Heidegger ve Varlık Sorunsalı - Türkçe
Bu videoda Dilek Arlı Çil tarafından Heidegger'in modern sanat eleştirisi üzerinden varlık sorunsalı ele alınıyor. Heidegger’in ele aldığı şekilde varlığın ne olduğu ve 'Da-sein’ın varlık ile ilişkisi açımlanmaya çalışılıyor. Dilek Arlı Çil modern ve post-modern kavramlarının neticede varlığın algılanış ve ortaya konuş biçimine göre şekillendiğini ileri sürüyor.
Heidegger Sanat Eserinin Kökeni adlı eserinde sanat eserinin ne olduğu sorusuna odaklanır. Modern bir anlayışla koleksiyonlarda ve sergilerde gösterilenin eserin yalnızca nesnel varlığı olduğunu ve bu nesnel varlığın eserin gerçek varlığını örttüğünü öne sürer. Heidegger’e göre eserin gerçek varlığı nesnel varlığından önce gelmekte ve hatta onun nesnel varlığını olanaklı kılmaktadır. Bir sanat eserinin kendi içinde ne olduğunu anlayabilmemiz için onu tüm ilişkilerinde ayrıştırarak bakmamız gerekir. Tüm bağlantılarından ayrıştırdığımızda kalan şey kendini açan hakikattir. Sanat eserini sanat eseri yapan şey, hakikat olayı, yani onda hakikatin kendini açıyor olmasıdır.
Heidegger, eserlerinde, ‘insan’ olarak yorumlanan ‘Da-sein’ sözcüğünü kullanır. Bu sözcük, kelime anlamı itibarıyla ‘orada-varlık’ anlamına gelmektedir. 'Da-sein', dünyaya bırakılmış ve orada bir yaşam süren bir varlıktır. 'Da-sein', yaptığı tercihlerle kendi yaşamını kurar ve bu yaşam onun başkaları ile birlikte sürdürdüğü bir yaşamdır. Heidegger’in 'Da-sein' üzerinde durmasının asıl nedeni, varlığı anlamaya çalışmaktır. Heidegger’in temel sorusu, ‘varlık’ sorusudur. Bu sorunun yeniden sorulması gerektiğini söyleyerek, varlık kavramını araştırmaya yönelir. Heidegger’e göre bu soruyu sorabilecek, sormaktan da öte, varlığın ne olduğunu ortaya koyabilecek tek varlık 'Da-sein’dır.
DİLEK ARLI ÇİL KİMDİR:
itb.maltepe.edu.tr/sites/defau...
.
Пікірлер: 6
bu nasıl bir ses kaydı helal olsun supersiniz
Muhtesem bir Heidegger sunumu; bundan daha butunluklu ve esasi kavrayanina Turkce olarak henuz rastlamadim. Tebrikler sayin Dilek Arli Cil, konuya gercekten hakimsiniz. Dinleyici sorulari icin ayni kaliteyi soylemek guc; insanlar daha cok ya Heidegger hakkinda sagdan soldan duyduklari sloganlari tekrarliyor ya da sunumda bahsedilen konulardan bagimsiz olarak kendi kafalarinda soylemek istedikleri seyleri ortaya firlatmis. Bir de dinleyicilerin israrla Heidegger ve Nazi Partisi hikayesini sormalari uzerine soylenmesi gereken iki husus var: 1- Heidegger yasarken hicbir zaman acik acik Nazi Partisi gecmisinden pisman oldugunu soylememistir, bunu bir zahmet kabul edin artik. Ozel hayatinda soylemistir, soylememistir, bunlar hep dedikodu: Gayet iyi biliyoruz ki, kendisinden boyle bir beklenti oldugunu bilmesine ragmen Heidegger ne Nazi Partisi gecmisinden dolayi ozur dilemistir, ne de pisman oldugunu ifade etmistir. "Heidegger okumak istiyorum, ama su Nazi Partisi hikayesi beni uzak tutuyor..." diyenlere tavsiyem, ya bu gecmisini kabul edip ona gore okuyun, ya da hic okumayin. Cunku sirf sizin iciniz rahat etsin diye olmus olanlar olmamis ve olmamis olanlar olmus hale gelmeyecek. 2-Heidegger'in felsefesi ile Nazi Partisi'nin dunya gorusu arasinda hicbir baglanti yoktur. Soyle soylersek belki ne demek istedigim biraz daha iyi anlasilabilir: Bir insanin felsefesi ile politik gorusu ancak bu kadar birbiri ile alakasiz olabilir. Bu iki Heidegger'i ayni duzleme getirmeye calisan her caba husranla nihayetlenmistir; hem felsefesinin Nazizme kaynak oldugunu ispatlama cabalari, hem de Nazizmin felsefesini belirledigi iddialari hicbir zaman tutarli bir yere oturtulamamistir; hala deneyenler var, ama bundan sonra da netice alabileceklerini zannetmiyorum. Ancak "falanca kelimeden sonra virgul koymus, aynisini Nazi brosurunde de gorduk" tarzinda dedektiflik yapilmasi lazim ki bu da komik olur. Felsefeci ve Nazi Partisi uyesi Heidegger'(ler)in birbirlerinden ne kadar farkli oldugunu anlamanin bir baska yolu da, bu ikisine de hic bulasmayan bir ucuncu Heidegger'i de hatirlayarak olabilir: Koylu Heidegger. Bildigin dere tepe yuruyen, marangozluk yapan, hayvan pazarlarina giden, yani adeta bir Himmet Aga edasiyla yasayan bir baska Heidegger daha vardir ki, ne akademisyen kimligi, ne de Nazi Partisi uyesi prototipleriyle ilgisi yoktur.
Çok beğendim.
👍🏻
Makinist ses ((