#102

Bu bölümü çok sevgili ortağım, dostum ve kardeşim M. Fatih Güçlü’nün kendi yaşamına yönelik olarak bulguladığı “başkalarının sorunlarını dert edinmek aslında bencilce bir eylemmiş” şeklindeki kanaatini çok onemli buldugum ve toplumumuzda yaygın olarak rastlanan bir durum oldugunu düşündüğüm için çektim. Bana sorarsan her insan hayatının bir döneminde kendince önemli ve gerekli bir nedenle, bir yakınının veya ilişki içinde olduğu bir başkasının yaşamındaki bir sorunu dert edinmiştir. Bunu genellikle karşısındaki kişinin “iyiliği için” yapmıştır. Oysa, işin aslı hiç de böyle değildir. Eğer bu mesele üzerinde ciddi bir biçimde düşünür isen bu dert edinme meselesinin aslında kendi içinde oldukça bencil/egotist ve savunmacı bir mesele olduğunu görürsün. Başkasının sorununu (belli bir olgunluğa ve erişkinliğe ulaşmış olan çocuğunun sorunu dahi olsa) dert edinen kişi aslında kendi derdinden kaçıyordur. İçindeki yaşamsal/anlamsal boşluğu başkasının sorunu ile hemhal olarak ve ona yansıtarak telafi etmeye çalışıyordur. Bu sayede kendisini aslında sağlıksız ve palyatif bir seviyede tatmin etmiş oluyordur. Kendisine aslında ben ondan daha iyiyim mesajı veriyor ve narsizmasını okşuyordur. Ya da yaşamını dert edindiği kisinin hayati deneyimleme biçimine karışma hakkını kendinde görüyordur. Bu sebeple de, başkalarının sorununu dert edinmenin dert edinilen kişi için bir bedeli vardır. O bedel de dert eden kişinin sırf onu düşündüğü ve iyiliğini istediği için (?) verdiği tavsiyelerden ya da yaptığı sözde faydalı (yapıcı?) eleştirilerden dolayı ona minnettar olunması ve söylediklerinin yapılmasıdır. Dolayısıyla, dert edinen kişi diğer bir yandan da uyaran, uyarısı dikkate alınmadığı için kızma/eleştirme hakkını kendinde bulan, buna karşın kendisi adeta sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi kendi meseleleri başkaları tarafından dert edildiğinde içerleyen/öfkelenen/küsen/uzaklaşan kişi olabilmektedir. Gördüğün gibi başkalarının sorunlarını dert edinen kişiler bunu salt iyiliklerinden ve diğerkamlıklarından ötürü yapmazlar. Bunu daha çok kendi sorunlarından kaçmak ve kendilerini daha iyi hissetmek (“şükürler olsun benim durumun onunkinden çok daha iyi diyebilmek”) için yaparlar. Oysa, insanın tekamülü ve daha iyi bir insan olabilmesi için öncelikle kendi içine dönmesi ve başkalarının sorunlarını dert edinmekten vazgeçerek kendi sorunları ile ilgilenmeye başlaması gerekmektedir. Aksine her davranış, dert eden insanı her geçen gün kendiliğinden uzaklaştıracak ve daha narsisistik bir kişiliğe büründürecektir. Öte yandan, başkalarının sorunlarını dert edinme eyleminin kaynağında aynı zamanda dert edilen mesele dolayısıyla mağdur olma ihtimali de yatmaktadır. Öyle ya, başkasının (bu kişi en yakınım dahi olabilir) sorunu yüzünden ben de zarar görebilirim. Bunun olmaması için de onun sorununu kendime dert edinerek güya onun “iyiliği için” onun (fiziksel, finansal, duygusal veya ruhsal bir) zarara uğramasını engellemem gerekir. Bu nedenle, dert edinmek aslında sadece bencil bir eylem değil, savunmacı/kendini korumacı bir eylemdir de. Sözün özü, başkalarının sorunlarını dert edinerek bir yere varamayız, sadece kendimizi geçici olarak tatmin eder ve her geçen gün kendimize daha fazla yabancılaşmaya devam ederiz. Dolayısıyla, başkalarının sorunlarını dert edinmekten daha önemli işler bulmalıyız kendimize. Bu bize küçüklüğümüzde öğretilmiş olan toksik davranış kaliplarindan biri olsa bile bunu çok daha yararlı başka bir davranış ile ikame edebiliriz. Buna eminim. Ben de aynı hastalıktan mustarip biriydim. Şimdi düşündükçe başkalarının sorunlarını dert edinmek için harcamış olduğum tüm vakti kendimi iyileştirmek için harcasaymışım çok daha akıllıca davranmış olurmuşum. Bunu başkalarının sorunlarını hangi nedenle olursa olsun dert edinmekten kendini alı koyamayan herkese söylüyorum. Lütfen kendimize dönelim ve başkalarının sorunları ile uğraşmayı bırakalım. Yorumlarını bekliyorum. Lütfen abone olmayı unutma ve kendine çok iyi bak😊 Bu arada, önümüzdeki günlerde 2024 yılına giriyoruz. Hepinize mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir yıl dilerim.

Пікірлер: 16

  • @suleeroglu325
    @suleeroglu3256 ай бұрын

    Yıllarca kurtarıcı rolünü üstlenmiş birisi olarak, küçükken kurtaramadığımız bir şeyleri, geçmişimizde düzeltemediğimiz şeyleri baskalarının hayatında düzeltmeye kalktığımı defalarca kez farkettim. Üzücü olan şey şu ki hakikaten bu büyük bir iki yüzlülük. Esasen kurtarıcı,zorba ve kurban döngüsüne sıkıştığımızı gösteriyor. Son bir buçuk yıldır arkadaşlarımın hayatına müdahil olmamaya çalışıyorum. Kendi dertlerimden kaçmamaya çalışıyorum. Hayatımla yüzleşmeye çalışıyorum. Daha önce geçtiğim yollardan geçmiş birini gördüğümde müdahale etmemeye çalışıyorum. Çocukken yolun karşısına geçmeye çalışan karıncaları ezilmesinler diye yolun karşısına koymaya kalkmak kadar çocukça bu. Karşıdakinin hayatına müdahale ederek onun tekamulune taş koyuyoruz. Hem de kendi egomuzu tatmin ediyoruz çünkü bu ilişkide tahakküm edici bilge rolünü oynuyoruz. Böylece kendi güçsüzlüğümüzle de yüzleşmemis oluyoruz. Unutmayalım ki ne insanlar karınca ne de bizler Tanrı'yız.

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    6 ай бұрын

    Şule merhaba. Çok güzel yazmış ve meseleyi özetlemişsin. Senin de belirtmiş olduğun gibi başkalarının sorunlarını dert edinen insan, atipik bir şekilde kurtarıcı rolüne soyunuyor ancak bunun farkında değil. Bu kendisine daha çok küçükken ailesi ve yakın çevresi tarafından öğretilmiş. Zamanla bu öğreti onun açısından sorgulamadığı ve yanlışlama cesareti gösteremediği için öğrenilmiş bir çaresizliğe dönüşüyor adeta. Dolayısıyla, çaresiz bir şekilde ötekinin hayatına müdahale etme zorlantısı içine girerek, aslında kendisini ötekinin davranışlarından dolayı başına gelebilecek musibetlerden korumaya çalışıyor. Kendisini koruma gayesi taşıyan bu insan ötekinin yaşamına müdahale ederek kendi gerçekliğini ona empoze ediyor ve bu gerçekliği hoş karşılanmadığı zaman da içerliyor. Bu da onu nevrotik bir kısır döngüye sokuyor. Oysa gerçekten görebilse dert edindiği hiçbir şey onunla ilgili değil. Öteki ile ilgili. Ötekinin yaşam gerçekleri ile ilgili. Öyle ise, başkasının dertleri ile hemhal olan insanın kendine dönmek gibi bir niyeti olmadığını söylemek de mümkün. Bence kilit nokta burası. Kendine dönme cesareti olmayan ama başkalarının yaşamları üzerinden beslenen insanın bölünmüş benliğine (daha çok zalim yanına, bazen de mağdur yanına) hizmet edecek bir öteki ile kurduğu nesne ilişkisi aslında bu dert edinme meselesi. Bu açıdan meseleyi değerlendirdiğimizde senin varmış olduğun nokta enfes gerçekten. Hiç de kolay değil. Meselenin farkına vararak gerçekliğini değiştirmeye başladın. Ayrıca, bu konuda kendine aslında hiç de çaresiz olmadığını gösterdin. Umarım etrafındaki insanlara da bu değişim ile örnek olursun. Sevgiyle.

  • @suleeroglu325

    @suleeroglu325

    6 ай бұрын

    @@kendinias8533 💜

  • @SinemIrmak.11
    @SinemIrmak.116 ай бұрын

    Teşekkürler..

  • @ulku6999
    @ulku69996 ай бұрын

    Araştırmaya başladığım konuların olduğu ve anlaşılır bir kanal.çok çok faydasını görürüm inşallah,bilgilenmeye ve şifalanmaya niyet ediyorum

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    6 ай бұрын

    Merhaba Ülkü. Hosgeldin. Niyetin çok saf. Buna gayret ve cesaret de eşlik ettiğinde eminim sadece benim kanalimdaki iceriklerden değil, okuduğun, izlediğin ve dinlediğin tüm ilgini çeken iceriklerden fayda edersin. Yorumlarını bekliyorum. Sevgiyle.

  • @AhmetYaman03336
    @AhmetYaman033364 ай бұрын

    Geride kaliyorsun yada kaliyoruz kendimiz yok ,karşı tarafta bir müddet sonra yok sayıyor, oyle biri yok diyor ,bütün emeklerini hiçe sayarak,yeni bir hayata ,yeni rugan ayakkabıları ile yelken açıyor, bencil yada o narsist kişi, hiç yokmuş gibi ,yeni arkadaş yeni dost ve insanlar ile kendini pazarlıyor, hocam sen bilirsin ,iyi günler.

  • @Watchingtheuniverse
    @Watchingtheuniverse6 ай бұрын

    Taptuk Emre hazretlerinin dizideki repliği ilk aklıma gelen oldu. Anadolu tasavvuf bilgeliği, bize bunları hep söylüyor. Sizin sözleriniz de ne kadar isabetli. kzread.infoPNKzBqGoLBs?si=X8aLdW07hBfekTwO

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    6 ай бұрын

    Çok teşekkürler değerli katkın için. Hemen dinledim. Çok beğendim. Ben o kadar şairane bir şekilde ifade edememiş olsam da ben de senin gibi özetle aynı şeyleri söylediğimizi düşünüyorum. İnsanın önce kendi yolunu aydınlatmalı, ancak bundan sonra başkasının yolunu aydınlatmakla uğraşmalı. Keramet bence bu istikamette ilerlemeyi becerebilmekte. Bu da zaman, sabır ve pratik gerektirir. Sevgiyle.

  • @Watchingtheuniverse

    @Watchingtheuniverse

    6 ай бұрын

    @@kendinias8533 Siz de gayet güzel anlattınız ki, aklıma hemen bu repliği geldi büyük zatın. Diziyi izlemenizi, özellikle psikoloji ile yakından ilgilenen bir hukukçu oldugunuzdan hararetle tavsiye ederim. İçinde felsefe, sosyoloji, hukuk, bolca psikoloji bulunan çok nitelikli ve muhteşem bir dizi. Diziden öte, bir okul adeta. Arka planda birikimi olanlar için daha fazla açılımları olabilecek bir eser derim naçizane. Sevgiyle 🌿

  • @pamirtutak9862
    @pamirtutak98626 ай бұрын

    İnsanın kendini bilmesi için attığı her adım çok değerlidir. Kendi üzerimize çalışmadan varlığımızı anlamamız ve neler yapabileceğimizi keşfetmemiz mümkün değil. Kendimizi tanıdıkça, keşfettikçe içimizdeki kudreti ortaya çıkartırız. Daha önceki sohbetimiz esnasında paylaştığım şu cümlemi yenilemek istiyorum; Kendini keşfettiğin yerde yaşamaya başlarsın. Tekrar ağzına sağlık yine çok güzel bir bölümle geldin. Sevgilerle Pamir Tutak.

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    6 ай бұрын

    Çok teşekkürler Pamircigim. İlgin ve nazik katkın için. Başkalarının sorunlarını ziyadesiyle dert edenlerin en büyük problemlerinden biri de kendilerini keşfetmek için yeterli zamanı ayirmamalaridir. Zira başkalarının sorunlarını dert edinmek insanın kendisiyle meşgul olmasından daha kolaydır. Sevgiyle.

  • @ahmetsengul2313
    @ahmetsengul23136 ай бұрын

    Bende çok toksik davranışlara maruz kaldım ,hep hor görüldüm ,ailede sorunlu hocam ,yine aynı kalıplar ile davranmaya devam ediyorlar, yani hocam bir cesit manipilasyon .

  • @Watchingtheuniverse
    @Watchingtheuniverse6 ай бұрын

    Başkalarının sorunlarını dert edinmenin nedenlerinden birinin de, çocuklukta, özellikle de kız çocuklarının ebeveynleştirilmeleri olduğunu düşünüyorum. Annelerinin kendilerine dert ortağı yaptığı, bilmeden sırtlarına yükledikleri " kurtarıcılık " rolünü, yıllarca, hiç farkına varmadan ve kendi karakter özelliği zannederek yaşamaya devam etmelerinden.. Ta ki uyanıp bunun üstümüze geçirilmiş bir rol olduğunun farkına varana dek...

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    6 ай бұрын

    Kesinlikle katılıyorum. Ülkemiz küçük anne-babalarla dolup taşıyor. Ebeveyn olmak için gerekli duygusal, zihinsel ve ruhsal olgunluğa sahip olmayan "yetişkin görünümlü çocukların" evlenmeleri ve çocuk sahibi olmaları bu sorunun kaynağında yatan en önemli neden bana kalırsa. Bu şekilde ebeveyn olan herkes çocukluğunun arka bahçesindeki tüm yükü kendi çocuğunun omuzlarına yıkıyor. Çoğunlukla bilmeden yaptığımız kötülüklerin çoğunu "iyi niyetimizle" yapmıyor muyuz zaten? Bu nedenle, insanların çok önemli kararlar vermeden önce yetişkin benliklerinin gelişmesi için bu gibi hususların farkına varmaları elzem. Umarım birileri bu ve buna benzer içerikleri okuyor ve izliyorlardır. Bu sayede daha farkındalıklı kararlar alıyorlardır. Sevgiyle.

  • @Watchingtheuniverse

    @Watchingtheuniverse

    6 ай бұрын

    @@kendinias8533 Çok yerinde olan tespitlerinizi ve bu alandaki bilgileri okuyanların, takip edenlerin çoğalması en büyük dileklerimden .. Bu alandaki değerli katkınızdan dolayı çok teşekkür ederim.