#118

Dr. Bruce Perry ile Oprah Winfrey’in birlikte kaleme aldıkları “What Happened to You” isimli kitabın 126-141ncu sayfalarına atıfla yaşamımızda neyi neden yaptığımızın farkına varmamız gerektiğinden bahsederken, düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız üzerindeki etkileri bakımından genetik aktarım ile deneyimlerimiz yoluyla aktarım arasındaki farklardan söz ettim. Bu doğrultuda, kalıtımsal/genetik nedenlerin yanı sıra mizaç ve kişilik özelliklerimiz ile nesilden nesile aktarılan deneyimler dışında yaşadığımız öznel deneyimlerin, kültürel ve biricik değerlerimiz ile inançlarımızın düşünce ve davranış kalıplarımızı oluşturduğunu belirttim. Bu arada, deneyimlerimizin genlerimizin ürünü olmadığını ifade ederken çevresel faktörlerin davranışlarımız üzerindeki etkilerinin büyük olduğunun altını çizdim. Bu noktada, medya aracılığı ile pompalanan bir ülkede hâkim olan kültürel kodların ve bu anlamda, söz gelimi Türkiye’de hâkim olan korku kültürünün özellikle aile ve sınıf ortamlarında aktarıldığını belirttim. Daha sonra, genlerden bahsettim ve şiddetli bir korku duygusu gibi stres tepki sistemlerimiz ile temel düzenleyici sistemlerimizin bazı işlevsel bölümlerinin de genler yoluyla aktarılabileceğini anlattım. Buradan da bedenimizdeki genlerin ifadesini değiştiren çevresel faktörlerle kurduğumuz etkileşimin bilimini açıklayan epigenetik biliminden detaylı olarak bahsederek beynimizin ve bedenimizin bu etkileşimler sonucunda değişebileceğine vurgu yaptım. Hatta bazen bu tarz değişikliklerin çarpık bir dünya görüşüne sahip olmamıza dahi neden olabileceğini belirttim. Bu anlamda, kaotik bir ortama doğmuş olan bir bebeğin sonradan olumlu yönde değişen çevresel koşullar karşısında yaşayacağı değişim karşısında (şartları gözle görülür bir biçimde olumlu yönde değişmiş olsa bile) zorlanabileceğini ve karmaşa yaşayabileceğini anlattım. Yorumlarını bekliyorum. Lütfen abone olmayı unutma ve kendine çok iyi bak😊

Пікірлер: 2

  • @songulyldz2619
    @songulyldz2619Ай бұрын

    Merhabalar, rastlantı sonucu videolarınız önüme geldi. Videolarınızda kendinizi tanıtmamışsınız. Sadece ben Önder dediğiniz bir videoya rastladım. Siz kimsiniz, adınız soyadınız ve psikoloji alanında aldığınız eğitimler nelerdir?

  • @kendinias8533

    @kendinias8533

    Ай бұрын

    Sevgili Songül merhaba. Beni keşfetmiş olmana sevindim:) Yaşam öyküm kamu tarafından erişilebilir hiçbir yerde yok. Buna gerek de duymadım sanırım. Buna mukabil videolarımda önemli gördüğüm kimi yaşam deneyimlerimden bahsediyorum. Bu doğrultuda, videolarımdan benimle ilgili bazı bilgiler edinmen mümkün. Yine de özellikle sorduğun için kendimle ilgili temel bazı bilgileri burada seninle paylaşmakta bir beis görmüyorum. Ben kültürlü ve eğitimli bir aileye doğdum. Anne ve babamdan sevgi, ilgi ve şefkat gördüm. Ağabeyim ile çekiştik, kavga ettik ama hiçbir zaman birbirimize küsmedik ve dışlamadık. Annemle, babamla ve ağabeyim ile zorlandığım zamanlar da oldu. Hassas ve duyarlı bir çocuktum. Gözlemlemeyi ve kendimle olmayı severdim. Ancak yalnız kalmaktan haz almazdım. Hala da öyleyim. Çok güzel bir mahallede büyüdüm. Sokak çocuğu idim. Mutlu bir çocukluk geçirdim, ancak ilkokulda öğretmenimden çok dayak yedim ve ailem maalesef bunu fark edemedi. Ve ben de ispiyonlamak kötü olduğu için öğretmeni 5 yıl boyunca aileme şikayet etmedim. O dönemin bugünümde hala kötü anıları vardır. Ancak ayni anıların bugünkü ben olmamda büyük katkıları var, en azından once insanı ve toplumu, sonra da kendimi sorgulamamda. Nitekim, bu yönde 20'li yaşlarımın başından itibaren kendimi geliştirmeye adadım. Oysa öncesinde ders kitaplarım dışında pek bir kitap okumaz,, araştırmaz ve kendimi geliştirmekle ilgilenmezdim. Salt var olmaya çalışırdım sanırım. Hep sokaktaydım. Oyun oynardım belki de bu sayede ilkokul travmalarımla başa çıkabildim. Terapiye de gitmediğim için başka türlüsü eminim çok zor olurdu. Ortaokul ve lisede çalışkan bir öğrenci oldum. Bu sayede hukuk fakültesini kazandım. Başarı ile bitirdim ve hala avukatlık yapıyorum. Bir dönem üniversitelerde yarı zamanlı öğretim üyeliği de yaptım. 3 kere evlendim. İlk ikisinde umduğum gibi olmadı ancak şimdi gerçekten mutluyum. Yakın ilişkilerimde videolarımda anlattığım toksik deneyimleri yaşadım ve yaşattım. O günlerde daha iyisini bilmiyordum ve fakat her nedense olduğumdan daha iyi bir insan olduğumu sanıyordum. Öğrenmek için hevesliydim ve okuyordum ancak yıllar geçmeden okuduklarımı tam anlamıyla içselleştiremediğim için kendimi tökezlerken buldum. Eyleme geçiremediğim farkındalıklarımın gerçekten işe yaramadığını bu sayede öğrendim ve ilişki hatalarım ile yaşamımdaki yanlış seçimlerin daha fazla ayırdına vardım. Böylelikle, hayatımın sorumluluğunu almayı da öğrendim. Bu beni gerçekten özgürleşmeye sevk etti. İlk evliliğimden bir kızım oldu, şimdi 16 yaşında. Onun varlığı bana ışık oldu ve daha iyi bir insan ve anne-babamdan daha iyi bir ebeveyn olabileceğimi fark etmemi sağladı. Bu yüzden daha da çok okumaya ve hayatımdan olup biteni çözümlemeye başladım. 16 yıl önce aynı zamanda kardeşim kadar yakın olan ortağım ile bir araya geldim. Daha öncesinde tanışıyorduk ancak birlikte çalışmaya başlayınca çok daha güçlü bir bağ kurduk. Benzer zevklerimiz var. Okumalarımız aynı istikamette. Felsefe yapmayı, insanı, yaşamı ve kendimizi sorgulamayı çok seviyoruz. O aynı zamanda koçluk da yapıyor. Onun sayesinde de bugün daha iyi bir insanım. Şu anda birlikte olduğum sevgili eşim de beni çok geliştirdi ve geliştirmeye devam ediyor, bu nedenle, ona da çok şey borçluyum. Çok kıymetli, güzel ve birlikteliğinden çok keyif aldığım bir insan. Öte yandan, insanları seviyorum en çok. Sonra hayvanları ve doğayı. Buna rağmen bugüne kadar çok yalan söyledim. Çok utandım, utandırıldım ve en kötüsü de kendime olan sevgisizliğim ve saygısızlığım dolayısıyla kendimi utandırdım. Kendimi çok kez suçladım ve aşağıladım. Artık bunları çok daha az yapıyorum. Büyüyorum sanırım. Olgunlaşıyorum. Bitmeyecek bir süreç bu elbette. Hala içimdeki çocuk çok canlı ve hasarlı, bunu da biliyor ve hissediyorum. Ama artık ona daha çok sahip çıkıyorum. Onu daha çok seviyor ve sayıyorum. Özellikle ona daha çok şefkat gösteriyorum. Hatta bu bağlamda bebeklik ve erken çocukluk dönemimin iki resmi masamda duruyor ve bazen o günkü Önder'ler ile konuşuyorum:) Ne de olsa ruhsal aygıtımızın tedavisi bizim elimizde. Biz hayatımızda olup bitenlerin ve neyi neden yaptığımızın ne kadar farkına varır ve daha iyiye doğru gelişir-değişir-dönüşür isek o kadar fazla iyileşebiliriz. Her gün bu yaklaşım ile tercihlerimi yapıyorum. "Az, çoktur" diye inanıyorum. Samimi ve kendim gibi olmaya çalışıyorum. İlerleyen haftalarda "bazen çok ikiyüzlü olabiliyorum" başlıklı bir video yayınlayacağım. Böyle bir video çekmeye ihtiyacım vardı galiba ve çektim. Diğer bir yandan da artık yaptıklarımın hesabını bir tek kendime verdiğimi gözlemliyorum ve bu çok hoşuma gidiyor. Sınırlarım daha güçlü. Daha az korkuyor ve kaygılanıyorum. Ve yine de biliyorum ki hayatımda her şey bir anda alt üst olabilir, o yüzden ölüm bilinci ile yaşamaya bakıyorum, gelecek kaygısı vs ile kendilik algımı bulandırmıyorum. Kafamı açmaya öncelik veriyorum. Hata yapmaktan korkmuyor ve kimsenin beni beğenmesini beklemiyorum. Buna karşılık beni beğenenlere şükretmeyi de ihmal etmiyorum. Muradım daha iyi bir insan olmak, yaşamak ve insanoğlunun bilinç evrimine katkı sağlamak. Bu doğrultuda, içimden gelmediği zamanlarda bile video çekiyor ve sonra iyi ki diyerek kendimle gurur duyuyorum:) Şaka gibi ama sanırım eskisinden daha fazla akışa girebiliyorum. Şimdilik bu kadar bilgi vermiş olayım. Umarım verdiğim bilgiler bir nebze olsun soruna cevap olmuştur. Kanalıma iyi ki geldin, umarım bir hukukçu ve sıradan bir vatandaş olarak bu kanalda anlattıklarım sana iyi gelir ve daha fazla içine dönmene ve de en önemlisi iyileşmene olanak sağlar. Kendine iyi bak ve sevgiyle kal.