M. Fatih Çıtlak • Sizi Manadan Uzaklaştıran Ne Varsa

Tarih boyunca toplum planında güzel ve iyi olan her şeyin hemen sahtesi ortaya çıkmıştır. İnsanlığın medarı iftiharı olan peygamberlerin, velilerin, âlimlerin yanında sahte peygamberler, müteşeyyih dediğimiz sahte şeyhler ve sahte din âlimleri zuhur etmiştir. Hakeza doktorun, subayın, mühendisin, kısaca toplumda makbul olan her mesleğin na-ehil olan fırsatçıları her daim ortalıkta dolaşa gelmiştir. Bu sebeple halkımız “yarım doktor candan, yarım hoca da imandan eder” diyerek meseleyi arifane bir şekilde özetlemişlerdir.
Maddi konularda aldatılmanın telafisi bir şekilde bulunur, ama dini konuda aldatılanlar Allah muhafaza imanlarını kaybedebilir, ebedi azaba müstahak olabilir. Bu sebeple mutasavvıfların büyükleri, saf Müslümanları korumak için maneviyat dolandırıcılarının vasıflarını, gerçek sufiler ile sufi geçinenlerin özelliklerini ayrıntıları ile açıklamışlardır. Tasavvuf erbabı diğer ilim dallarında olmadığı kadar otokritik yapmış, yollarının safiyetini koruma hususunda çok hassas davranmışlardır. Sufilere göre ahirette en büyük azabı görecek olanlar dünya menfaati ve gücü elde etmek için dini kullananlar olacaktır, bu konuda İmam Rabbani şöyle der:
“Kıyamet günü insanların en şiddetli azap göreni ilmi kendisine fayda sağlamayan âlimlerdir.”1 buyurur Allah Resulu (s.a.v)… Zira onlar, Allah katında en değerli şey olan ilim rütbesini, alçak dünyanın mal, mevki, eş, dost ve makam gibi gelip geçici menfaatlerini sağlama aracı haline getirmişlerdir. Hâlbuki dünya Allah katında çok değersiz bir şey olup yaratıkların en nefret edilenidir. Allah katında alçak olanı üstün görüp, üstün olanı alçaltmak çok büyük bir suçtur. (33. mektup)
Sufilere göre tasavvuf erbabına yakıştırılamayacak bir kötü ahlak varsa o da dünya sevgisidir, zira tasavvufun amacı insanı dünya sevgisinden kurtarmaktır. Bu sebeple para ve akçe işlerinin yoğun olarak konuşulduğu yerlerde sufiler bulunamaz. Ahmed Yesevi Hazretleri madde için her şeyi yapan bu tür kimseleri şöyle tanıtır: O sahte şeyhler ki müritlerinden açgözlülükle bir şeyler isterler… değersiz bir şekilde ve inleyerek müritlerinin eşiğinde dolaşırlar, bu vaziyette müritlerinden yardım alırlar. Eğer müritleri bağış ve yardımda bulunmasa, onlarla dövüşürler ve derler ki “Ben usanmışım, Tanrı da usanmıştır.” 2 Nitekim Yesevi’nin tarif ettiği bu tür kimseler yakın zamanlarda ortaya çıkmış ve Müslümanların İslam’a hizmet aşkını kullanarak nice hayır paralarını istismar etmiştir. Onun kullandığı dövüşmek sözü, din dolandırıcılarının menfaatleri söz konusu olduğunda işi ne boyuta götürebileceğini göstermesi açısından önemlidir.
Kaynak ve devamı için :www.islamveihsan.com/sahte-di...

Пікірлер: 4

  • @sengulsener1062
    @sengulsener10622 ай бұрын

    Allah razı olsun hocam.

  • @rabiali4434
    @rabiali4434 Жыл бұрын

Келесі