• Yazar: 𝑹𝒂𝒊𝒏𝒏𝒍𝒔 • Yeni bölümle tekrardan merhabalar! • Keyifli okumalar dilerim :) Jimin adamı evin bir başka odasına kapatmıştı. Peşimdekileri de geride bırakmıştım. Yoongi birkaç gün içinde buraya gelecekti. Oradaki işleri de diğerlerine bırakacaktı. Bilgisayar odasına indiğimde getirdiğim adamın hayatını ve dahil olduğu pislikleri incelemeye koyulacaktım. Amacım bazı soru işaretlerine cevap bulmak, emin olmaktı. "Müsait misin?" Kapı eşiğinde duran Jimin 'e bakmıştım. Bu işlerin içinde epeyce gidip gelmişti. Bir yandan onları bu işe dahil etmenin vicdan azabını yaşıyordum. "Müsaitim Jimin, bir şey mi oldu?" Karşımdaki koltuğa geçmiş, etrafa bakıyordu. "Bu adamla ilgili bir şey buldun mu? O mu? Eğer o çıkarsa bana engel olma Taehyung." Anlıyordum. Şu an için o düşüncelere girmeyecek olsam da, Jimin 'i bu konu için asla tutamazdım. Hakkım yoktu. "Yoongi 'den gelecek bilgileri bekliyorum, Jimin. Eğer o çıkarsa istediğini yapabilirsin. Ne ben seni tutarım, ne de bir başkası bunu yapmaya cüret edebilir kardeşim." Masanın önündeki kağıt ve kalemlerle oyalanarak başını sallamıştı. "Davaya kaç gün kaldı?" "Dört gün. Hazır mısın?" Yeterince haklı delillerim vardı. Tedbiri elden bırakmıyordum. "Hazırım Jimin, yeterince bekledik. Uyandı mı bizim uyuyan güzel?" Jimin bu dediğime keyifle gülmüştü. "Uyanmıştır. Gidip bakalım mı?" Cevap vermeden ayağa kalktığımda, Jimin de kapıya doğru ilerlemişti. Omzundan tuttuğumda arkasını döndü. "Şu an için bir bilgi gelmedi. Ona göre davranalım Jimin, senden tek istediğim bu." "Öyle olsun." Kapının önüne geldiğimizde Jimin oldukça soğukkanlılıkla duruyordu. İçeriye girdiğimizde tavana bakan adamı gördüğümüzde sandalyesini düzeltmiştim. "Ee nasılsın bakalım?" Bir süre öylece bakmayı tercih etmişti. "Susacak mısın? Eğer nereden başlayacağını bilmiyorsan, geçen ki olaya ışık tutalım ha?" Yarım ağızla sadece gülmüştü. "Aklının almayacağı şeylere karışma derim." "Senin bir tarafın aklından daha fazla çalışıyor, ha Jason?" Jimin 'in konuşmasıyla adamın yüzündeki gülüş silinmişti. Yine de bozuntuya vermemeye çalışarak Jimin 'e döndü. "Seni bir yerden hatırlıyorum." Araya girerek Jason 'un yanına gelmiştim. "Eğer bulduğumuz bilgileri doğruysa, seni hatırladığın o yere gömecek olan kişi kendisidir. İyi bak derim, çünkü ne yaparsa yapsın tutmayacağım, seni takıntılı pislik." Endişeyle Jimin 'e bakıyordu. Jimin ise sigarasını çıkarmış, bir tane de bana uzatmıştı. Sonrasında sistem odasına gideceğini söyledi ve odadan çıktı. "Maria ile ne işin vardı?" Sigaranın ucunu yakarken sorduğum soruyla gerçekliğe yeni düşmüş gibiydi. "Maria... O nerede?" İki elimi bilmiyorum dercesine gülerek açmıştım. "Orasını bilemem, belki bilirim. Senden çok uzakta olduğu kesin." Yavaş yavaş sinirlendiğini görüyordum. Bu diğer yandan onu konuşturmak için etkili bir yöntemdi. "Maria nerede dedim!" Dibine kadar geldiğimde aynı tonda cevap verdim. "Maria ile ne işin vardı dedim gerzek seni. Daha çok soru var soracağım, elimde kalma adam akıllı dur." Sustuğunda odanın arka tarafını kapatan perdeyi açmıştım. Birkaç malzeme işimize yarardı. "Bak ben şiddet yanlısı biri değilimdir. Fakat sizin bembeyaz hayatları karartırken bir an bile düşünmeden her türlü pisliği çevirmeniz, benimde bu tarafımı konuşturmam için haklı sebepler veriyor." Kısa bir sessizlik sonrası önüne eğdiği başını kaldırmıştı. "Tek bir şartla konuşurum." İkinci sigarayı yakarken "konuş," demiştim. "Canımın garantisini istiyorum. Maria beni şikayet etmeyecek, bu durum hapishaneye girmeme neden olursa, aradığın kilit ismi unut ve herkesin vardır bir değerlisi değil mi, Kim Taehyung?" Aklınca beni oyuna getirecekti. Basit düşünüyordu, hem de fazlasıyla. Şu an için ona ayak uyduracaktım, bunu yapmam gerekiyordu. "Pekâla, dediğin gibi olsun. O zaman konuş şimdi." Malzemelerin olduğu tarafa arkamı dönerek, ceketimin iç cebinden ses kayıt cihazı koymuştum. Oda da görünürde bir kamera yoktu. Eğer öyle olsaydı, şüphelenir ve konuşmazdı. "Maria, Rusya 'daki şirketinde ve işinde gayet iyiydi. Tüm işlerde herkesi geçiyordu. Kendisine uzun yıllardır çalıştığım patronum Lee Min, o zamanlarda Maria 'yı takip etmemi istedi. Her şey plana göre gider sandı ama olmadı. Maria 'ya ne kadar adım attıysam o kadar olumsuz tepkiler verdi. Sonrasında aradan birkaç ay geçince Maria 'yı sevmeye başladım. Bu bir hoşlantı sanıyordum. Lee Min bir şey emretmediği halde onu görmek istiyordum ki, görüyordum da. Ama hep uzaktan izledim. Kopmak istedim, daha da bağlandım. Sevgimi takıntı sandı. Lee Min, Maria 'dan bilgi alamayacağını anladığında onu öldürmemi söyledi. Herkese sıkan ben, ona sıkamadım. Maria yerine bir başkasını gösterip onu kaçıracaktım. O süre içinde kafam yerinde değildi. Her kadın Maria gibi geliyordu bana. Birini öne attım. Maria 'yı da zorla kaçırdım, sahip olmaya çalıştım ama onu gerçekten seviyorum, canı yansın istemedim." Birden kahkaha atmaya başladı. Her ne halt yediyse pişman değildi. Bu pisliğin gram acınacak bir yanı yoktu. Yüzüne doğru bir yumruk indirmiştim, rolden başka hiçbir şey yapmıyordu. "Takıntılı bir pisliksin ne kadar inkar etsen de devam et yoksa o gülen ağzını parçalara ayıracağım."

@rainnls

3 ай бұрын

"O konuyu es geçelim. Lee Min biraz olsun sana tanıdık geliyor mu?" Hatırlamaya az buçuk başlıyordum. Benim o hücrelere kapatılmamda sebebi olanlardan biriydi. Demek o görüntüleri de bu pislik elde etmişti. "Bence de hatırladın. Sen o adamın işine karışmamış olsaydın, daha az kaçardın." Sigaranın tamamını tuttuğum avcuna bastırdım. Bağırmıştı. Oysa buna acı bile denmezdi. "Can güvenliğini kendin tehlikeye atıyorsun haysiyetsiz. Merak etme o patronun denen de diğerleri de o kadına yaptıklarında karşılıksız kalmayacak. Beni izlemişsin, ama oyunu çözememişsin." İki elini de sandalyenin iki yanına bağladım. Malzemelerin yanına gittim ve perdeyi iyice kenara çektim. Telefonuma gelen bildirime baktım, kayıdı ise o an için durdurdum. Gülerek bir soru yönelttim. "Bir sayı söyle." Suratı solmuş, bedeni kaskatı kesilmişti. "Söz verdin, daha anlamadıklarım var!" "Sayı söylecek misin yoksa ben mi karar vereyim?" "Bilmediğiniz şeyler dönüyor." Yalandan şaşırmış gibi yapıp, arka tarafına geldim. "Biraz hesaplaşma vakti diyelim. Hem canı tatlı olan tez öter, sen de biraz öylesin. Az önceki tavırların anında direkt yapmadığım için dua et. Ayrıca sayı demiştim?" Geri kaçmaya çalışıyordu. Fakat unuttuğu bir şey vardı durduğu yerin ve bu odanın altında bir sistem vardı. "Masum insanlara gücünüz yetiyor, boyundan büyük işlere patronun denen korkakla girip benimle kendinizi denk sanıyorsunuz. Bak bir daha düşün, komik değil mi? Ben o hücredeyken neler gördüm. Sen daha görmediğin bir neşter için mi kaçıyorsun?" Titreyen çenesine baktığımda o gün Maria 'nın kendi korumak için yaptıkları gelmişti. Güçlü bir duruş ama altında binbir türlü korku tohumları... Katil olur muyum? Bana bir şey olur mu? Evime gidebilecek miyim? Hayatım nasıl olacak? En önemlisi bu zamanları silebilecek miyim? Sorular kafamda dolanırken dünyanın göründüğü kadar temiz ve albenili bir yer olmadığını, dünyadan kopmuş hissiyle daha da iyi anladım. "Suçlarına bir yenisi daha da eklenir, yapma!" "Bu bir suç değil ki; kanuna versem seni akşam yemek yiyeceksin, nefes alacaksın, birkaç şeyi unutacaksın, alışacaksın öyle yaşamaya. Sence ben bunu sana lütfeder miyim? Kaç kişinin, o masum insanları canlarından mallarından etmişsiniz. Ben sizin yaşamanıza müsaade eder miyim? Bir başkasına da yapın diye sizi bırakır mıyım lan?" Elimdeki ince neşterle sağ elinin bütün parmaklarına derin çizikler atmıştım. Acı içinde bağırmaktan başka bir şey yapmıyordu. Kafasını tuttum. "Birkaç çizik mi lan korktuğun? Al bak." O pis kanı olan neşteri atıp yenisiyle avcumun içine çizik atmıştım. "Bak! Ben suçsuzken buna bile duyarsızlaştım. Asıl suçlu sizken, siz olsanız yapmayacakları şeyleri bana yaptılar. Bundan mı korkuyorsun?" Az önce şov yaptığı gövdesi şimdi göz yaşlarıyla doluyordu. "Bekle bir şey diyeceğim." Yanından ayrılıp karşısına geçmiştim. "Lee Min 'in yerini biliyorum. Kimlere ne yaptığını, sahte iş anlaşmalarını, kumarhanelerine kadar..." Sonda nefes nefese kalmıştı. Demek daha başka şeyler de vardı. Bunları sunmak için; yazılı, resmi ve sözlü delliler gerekiyordu. Tam Jimin ' e seslenecektim ki, odanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. "Seni döl israfı! Nasıl yaptınız ha? Nasıl yaptınız? Şimdi ben senin yedi ceddi sülaleni kurutmaz mıyım?" Jimin bir yandan küfürler ediyor, diğer yandan kafa göz dalıyordu. Yere attığım neşteri gözüne kestirmişti. Eline aldığı an da neşteri Jason 'un boğazına dayamıştı. "Jimin dur!" Kolundan tutup ayırdım. Bana hayal kırıklığına uğrayan gözlerle baktı. "Sen hani engel olmayacaktın. O işte Taehyung, o! Benim sevdiğim kadını benden alan da o. Nasıl yaşamasına izin vereceğim ben bu şerefsizin?" Bir süre sinirle solumuş olsa da tam sakinleşeceğini düşündüğüm an tekrardan Jason 'un üzerine çullanmıştı. "Nasıl yaptın ha? Hangi elinle dokundun ona. Nasıl incittin onu." Jimin, Jason 'un kolunu tutmuş, omzuna dirseğini sertçe indirmişti. "Jimin dur dedim sana!" Fakat beni duymadı. Bu sefer sol kolunu tutup, tekrardan dirseğiyle sert bir darbe indirmişti. Jason 'un iki kolu da kırılmış, hatta omuz eklemleri yerinden çıkmış olabilirdi. Yüzüne yumruğu indireceği sırada Jason bağırmıştı. "Yeter, yeter! Durun artık!"

@rainnls

3 ай бұрын

Jimin 'i ayırsam da gözü dönmüş gibiydi. Omuzlarından tutup sarstığımda sesimi yükseltmiştim. Arkada Jason hâlâ bağırıyordu. Önce onu susturmak için Jimin 'i odadan dışarı çıkarmıştım. İçeri girdiğimde Jason sinir krizine yakın duruyordu. Malzemelerin üstünden spanç alıp, yanına geldiğimde yeniden bağırmıştı. "Gidin artık!" "Kes sesini, şu an sana az bile yaptı. Şimdi dayan ve ölme." Aldığım spançı ağzına tıkmıştım. Kapı önünde Jimin 'e baktığımda çaresizce kafasını koyduğu duvara ağır ağır yumruk atıyordu. Onu tutup kendime çevirdiğimde öfkeden tüm bedeni titriyordu. "Jimin onu ortadan kaldıracaksın zaten. Sadece Lee Min dediği adamın gizli yerlerini açıklayacak. Böylece bu suçsuz kaçış bitecek. Biraz dayan. Sözlerimi tutmadığımı ne zaman gördün kardeşim? Söz veriyorum sana bırakacağım. Son noktaya geldik, yapmayalım böyle." Sırtını patpatladığımda biraz daha sakin görünüyordu. "Kusura bakma Taehyung. Sözünü unutmazsın sen, iki elin kan da olsa tutarsın. O an ve hâlâ da devam ediyor ki, onu bir an önce dünyadan silmek istiyorum." "Kardeşimsin sen benim. Değil hepiniz, birinizin canı yansa, benim canım yanar. Evet, şimdi Jimin şu dellileri almaya bakalım. Sakin ol ve doktor baksın şuna biraz, anlaştık mı?" "Tamamdır." [Birkaç saat sonra] Dellileri sağlam bir şekilde derleyip topladık. Şimdiyse bunların kopyasını avukata vermekte olacak. Kanıtların hepsini almıştık, Yoongi de gelmişti. Jason denen pislikle biraz ben ilgilenmiş, kalanını Jimin ve Yoongi 'ye bırakmıştım. Herkes uyumaya koyulurken genel durumu kontrol ediyordum. Maria ise şu an yüksek koruma altında şirketine geri gidip geliyordu. Sosyal hayatında aksaklıklar yaşasa da, birkaç saat önce konuşmuştuk, sesi iyi geliyordu. [ᴅᴀᴠᴀ ɢüɴü] Çalışma odamın içinde olacakları bekliyordum. Yaptıklarım kan dondurucu gelir miydi gelmez miydi, orası tartışılır. Fakat benim vicdanım rahattı. Kendimi biliyordum. Kirli zihinler masumları yok ederken, onlara katılan olmadığım için rahattım. Susmadığım, yardım ettiğim ve yaptıklarım için de rahattım. Bir süre sonra ekrandan gördüklerim içinde Lee Min de vardı. Onunla birkaç kez diyaloğa girilmişti, o da gözetmen birliğindeydi. Hakim de yerini aldığında avukatlar hazırlanmış, bekliyorlardı. "Davalı Kim Taehyung 'un avukatı, Jung Mira ve karşı taraftan Lee Min 'in avukatı Ji- Hae. Onaylıyor musunuz?" "Evet," demişlerdi. "Bizlere sunduğunuz dellileri kapsamlı olarak inceledik. Davalı Kim Taehyung!" Ekrandan her şeyi dikkatle izleyerek cevap verdim. "Benim." Hakim, benim ona baktığım gibi bana bakmaya başlamıştı. "Mihaloy Jason 'a şiddet uyguladığınız görüntüler bulunuyor. Bu darbeler insanca darbeler de değil. Buna bir açıklamanız var mı?" Koltukta biraz daha rahat ve dik konuma geldiğimde cevabım hazırdı. "Bizim elimizde de Aleksey Maria 'nın, Mihaloy Jason tarafından darp edilip zorla alıkoyulduğu görüntüler var. Ve ayriyeten, benim o davranışlara sebep olan durumum ise: Aleksey Maria 'nın tacize ve saldırıya maruz kalmasıdır." "O görüntüleri sizlere teslim ettim. Kayıtların mahkeme salonunca görüntülenmesini de müvekkilim olmak üzere arz ederiz, Sayın Hakim." ... Görüntüler verilmiş ve bu konuda temize çıkmıştık. Jason ise zaten ölmüştü. Cesedi ise Lee Min 'in evinde bulundu. Bu konuda Yoongi ve Jimin titiz bir iş çıkarmıştı. "Davalı Lee Min kendinizi savunacak bir dayanağınız var mı? Avukatınız tüm delilleri sundu." Lee Min sakallarını tarayarak sinirini saklamayı deniyordu. "Sayın Hakim, bir komplo var! Anlaşmamız böyle değildi!" Ekrandan ufak bir kahkaha atmıştım. "Lee Min, verdiğin paralar canlarını yaktığın o ailelere gitti." Hakim 'e ekrandan onların aksine daha rahat bakıyordum. Salondaki malum kişiler kasıntı duruyordu ve bu beni güldürmek için yetiyordu. "Haklı çıkacak bir yanınız yok Lee Min ve diğerleri. Kendi çamurunuzu hep başkalarına attınız, sandınız ki, güç elde edeceksiniz. Ve siz 'sayın hakim' iki yıldır o hücrede ne işkencelere tabii tutuldum. Bakmayın güldüğüme, öfkeliyim. Bunların da gereğinden düşülürse gayet iyi olur değil mi?" Hakim, Lee Min 'e öfkeyle bakıyordu. "Karar!"

@rainnls

3 ай бұрын

SON PART ♡ Herkes ayaklanmış ben ise sadece bu ucuz ortamdan kurtulmak istiyordum. "Davalı Kim Taehyung 'un kapsamlı dellileriyle birlikte, başta arama kararı olmak üzere tutuklanma emri gereğince davadan düşmüştür. Lee Min ise kara listede bulunan işler, kumarhaneler de bulunan yasaklı aletler ele geçirilmiş, iftira ve kasten adam öldürüp - yaralamaktan indirim olmaksızın müebbet kararına varılmıştır." Lee Min öfke dolu sözleri arasında çalışma odamın kapısı birden açılmış ve gelenin Maria olduğunu gördüğümde ayaklanmıştım. "Neden, nasıl geldin?" Elindeki kadehleri tokuşturarak "Поздравления (Tebrikler)" diyip heyecanla sarılmıştı. "Başından beri suçsuz olan sendin! Ayrıca kutlama için geldim. 'Nasıl geldin?' sorunun cevabı uçakla geldim, nasıl ama!" Ekrana baktığımda duruşma otomatik olarak kapanmıştı. Kollarımı iki yana açtığımda Maria samimiyetle sarılmıştı. "Her şey için teşekkür ederim, dostum." Ardından odaya Yoongi, Jimin ve J hope 'un gelmesiyle diğerleri de geliyordu. Sonunda gerçek anlamda rahatlamış hissediyordum. Bundan sonrası arkadaşlarım ve ailemle zaman geçirmek, yine de olan durumlara kulak tıkamamak olacaktı. Sonn~ • Yine bir hikayenin sonuna geldik :) • Nasıl buldunuz, düşüncelerinizi bekliyorum. • Farklı konularla, yeni hikayeler için takipte kalmayı unutmayın~ • Sağlıcakla kalın ♡

Akıcı bir dille yazılmıştı. Karaterler arasında ne fazla samimiyet ne de fazla soğukluk vardı, olması gerektiği gibiydi. Ellerine sağlık aşırı beğendim ben

@rainnls

3 ай бұрын

Fikirlerin için teşekkür ederim güzelim ♡

‏‪2:08‬‏ Great Music Nice picture #V💫🌹 Very beautiful voice

@rainnls

3 ай бұрын

Thanks 🤍

@ManalAlali-wd3js

3 ай бұрын

@@rainnls You are welcome Good luck 🍀

Dün yt yüzünden moralim bozulmuştu fakat bir kurgusuyla daha moralimi yerine getiren kişi.. Çok güzel olmuş gercekten çok beğendimm, ellerine sağlıkkk :)♡♡

@rainnls

3 ай бұрын

Yt yapıyor arada öyle ama olsun be :,) Ve bu iltifatın için de teşekkür ederim güzelimm🤍

@linows_0

3 ай бұрын

​​@@rainnlsevet malesef😔 Rica ederim ne demekk ♡

Misafirlikteyim simdi eve gidince okuyacağım bir tanem

@rainnls

3 ай бұрын

Hiç sıkıntı değil güzelim ne zaman müsaitseniz o zamann

@km_gs_nd_th_mylf_7_8

3 ай бұрын

@@rainnls 💜

İlkkkkkk

@rainnls

3 ай бұрын

Hızlısınız ay şaşırdım hoş geldin güzelim iyi okumalar 🤍

@_Jeonkookie_07

3 ай бұрын

@@rainnls 💗💗💗

Geldim

@rainnls

3 ай бұрын

Hoş geldin güzelimm, iyi okumalar dilerim 🤍