Ben, sosyal medyayı kullanmayan, akademik faaliyetlerinin dışında genel olarak münzevi yaşamayı tercih eden bir akademisyenim. Pandemi sürecinde yaptığım online derslerden sonra internet imkanının eğitim-öğretim için oldukça önemli ve verimli bir araç olduğunu fark ettim. Fakültenin sınıflarında yapmış olduğum derslerin geçiciliğine karşın bu dersler kaydedildiği için kalıcı idiler. Ben de derslerimi kalıcı kılmak amacıyla bu kanalı açmaya karar verdim. Bir şeyler öğrenmek isteyenler için KZread tam anlamıyla global bir mektep gibi. Aktif olarak fakülte derslerime katılamayan öğrencilerimin ve konuya ilgi duyan herkesin yararlanması için bu kanalı kullanmanın isabetli olacağını düşündüm. Bu vesileyle sayısız derecede izleyiciye ulaşma imkânı bulacak ve onlarla ilim ekseninde diyalog kuracağım için hem heyecanlı hem de çok mutluyum. Ümitlerimin ve umutlarınızın gerçek olması dilekleriyle kanalımın hayırlı olmasını diliyor hepinize gönül dolusu sevgilerimi ve saygılarımı arz ediyorum.
Пікірлер
Kıymetli hocam; sizin gibi nazik, naif, aydın, bilge, musikişinas birinin bu birbirinden kıymetli, paha biçilemez derslerini dinlerken bunca zamanlık eğitim hayatımın ne kadar yüzeysel olduğunun farkına vardım. Derslerinizde kullandığınız nezaket dili beni çok etkiliyor. Çağımızda en çok hasret kaldığımız iki şeyi ziyadesiyle bizlere sunuyorsunuz: Bilimsel düşünme ve nezaket. Hem de hiçbir karşılık beklemeden. Sizi tanımak ne büyük bir onur.
Çok teşekkür ederim efendim, sizin gibi takipçilerimin olması da benim için bir onurdur. Sizler bana enerji kaynağı olduğunuz sürece ben de bu dersleri yapmaya devam edeceğim inşallah, tekrar teşekkürler, selam ve sevgilerimle.
Hocam muktesebat markali at gözlüğünüzü çıkarmadan, safsata cenderesinden çıkmanız imkansız görünüyor... Ömrümüzü boşa harcamissiniz, çok yazık 😒
Hocam bir sonraki ders videolarını heyecanla bekliyorum Allah ömrünüze bereket versin
Hep birlikte inşallah. Teşekkür ederim
İyiki bu dersler var hocam teşekkür ederiz❤
❤❤
Teşekkürler hocam, Organon'un ikinci kitabı, Grekçe: Peri Hermeneias, (Περὶ Ἑρμηνείας)
çok teşekkür ederim, o anda aklıma gelmedi, var olasınız hatırlatmanız için. İlgi ve mesajınız için ben teşekkür ederim
Muhterem hocam İlgiyle takip ediyorum. Allah razı olsun. Saygılarımı arz ederim.
Canım üstadım bu güzel mesajınızı görmek benim için bir onurdur. Selam ve hürmetlerimle
Teşekkür ederim Saygıdeğer Hocam. Aynı fakültedeki sınıfımızdaki harika keyifli derslerinizi hatırlatıyor. İlmek ilmek işlediginiz için teşekkür ederiz. 🎉
Çok teşekkür ederim. Bir öğrencimden mesaj almak ne kadar sevindirici. Varolasınız, selam ve sevgilerimle
Sizi bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Serileriniz o kadar değerli ki.
Siz değerli izleyicilerim oldukça ben de inşallah bu dersleri şevkle yapmaya devam edeceğim. Selam ve hürmetler.
Videolar çok değerli ve bu değerin farkında olanların varlığını biliniz. Saygılarımla.
Çok teşekkür ederim. Bana şevk verdiniz. Selam ve hürmetlerimle
Türk'çe'de...
Azizim...
Bir yetkin çeviri'si daha var.
gerçek dinlenme durumunu,dinleyen 100 kişi ile,dinlemeyen 100' ler belirler............dersinizdeki dünyayı belirleme durumundan kopya çektim :) siz gerçekten bir şeyler öğretmeye çalışıyorsunuz..allah razı olsun not: gençler oynatma hızını 1,25 alırsanız,hoca nın bahs ettiği yorgunluk olmaz:)
Çok değerli yorum ve mesajınız için teşekkür ederim. Hürmet ve selamlar.
çok teşekkürler hocam, çok faydalı oluyor lütfen devam edin.
Ben de size çok teşekkür edrim ilginiz ve beni teşvikiniz için. İnşallah hep birlikte devam edeceğiz.
Çok teşekkür ederiz hocam... İlahiyat öğrencisi değilim ancak kanalınızın sunduğu entelektüel taraftan çok memnunum.
Çok sevindim, ne güzel. İlginize ve güzel mesajınıza çok teşekkür ederim.
Teşekkür ederiz Saygıdeğer Hocam🎉
Ben çok teşekkür ederim ilginize varolasınız.
Değerli izleyenlerim bir dikkatli izlryicimizin uyarısı ile Russell ikinci küme düşünülebilir olacaktı affınıza sığınarak düzeltiyorum. Selam ve saygılarımla
Hocam, 28:31. dakikada ekranda görülen A.Normal kümenin altında ''Düşünülebilenler'' yazılı, az önce ise ''Düşünülebilir olan'' dediniz... Birinci kümenin altında ''Matematikçiler'' yazılı, ikinci kümenin altında ise ''Düşünülebilenler'' yazılı; aralarında ne fark var? İkinci kümenin altında ''Düşünülebilir olan'' mı yazılmalıydı?
Evet çok teşekkür ederim. Not düşeyim
Çok Değerli Muhterem Hocam, 1-Ekol misyonu olan kadim ulemanın “Allame-i Küll” vukuf ve uslubunun tezahürü ile bir Özgür Üniversite olan derslerinizden istifade imkanı verdiğiniz için çok çok teşekkürler. 2-İlk tefsirlerde sadece Huruf-u Mukattaa olarak anlaşılan müteşabih kavramı Usul-u Fıkhın imzası ile gelenekte anlaşılmaz anlamı ile meşhur oldu. Mezhep ve meşrep ve fırkalar arasındaki tevil ve tefsir ihtilafları sizin deyiminizle; “okur bağlamı” bu anlamı vermede en önemli etkendir. 3-Bir çok dersinizde ısrarla belittiğiniz gibi ; Kur’anın mucizevi fesaheti ile meşhur mütaşabihat büyük bir çelişki oluşturuyor. 4-Çözüm için müteşabih kavramına ; tevil edilebilir, farklı anlamlara gelebilir anlamı verip ve hakemi de muhkem ayetleri teyin ederek çözüyorsunuz. Ancak gelenek te aynı anlamı veriyordu. Sadece gelenek anlamı Allah bilir derken, siz anlamı Allahın muhkem ayetleri bilir diyorsunuz. Dahası “Kur’anın muhkematı müteşabihatı belirler” sözünüzle müteşabihteki anlama problemini kabul ediyorunuz. Muhkem vasıtası ile anlaşılma da Kur’anın beyan ettiği fesahet ve belağatına zıttır. Ki siz bu çelişkinin olamayacağını hemen her vesile ile ifade ediyorsunuz. Konu “Vahiy Pasajı” olduğu için Mushaf-Kuran ayrımı önemli değil. 5-Surenin merkezinde Kitaplar ve Ehli Kitap var. İlk ayetler bazı rivayetlere göre ilk 70 ayet nuzul sebebi Necran Hıristiyanlarıdır. Sadece bu surede değil genel olarak Kur’an, Ehli Kitap geleneğinin devamı olduğunu kitapları tasdik ederek belirtir. 6-Binaenaleyh, muhkem ve müteşabihlik kıyası Kur’anın ayetleri arasında değil,Kuran,Tevrat ve İncil arasındadır.Çünkü Kur’an yüzde yüz muhkemdir. Ve bu muhkemlik defalarca ifade edilmiştir.Bir kısım ayeti müteşabih saydıktan sonra anlamını Allaha veya Muhkemata havale etmek anlamı anlaşılmaz kabul etmektir. 7-Binbeş yüzlük bir zaman sürecinde nuzul eden vahyin bir kısmının birbirine benzemesi ve bir kısmının da muhkem olması kadar fıtri ne olabilir. 8-Rasihun tabiri bu tezi teyid eder.Çünkü Rasihun Ehli Kitabın uleması için kullanılan bir tabir.Ve Rasihunun Küllun yani bütün ayet ve kitaplar ifadeside bu hakikate bir mühür gibidir. 9-Müteşabih Benzeyen demek olup bu ilahi kitaplar arasında tabii bir durumdur. Anlam olarak çok rahatlıkla görülebildiği gibi lafzen de bu benzeme vakidir. Kelimetullah ve Ruhullah ve Seçilmişlik gibi. 10-“Art niyetli olanlar” fitne amacı ile benzeyen ayetleri yanlış tevil ederler. 11-Bu tesbiti genel hatları ile 29 Eylül 2019 tarihli face sayfamda paylaştım. Kemalı hürmetle ellerinizde öper, sağlık ve afiyetler dilerim.
dark matter ... çok güzel sentezlediniz Hocam. Zihninize ve dilinize sağlık🎉
Keşke! Arapça'lar'ın'dan'da Câbir'î dersler'i yapsanız. Azizîm...
Aslında düşündüm üstadım da çok uzun süreckti ama Ahlaki Akıl kitabından sonra Yeniden Yapılanma kitabından önce insan haklarıyla ilgili çevrikmemiş bir makalesi var onu okumayı düşünüyorum. Öneriniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Selam ve muhabbetle
1×0=0
1+0=1'dir.
Ma'şallah; Zihni'm kamaştı...
Teşekkür ederiz.🎉
Hocam yazar aklı kategorilere ayırdığı için akla deger vermedigi kanaatiniz tutarlı degil maalesef. Yazar akla fazlasiyla deger veriyor aslında. Üçlü akıl sınıflandırmasını mutlaka biliyorsunuzdur. Sözleriniz yazara karsi fazlasıyla ağır olduğunu düşünüyorum.Bunu da yazarin Cabiri tenkidini sizin kabul etmemenize bağlıyorum. Ayrica insanın unutmasından yazara neden yükleniyorsunuz anlamak zor. Yuce Yaradan'ı bunu uzerinden eleştirmemiş,sadece durum tespiti yapmış.Bir de bunun yanlisligini uzun uzun anlatmışsınız. İnsanı kötülememiş yapmayin hocam.
Allah razı olsun hocam, dilinize sağlık. Hocam burda ifade ettiğiniz gibi, duayı yalanladınız, yani hafife aldınız, duanın yerine sebeplere sarıldınız, manası da çıkıyor kanaatimce.
Türkçe düşününce öyle ama Arapça dili açısından verdiğim anlam dışında anlam vermek dil kurallarına aykırıdır. Selam ve hürmetler
Saygılar hocam, Allah razı olsun.
Teşekkürler sayın hocam.
Allah razı olsun. Teşekkürler...
61 yaşındayım. Gelenek mirası/mimarisi ile inşâ ettiğimi sandığım (aslında kulübe bile olmadığını yeni yeni fark edebildiğim) binadan, bu sohbet neticesi 2 çürük tuğla daha düştü. Yerine sağlam, çelik gibi beton tuğlalar geldi şükür. Hocam iyi ki varsınız. Sizi Var Eden'e hamd-ü senâlar olsun. Var olun inşallah.
Çok teşekkür ederim efendim siz de iyi ki varsınız ki ben de bu dersleri yapıyorum. Hep birlikte var olduğumuzda değerliyiz. Duygu dolu mesajınız için de ayrıca teşekkür ederi.
Sn• Hocam, ‘Dil, varlığa isim vermektir. Adem’e isimlerin öğretilmesi dildir’ önermenize kısacık farklı bir yaklaşım getirmek isterim: Ademe ‘ESMALAR’öğretildi ifadesinden varlığa verilen tek tek isimler olması imkan dahilinde değildir. Buradaki ESMA kendisiyle insanlığın ortaya çıktığı KÖKEN BİLGİSİ öğretildi. ESMA kendileriyle SUMUV olunan insanlığın kendileriyle Sema oldukları varlıklardır ki, bunlar da 7 Sema olan insanlığın anneleridir. Ayrıca Dilde bir ŞEY’e isim vermek, kelimelere anlam yüklemek ittifak ve tevarüsü gerekli kılar. Bu konuda İNSANIN ittifak ve tevarüs oluşturması imkan dahilinde değildir. Dil ve dilin tüm unsurları ancak Allah’ın öğretmesi ile mümkündür . Bu öğretme de ortam oluşturularak doğal olarak öğretilir. Öğrenmenin doğal ortamını Allah oluşturur insanlar farkında olmadan kelimeleri, anlamları, isimleri vs. öğrenir. Tıpkı yeni doğan bir çocuğun dili öğrendiği gibi…. Sunumunuzun diğer kısımları çok önemliydi. Emeğiniz için teşekkür ediyorum.
Katkılarınız için çok teşekkür ederim zat-i âlinizin değindiği dile dair tevkifilik hususlarına Dil felsefesi belagat dersimin bir sonraki dersinde değineceğim, ilgi ve değerlendirmeniz benim için çok kıymetli tekrar teşekkür ederim, muhabbet ve saygılarımla.
Sn. Hocam, Mushaf - Kur’an ayrımı konusunda büyük bir yanılgı içerisinde olduğunuzu bir kez daha hatırlatmak istedim. Selamlar.
Teşekkürler hocam
Bizim için bir nimetsiniz. Rabbime şükürler olsun. ŞEY'e dair özel bir eser yazılsa ne iyi olur.
Teşekkür ederiz Saygıdeğer Hocam.
Değerli izleyicilerim dersin sonunda yazmak istediğim bir mottom vardı ama zihnim yorulduğu için yazamadım buraya yazmak istedim. Bu mottomu dersin sonunda okuyunuz: "Şey, Tanrı değil, Tanrı Şey'dir." Saygı ve muhabbetlerimle...
Şu düşüncemi paylaşmak isterim sahabe vahyi anlamak gibi bir derdi yoktu bence direk vahye iman ediyor gereğini yerine getiriyordu o gereği de Hz Resulullah sallallahu aleyhisselam dan duydukları için mesele yoktu sonraları anlama problemi çıktı çünki vahyin emir ve yasaklarını yerine getirme de cekinceler yaşandı buda insanlarin farklı nefsani boyutlarıyla ilgili mal mülk iktidar saltanat kavmiyet gibi bir çok şeyler vahyi anlama bahanesiyle keyfe uygunluğu çağlara değişen dünya düzenlerini vahye tasdik ettirme çabaları gibi
Tecrübeyle sabittir ki, sözlü iletişimin anlama yansıyan problemleri yazılı iletişimden çok daha fazladır. Sözlü iletişimde hangi anlama problemlerini muhataba sorabiliyoruz. Bu hem mümkün değil hem de sözlü iletişimde problem çözme anlaşma çok daha azdır. Yazılı iletişimde ise bu anlama ve anlama problemlerini çözmek daha kolaydır. Yeter ki metne sadık kalınsın, metnin kurallarına , dilin gramerine uyulsun.
Özellikle Zümer,2,23,41. Ayetlerinde bu vahiy KİTAP olarak indirildi diyerek, Hitap/ vahiy olarak inmiştir söylemlerini silip atıyor. Daha onlarca ayet vardır bu şekilde. Allah kitap olarak indirdi diyor ama birileri Kitabı hitap/ mushaf olarak anlamak için çaba sarf ediyor. Çoook ilginç. Son bir ayet, “اتْلُ مَآ أُوحِىَ إِلَيْكَ مِنَ ٱلْكِتَٰبِ وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ ۖ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ تَنْهَىٰ عَنِ ٱلْفَحْشَآءِ وَٱلْمُنكَرِ ۗ وَلَذِكْرُ ٱللَّهِ أَكْبَرُ ۗ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne). (Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor. Ankebût/ 45•
kzread.info/dash/bejne/lWxls5ZmqsezeKg.html
Sayın Muhterem Hocam, Bu konuda sizleri bir kez daha eleştirmiştim. Bu videonuzla ilgili olarak da Kur’an Mushaf ayrımına ilişkin yaptığınız açıklamalara dair şunları söylemek isterim: 1. İlgili ayete bir Sebeb’i Nuzul buldunuz ve Hırıstıyanlar olarak belirlediniz. Allah bu Ayetle ilgili bunun Sebeb’i Nüzulü budur demediği halde. Böylece ilk yanılgınız başlamıştır. 2. Ayette ELKİTAP dediği halde siz ‘bu yazılı metin mushaf değil, Allah mushaf indirmedi, burada Kitaptan maksad vahiydir ‘ diyorsunuz. Deliliniz nedir? Allah kitap diyor siz yok efendim bu kitap değil vahiydir diyorsunuz. Siz kitaplarınız için bunlar benim vahiylerin dediniz mi hiç? Allah Vahiy kelimesini zaten kullanıyor. Kitapeşittir vahiy olsaydı burada da vahiy derdi. DEMEMİŞ. KİTAP DEMİŞ. 3. Asıl Fer bağlamında söylemlerinizle ilgili olarak da Kur’an Mushaf ayrımı gibi olmayan bir ayrım îcâd ettiğiniz için asıl-fer konusunu bu noktada yanlış kavramlara uygulamış oldunuz. Çünkü Muhkem ve müteşabih kavramlarını yanlış kavramlara yüklediniz. (Burada muhkem olan bu kitabın/ yazının asli harfleri, müteşabih ise bu harflere benzeyen diğer harflerdir. Detayına girmiyorum.) Asıl ve fer’e dair söyledikleriniz doğrudur anacak muhkem ve müteşabih olarak değerlendirdiğiniz durum yanlış olduğu için vardığınız sonuç da ayetle ilgisi olmayan bir sonucu ortaya çıkarıyor. Konuyla ilgili olarak düzeltilmesi gereken çok fazla nokta olduğu için hepsini burada dile getirmem yer ve zaman açısından mümkin olmadığı için sizlere farklı bakış sağlayacak olabilecek Ramazan DEMİR’in konuyla ilgili değerlendirmelerini okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Kanaatimce çok yanılgı içerisindesiniz. Selamlar.
Efendim merhaba, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Yazdıklarınızdan hareketle kanaatlerimi gözden geçirmemi gerektirecek herhangi bir husus bulunmamaktadır. Bu kanaatler yarım asırlık bir birikimin sonucudur. Elbette katılmamak gibi bir hakkınız sonuna kadar söz konusudur. Sadece bir şey söylemek istiyorum, diyorsunuz ki; "Allah, bu ayetin sebeb-i nüzulü budur demediği halde..." böyle bir cümleyi nasıl kurabildiniz? Allah böyle bir şey söyler mi? Peki hangi ayet ya da sure için Allah "bu indirdiğimin sebeb-i nüzulü şudur" diyor? Tavsiyeniz için de ayrıca teşekkür ederim. Efendim derslerim her türlü kritiğe açık, her yoruma saygılı polemikten uzak derslerdir. Bu dersleri yaparken ne söylediğimin ve neden söylediğimin farkındayım. Hürmet ve muhabbetlerimle...
Allah razı olsun hocam, elinize dilinize sağlık.
Hocam emeğinize sağlık
Ağaç ellerini meyveyle doldurmuş bana uzatıyor derken dallarını ellere benzetmek muteşabih oluyor bunu duyan kişi anlamak istemezse parmakları da varmı hani tırnakları demek gibi bir şey anliyorum
Selamünaleyküm muhterem hocam kitabi bulamadım internetten yukaridaki linkte çalışmıyor acaba tekrar paylasma imkanımız var mıdır
Tabi söyleyim arkadaşlara yüklesinler
Hz. Muhammed; Kur'an'a, Sahâbî, Kitâb'a, Biz ise Mushaf'a muhatab'ız.
Azizim...
Biz'im Kur'an'la ne muhatab'lığımız var, Biz! Mushaf'(l)a muhâtab'ız.
Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Bizim Mushaf ile olan muhataplığımızı sağlıklı anlamanın yolunun Kuran ve Mushaf ayrımını dikkate almak gerekir diye düşünüyorum. Ancak bu dikkat sayesinde Mushaf ile de daha doğru bir ilişki kurma imkanımız olacaktır. Kanaat-i naçizanem budur. Saygılar.
Geçmişe gitmek istemiyorum, Türkiye ilahiyat camiası kıymetli Ahmet Keleş hocayı kazandı, fark etti de denebilir; Allah razı olsun, ömrünüz uzun, sa’yiniz meşkur olsun
Değerli teveccühünüz için teşekkür ederim