gereken "bin bir yüzlü" olmak, bin bir yüzü de birlikte olduğu gibi kabul etmek ve onaylamak. Yine burada "kabul etmenin" ilk anladığımız anlamda olmadığını, akışa, sürekli değişmeye açılmak olduğunu vurgulamak isterim. Kabul etmek, ona olumlu bularak katılmak değil. Kabul etmek, içinde bulunduğumuz konuma tarafsız olmak (creative indifference) ve tarafsızlıkla sürekli değişmeye açık olmak. Yani kabul etmenin içinde olumlamak değil, tarafsız kalarak onaylamak var. Sürekli değişmek tutarsızlık, kararsızlık demek değil. Tam tersine değişmemek, tutarsızlık. Başka bir anlatımla tutarlılık, sürekli değişim yönünde tutarlı olmak demek. En küçük yapı taşları atomaltı parçacıklar da sürekli yenilendiğine göre, biz de sürekli yenilenmeye eğilimliyiz. Videonun bende uyandırdığı fikirler bu yönde. Çok karmaşık, çelişkili görünen olguların öyle olmadığını göstermeye çalıştım. Bilmem oldu mu?

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    14 күн бұрын

    Sevgili Erhan merhaba. O kadar güzel anlatmışsın ki. Senin de KZread'da bir kanal açıp anlatmanda fayda var:) İçinde söyleyecek çok şey biriktirmişsin bana kalırsa. İkiyüzlü olmayı daha sofistike bir hale sokmuş ve insanın gelişim-değişim çizgisinde takınabileceği iki yüz değil bin bir yüz olabileceği ve bu süreçte kendini içinden geçtiği tüm yüzlerde yargılamadan kabul etmesi gerektiğini ifade etmişsin. Bir bakıma beni de bazen ikiyüzlü davranıyor olmaktan dolayı duyduğum mahcubiyetten kurtarabilecek cesareti aşılamışsın. Sürekli değişimin bu hayatta değişmeyen tek şey olduğunu bilen bizlerin her halimizle kendimizi onaylayacak bir duruma gelmemiz benim de öncül temennilerimden biri. Bu nedenle, galiba kendimize karşı biraz daha öz şefkatli ve hoşgörülü olabilmeliyiz. Ne de olsa bu hiç değişmeden yaşamaktan çok daha anlamlıdır. Sevgiyle.

  • @dobermandrake2420

    @dobermandrake2420

    14 күн бұрын

    Sağ ol Önder, bana güç veriyorsun. İki yüzlü olmak bir sorun. Tek yüzlü olmak, ondan daha büyük bir sorun. Olmamız gereken bin bir yüzlülük. Aslında bu da bir ölçüde yanlış; ama benliği açıklamak kolay değil. Bin bir yüz deyince, yüzlerin birbirinden ayrık olduğu anlamı çıkabilir. Bin bir yüzün tümü sürekli değişen, artan eksilen bir bütün, dersek benliği daha doğru ifade etmiş olabiliriz sanırım. Yazılarımı şimdilik Academia'da tutuyorum. Orada yayımlanmamış daha çok yazı var. Taşınma işi bitince ekleyebilirim. Seni keşfetmiş olmaktan çok mutluyum. Yeni videolarını sabırsızlıkla bekliyorum.

  • @dobermandrake2420

    @dobermandrake2420

    14 күн бұрын

    Sevgili Önder, içtenliğin, kendini olduğu gibi kabul etmenin ne demek olduğuna Gabor Mate’den bir örnek vereceğim: Videoda, çözümlenmemiş travmanın nelere yol açabileceğini görüyoruz. 3 yaşındaki çocuğu "Doğum günümü kutlamadı" diye tokatlamak... Çok acımasızca bir tutum. Ortada çözümlenmemiş bir travma varsa bu olabiliyor demek. Buradaki kişi Dr. Gabor olmasaydı ve travmasını çözümleyip tutumunu düzeltmeseydi çocuğu kendi travmasından dolayı, yok yere hırpalamayı sürdürecekti. İlk zamanlar bunu garipsedim: Beklediğim tutum, Gabor Mate’nin bu yaptığından pişmanlık duymasıydı. Ancak, anlattıklarını irdeleyince konumunun doğru ve içten olduğunu anladım. Geçmişinden pişmanlık duysaydı o davranışına eleştirel tutum takınmış ve orada takılı kalmış olurdu. Oysa davranışını ve altında yatan travmayı, yalnızca yansız bir tutum takınarak çözümleyebilirdi. instagram.com/reel/C6JJ25ctzxJ/?igsh=MW03cnB0cXc5cmFrNg==

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    14 күн бұрын

    Harikasın. Teşekkürler.

  • @dobermandrake2420

    @dobermandrake2420

    14 күн бұрын

    Gabor Mate'ye ek: 25 yaşında evlenmiş. Çocuğu olduğunda herhalde 30 yaşında. Dedesi ninesi Auswitch’de öldürülmüş. Babası Nazi Partisi tarafından zorunlu çalıştırılmış. 1 yaşındayken, anası onu (Nazilerin elinden kurtarmak için) yabancılara teslim etmiş. Yaklaşık 5 ay kadar sonra anasına kavuşan Mate terk edilme travmasından dolayı ona günlerce bakışlarını çevirmemiş! Anlattığı olay sırasında oğlu 3 yaşında. Gabor da tahminen 30 yaşında. Fiziksel olarak 30 yaşında ancak tinsel olgunluk bakımından (1 yaşında terk edildiği için) oğlundan daha küçük yaşta olduğunu söyleyebiliriz. Nazi zulmü altında bütün yakınlarını yitiren Gabor’un beğenilme, sevilme gereksinimi karşılanmadan kalmış. Terk edilen çocuk tepki olarak ağlamıştır; anasına bakmayı reddettiğini de biliyoruz. Bedensel olarak 30'unda Gabor bu travmatik geçmişinde takılı kalmış durumda, ancak, (ağlama, göz çevirme biçimindeki) tepkileri aynı kalmayacaktı. Çocuğunu tokatlamaya vb. biçimlere evrilecekti. Daha sonra da Gabor o travmaları çözümleyecek, travma uzmanı olarak insanlığa hizmet edecektir.

Келесі