Gönül Kavramı - Kutadgu Bilig Okumaları

Gönül Kavramı - Kutadgu Bilig Okumaları
Gönlün, Kutadgu Bilig kurgusundaki rolü nedir? İrfani bilgi Kutadgu Bilig'de nasıl ele alınır? Odgırmış devlet yönetimine niçin karışmak istemez? Küntoğdu ve Öğdilmiş niçin Odgurmış'ı yönetime dahil etmek ister? Türk Sufilik tasavvuru nasıl bir sisteme sahiptir? Bugünkü din istismarcılarından Türk İslam kültüründeki ilim irfan sahiplerinin farkı nedir? Tasavvufu nasıl sistematize etmişlerdir?
Gönül: Farsça dil, derûn; Arapça’da ise kalp, hâtır, anlamlarına gelen gönül kelimesi, kalp kelimesinin Türkçe karşılığı olarak kullanılır. Gönül kelimesi, Türk ve İslam düşünce geleneğinde divan edebiyatı, halk edebiyatı ve dini tasavvufi düşünce sistemlerinin en önemli ve en çok işlenen kavramlarından birisidir. Gönül ve kalb kelimeleri dini ve tasavvufi gelenekte düşüncenin kaynağı ve aracı olarak görülmüştür. Tasavvufta bilginin kaynağı kalb/gönül olarak görülür, ancak burada ifade edilen kalb aklın karşıtı olarak kullanılmaz, belli bir yere kadar akıl ile iç içedir.
İslam düşünce geleneğinde bilgi edinme sürecinde akıl melekesinin yanında gönlün/kalbin de aktif olduğu bir anlayış esasında Kur’an’da da kendisinden bahsedilen bir husustur. Gönül kavramı Kur’an’da insanların ibadetlerindeki “ihlâs” mertebesi ile ya da sorumluluklarını yerine getirmemeleri sebebiyle “kalplerin mühürlenmesi” ifadesiyle karşılığını bulmakta; rıza ve samimiyetin bir ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle bir şeyi kabul etmek ile ona gönülden bağlı olmak arasındaki fark önemle vurgulanmıştır. Gönül kavramı İslam düşünce geleneğinde insanın bilgi edinme süreciyle de irtibatlandırılarak, fikir ve iradenin merkezi olarak kabul edilen akıldan daha geniş bir anlamda, kalbden düşünen, tedebbür eden, anlayan bir yeti olarak açıklanmıştır. Dolayısıyla gönül vasıtasıyla elde edilen bu bilgi türü, duyusal ve akli bilgi sürecinin nihai noktası olarak ifade edilebilir.
Gönül kavramının Kutadgu Bilig’in teorik alt yapısını oluşturan anlam sahasına bakacak olursak, akıl ve gönül melekelerinin insan varlığını anlamlandırmada birlikte zikredildiğini görürüz. Bu nedenle de akıl ile ilgili yapılan değerlendirmelerde de görüldüğü üzere, insanın doğuştan akıl ve gönül sahibi olması, onun tam bir sermayeye sahip olması olarak yorumlanmıştır. Akıl melekesiyle birlikte gönül melekesine sahip olan insan, bu dünyadaki eylemlerini iyi ve doğru olana sevk edebilmesi noktasında en önemli şeyleri elde etmiş kabul edilmektedir. Bu iki melekenin birlikte ifade edilmesi, kişinin akıl ve gönül melekelerinden sadece birine sahip olmasının varlığını kemal mertebeye ulaştırması için yeterli olmadığını göstermektedir.
Gönül kavramı, Kutadgu Bilig’de akıbet ve kanaat olarak da ifade edilen Odgurmış ile müşahhaslaştırılır. Odgurmış’ın eserin sistematiği içinde neyi temsil ettiği müzakere konusu olmuş kanaat ve akıbet yorumları öne çıkmıştır. Ancak biz eserin temel kurgusu ile ilgili yaptığımız incelememizde gönül kavramının Odgurmış karakteri ile temsil edildiği kanaatine ulaştık. Bu sonuca ulaşmamızın sebebi akıl ve gönül kavramlarının Tanrı’nın ihsanı olarak kullanılması, aynı şekilde eserde de akıl olarak tavsif edilen Öğdülmiş’in yanına Odgurmış’ın yardımcı olarak istenmesidir. Ayrıca Odgurmış karakteri incelendiğinde zühd ve uzlete dayalı yaklaşımı benimseyen bir tavrının olması da bu kavramın Odgurmış’ı temsil ettiği kanaatini bizde hâsıl etti.
Gönül kavramının anlam alanını belirleyen bir diğer unsur da iradedir. Gönül kavramı, irade ve rıza ile yakından ilişkili görülür. Bir eylemin ahlaki olup olmadığının temel belirleyicisi, esasında irade ve rızadır. Ahlaki eylem denildiğinde, bir başkasının baskısı ya da korkusu sebebiyle değil, eylemin kendisi için gerçekleştirilmesinin esas olduğu düşünülürse, insanın gönül rızasıyla ortaya koyduğu fiillerinin aslında bizatihi ahlakının bir tezahürü olduğunu ifade edebiliriz. Bu anlamda insan akletme melekesiyle eylemlerinin doğruluk ve tutarlılığını denetlemekte, bunun varlık alanında ortaya çıkaracağı etkinin hayra vesile olup olmadığını ise, gönül terazisine vurarak bulmaktadır.
Yusuf Has Hacib tarafından Odgurmış üzerinden ortaya konulan irfani kişilik, İslam tasavvuf geleneğinin önemli kaynaklarından biri olarak ifade edilebilir. Ancak eserin bütüncül yapısı düşünüldüğünde Odgurmış karakteri ve temsil ettiği gönül ve kanaat, eserde kurgulanan yapının bir boyutudur. Bu, diğer unsurlar da dikkate alınarak değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Yazarın kendisinden sonraki tasavvuf düşüncesine etkisi kabul edilen bir husustur. Bu etki, Kutadgu Bilig’in İslam düşünce geleneğine yaptığı önemli katkılardan biridir. Ancak eserde ortaya konulan anlayışı sadece Odgurmış tarafından ifade edilen züht ve uzlete dayalı yaklaşım biçimleri üzerinden okumak, eserin ana yapısını anlamlandırmada bir takım sorunlar doğuracaktır. Bu nedenle yapılması gereken gönül kavramını diğer unsurları da göz önünde bulundurarak analiz etmektir.

Пікірлер