ER RİSÂLE DERSLERİ 26 NESİH, RECİM, ADET HALİ VE NAMAZ KONULARI

#usuldersleri
#akademikrehberlik

Пікірлер: 6

  • @nuricelepci7821
    @nuricelepci782122 күн бұрын

    Kıymetli Hocam, Değerli Hocam, Güzel Hocam, Nesih konusunda İmam Şafi eleştirisinde dile getirdiğiniz ‘konu birliği yanında koşul birliği de gereklidir’ sadece konu birliği nesih için yeterli olmaz şeklindeki yaklaşımınıza da itaraz ediyorum. Siz ki ,meseleleri değerlendirirken Asıl’dan fer’ den her daim bahseden bir hocamızdınız. Bu konuda Asıl ve Fer’i nasıl görmezden gelirsiniz anlayamıyorum. Bu konudaki Asıl şudur: Allah ilmiyle , zatıyla herşeyi ile mükemmel olan bir haliktır. Böyle bir halık konuları ve koşulları, insanın her dönemdeki durumunu hesaba katmadan konu ve koşul belirler mi? Fillerinde , kelamında … mükemmel olan bir varlık nasıl olurda konu ve koşul hesaplamasını yapamaz da konu ve koşullara göre fikir değiştirir. Bu olası değildir. 2. Kur’an’da mücmel, müşkil, hâfîlik yoktur. Kur’an’ı okuyanın zihninde mücmellik, müşkillik, hafilik vardır. 3. ⁠Hâşâ Beyyin olan , beyan özelliği olan, raybı olmayan, âyet olan bir Kur’an’da mücmellik, müşkillik, hafilik olur mu Allah aşkına!? Yapmayınız böyle, insanları Kur’an’a karşı şüpheye düşürecek bu yaklaşımların sorumlusu olmayınız lütfen. İmam Şafi’nin düştüğü hataları başka bir hatayla telafi etmeye çalışıyorsunuz. 4. Normu da formu da belirleyen Allah’tır. Allah’ın normu koyarken oluşturduğu formu herhangi bşr tarihte değiştirme hakkına kim sahip olabilir? 5. ⁠Allah hiç kimseye böyle bşr hak tanımamıştır. Allah, Normu da o norma en uygun olan formu da en güzel şekilde belirleyendir. Allah’ın normuna form belirlemek büyük bir cesarettir diyeyim en hafif ifadeyle. “Allah’ım ne güzel , evrensel bir norm koymuşsun ama şu formu zamana mekana ve insanın değişen durumlarına göre düzenleme noktasında zayıf kalmışsın, eksik bırakmışsın şimdi bu formu Müslüman alimler belirleyecek kusura kalma” böyle mi diyeceğiz? Yapmayın muhterem Hocam. Konuya ilişkin verdiğiniz meşhur askerlikte örnek konuya uygun bir örnek değildir. Bu konuları biz sizden öğrendik dersiniz ki insanın verdiği bir mesel ile Allah’ın verdiği mesel aynı olmaz. Birisi halık birisi mahluk. Nasıl olur da hâlık ile mahluk’un fillerini aynı kefeye katabiliriz? Hocamızı takip eden muhterem kardeşlerim; Rabbimiz ilk Rasulfen son Rasül’e kadar hayatın her alanında koyduğu Normlar da formlar da değişmeden gelmiştir. Detaylı bilgiler için KURAN TEK KAYNAKTIR sitesinden inceleyebilirsiniz. Aşağıya Ramazan Demir ‘in videolarından tuttuğum bire bir notları sizlerle paylaşıyorum. سُنَّةَ اللّٰهِ فِي الَّذ۪ينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُۚ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْد۪يلًا Allah'ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın (TDV meali). İsrâ/77 سُنَّةَ مَنْ قَدْ اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنْ رُسُلِنَا وَلَا تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحْو۪يلًا۟ Senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkındaki kanun (da budur). Bizim kanunumuzda hiçbir değişiklik bulamazsın (TDV meali). Fetih/23 سُنَّةَ اللّٰهِ الَّت۪ي قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلُۚ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْد۪يلًا Allah'ın, ötedenberi süregelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın (TDV meali). Bu ayetlerde ise gayet açık bir şekilde öncekiler ile sonrakiler arasında bırakın bir mübeddil olmasını bir tahvil bile olmadığını göstermektedir. Türkçeye de “tahvil” (değerli kağıt), havale şeklinde geçen ayetteki تَحْو۪يلًا۟ (tahvil) kelimesi sulasi mücerred حال (HVL) kelimesinden türetilerek tef’il babına getirilen “havvele” kelimesinin mastarıdır. Kelimenin sözlük manaları; “çevirme, dönüştürme, transfer etme, değiştirme” şeklindedir. Az önceki mübeddil kelimesindeki değiştirme manası, bir şeyi onun yerini alacak başka bir şeyle değiştirme şeklindeyken bu kelimenin kastettiği değiştirme anlamı bir şeyi başka bir şey ile değiştirme değil, bir şeyi başka bir şeye dönüştürme, başkalaştırma şeklindedir. Bu iki ayete göre; Yüce Allah’ın sünnetinde (davranış kalıbında / yönteminde / hep uyguladığı şeylerde) önce koyduğu bir şeyi sonradan onun yerine geçecek başka bir şeyle değiştirme gibi bir şey olmadığı gibi, önce koyduğu bir şeyi başkalaştırıp, farklı bir şeye dönüştürme gibi bir davranış kalıbı da yoktur. Yukarıya aldığımız üç ayetten ulaştığımız manaya şu şekilde itiraz edilmesi mümkündür. “Bu ayetler Yüce Allah’ın bir hükmü koyup sonra onun kaldırmasından değil başka bir şeyden bahsetmektedir. Dolaysıyla bu ayetlerin neshe karşı delil olarak kullanılması doğru değildir”. Hemen belirtelim ki biz bu ayetleri neshin olmadığına dair karşı deliller olarak getirmedik. Biz nesh denilen olgunun Kur’an’ın ilimleri arasında sayılabilmesi için, o şeyin bizzat Kur’an’ın olmazsa olmazlarından olması gerektiğine dair karşı delil olarak getirdik. Ayetlerden Yüce Allah’ın davranış kalıpları arasında bizzat kendisinin mübeddil yani bir şeyin yerine onun yerine başka bir şey koyan olmak gibi bir davranış modeli olmadığı gibi, bunanla yetkilendirilmiş herhangi birinin olmadığını da anladık. Dahası Yüce Allah’ın önce söylediği şeyi başka bir şeyle değiştirmeden o söylediğini başkalaştırıp, dönüştürmek, değiştirmek şeklinde bir davranış kalıbının da olmadığını gördük. Yine ayetlerden bunun sadece Kur’an için değil öncekiler içinde geçerli olduğunu anladık. İşte bunlardan sonra nesh var denmesi Yüce Allah’ın mübeddil olmasını ve sözlerinde bir tahvil yapmış olmasını zorunlu kılacaktır. Eğer bu ayetlere rağmen Kur’an’da sözlerinden herhangi bir tanesini “tebdil” veya “tahvil” etmişse bu Kur’an’ın bir çelişkisi olacaktır. Çünkü bir kısım ayetlerde hem de tekitle “tebdil ve tahvil” olmadığını söylemek sonra da sözlerde tebdil ve tahvil yapmak kesinlikle çelişki olacaktır. Nesh, tebdil ve tahvil değildir şeklinde bir itiraz edilebilir. Evet doğrudur bunların hiçbiri aynı anlamda değildir ve kesinlikle aralarında fark vardır. Tebdil ve tahvil kelimelerinin her ikisi de nesh kelimesinden daha kapsamlıdır. Bunlar arasındaki ilişki neshin tebdil ve tahvil şekillerinden birisi olduğu şeklindedir. Nesh kelimesi “a)- bir şeyin yerine başka bir şey koyarak eskisini ortadan kaldırmak (tebdil) b) - bir yazıyı başka bir yere kopyalamak (havale etmek) c)- bir şeyi tamamen ortadan kaldırmak” anlamlarına gelmekteydi. Bir şeyi tamamen ortadan kaldırmak bile o konuda bir şeyi nesh yolu ile tebdil edip yeni bir durumun oluşması anlamına gelmektedir. Yani nesh denilen şey “tebdil ve tahvil” yollarından sadece bir tanesidir. Dolayısıyla nesh kelimesine yüklenilen ıstılahi veya sözlük anlamlarına bakıldığında, tarif edilen şeyin basbayağı bir “tedbil veya tahvil” şekillerinden sadece bir tanesi olduğu rahatlıkla görülecektir. Tüm bunlardan sonra özetleyecek olursak: Nesh denilen olgunun Kur’an’ın özünden, Kur’an’ı Kur’an yapan özelliklerinden biri veya Yüce Allah’ın davranış kalıplarından biri olmadığı Kur’an’ın tamamından rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bundan sonrasında Kur’an’da nesh vardır demek, her şeyden önce Kur’an’ın bir yerinde tebdil ve tahvil yoktur denildiği halde diğer yerde resuller arası şeriatlerin kısmen veya tamamen ve kendi içinde ise ayetlerin bir kısmının diğer bir kısmının metnini, hükmünü veya her ikisini birden nesh yoluyla “tebdil ve tahvil” edildiğinin söylenmesi neshin varlığına değil hem Kur’an’da çelişki olduğuna hem de böyle bir davranış kalıbının olmadığını bir çok ayette belirten Yüce Allah’ın davranış kalıplarında bir çelişki olduğuna delil olacaktır. Neshi savunanlar burada devreye girerek, evet Yüce Allah önceki ayetlerde öncesinde sünnetinde bir tahvil ve tebdil olmadığını, kelimelerini değiştirecek yetkili bir mübeddil olmadığını ama Bakara 106.ayet ile bu söylemlerin de nesh edildiğini söyleyebilirler. Böylesi bir davranış kalıbına girecek kurnazlara peşinen Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun bedduamızı gönderiyoruz. Bu seviye Yüce Allah’ın kelimelerini, ayetlerini, sünnetini tahvil ve tebdil etmek için her türlü şeyin göze alındığını gösteren bir seviyedir ki böylelerine sözün kar etmesi mümkün değildir.

  • @ahmetkeles8554

    @ahmetkeles8554

    22 күн бұрын

    Yine değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sanırım bazı perspektif farklılıklarımız var. Görüşlerinize saygı duyuyorum. Selam ve hürmetlerimle

  • @mp.2091
    @mp.209122 күн бұрын

    Hocam Atlamadan Değilde, O Konuyu En Azından Metni Okuyarak da Olsa Kısaca Temas Edip Geçmeniz Daha Uygun Olur Diye Düşünüyorum. Zira Kitabın Arapçasını Önünde Alıp Bu Dersleri Takip Ederek Okuyacak Talebe "Şu Konuyu Okumadan Geçtim" Diye Aklında Kalması Gibi Bir Hasret Duygusu İçinde Olmaması Daha İyi Olur Diye Düşünüyorum

  • @ahmetkeles8554

    @ahmetkeles8554

    22 күн бұрын

    Merhaba, siz bu dersin iyi bir takipçisisiniz bu nedenle mesajınızı ve önerilerinizi hem önemsiyorum hem de değerli buluyorum. Ancak kanalımın ve ders yöntemim gereği bu şekilde okumalıyım aksi takdirde yöntem dışına çıkmış olurum. Amacım usul okumak ve usule ilişkin noktalara da vurgu yapmaktır. Daha neredeyse dörtte üçlük bir bölüm var geride ve çok okumalar yapacağız inşallah. Emin olun satır satır okumayacağız ama çok iyi bir er-Risale okumaları yapmış olacağız. Saygı ve hürmetlerimle

  • @zehratekinel9719

    @zehratekinel9719

    7 күн бұрын

    Risale okumaları yerine ayet ayet kuran okumaları ve pasajlar arasında ki baglantıların usulunu ve asıl fer ilişkisini kurmayı ögretin o kadar ilmi tecrübeniz oldugu için

  • @mp.2091

    @mp.2091

    7 күн бұрын

    @@zehratekinel9719 Bahsettiğiniz Durum,er-Risâleyi Okumaktan Geçer..Okuduysanız Bir Daha Okuyun, Hatta Mümkünse Her Yıl Okumalarınızı Tekrar Edin.