173- ANTİNATALİZM: DÜNYAYA GELMEMEK DAHA MI İYİ OLURDU?, Taner Beyter, Esra Kartal Soysal

01 Haziran 2024 tarihinde online düzenlenen 173. Güncel Kelam Tartışmaları Toplantısı
Konu: Antinatalizm: Dünyaya Gelmemek Daha Mı İyi Olurdu
Konuşmacılar: Taner Beyter
Moderatör: Doç. Dr. Esra Kartal Soysal

Пікірлер: 32

  • @EnBiEy99
    @EnBiEy9917 күн бұрын

    Müthiş..

  • @mursel5235
    @mursel523522 күн бұрын

    Sunumlarından dolayı Taner hocaya çok teşekkür ediyorum. Çok kıymetli müzakeresi için Esra hocama da teşekkür ediyorum. Çok faydalı ve keyifli bir program olmuş, keyifle dinledim, emeği geçen herkese teşekkürler

  • @tugbacolak6746
    @tugbacolak67466 күн бұрын

    Mükemmel sunum bir kez daha anladım gerçekten mizantropik antinalistim

  • @mahmut416
    @mahmut41622 күн бұрын

    KONU VE KONUŞMACILAR ÇOK KEYİF VERİCİ..VAR OLUN

  • @antinatalizm
    @antinatalizm22 күн бұрын

    Harika bir program olmuş ❤ Çocukları çok sevdiğim için insanların üremesine karşıyım. Ama aynı zamanda insanların üremeye devam edeceklerinin farkındayım. Bu yüzden hayatı başlatılan çocukların en güzel koşullarda, mutlu hayatlar sürmelerini temenni ediyorum. Zaman buldukça online aktivizm yapıyorum, insanları evlat edinmeye veya bir can sahiplenmeye teşvik etmeye çalışıyorum. İnanması zor gelebilir, bu felsefeyi sonradan öğrenip antinatalist olan ebeveynler bile var. Programı izlerken aldığım notlar; 1:13:00 Ama insan doğasında/genetiğinde psikopatik, sosyopatik veya pedofilik özellikler de var ve bu doğal özellikleri yanlış buluyoruz. Örn. kölelik; tarih boyunca pek çok kültürde yaygın ve kabul gören doğal bir uygulamaydı. Ancak, günümüzün ahlaki ve etik anlayışları çerçevesinde, kabul edilemez bir uygulama olarak değerlendirilir. Eğer geçmişte cesur insanlar köleliği sorgulamasaydı, şu an belki de tamamen farklı bir dünyada yaşıyor olacaktık. 1:16:00 , 1:24:40 ve 1:26:50 İlk tepkiler genelde böyle oluyor :) AN varlığın saf zarar olduğunu iddia etmiyor, makul bir sebep yokken başkalarını zarar görme riskine maruz bırakmamız doğru mu veya bunu hangi hakla yapıyoruz diye soruyor. Aslında bu noktada şu da sorulabilir; İnsanlar olmadığında bundan kim zarar görecek? Ayrıca, Dünya üzerindeki herkesin bir noktadan sonra hiç suç işlememesini beklemek ne kadar mantıklıysa, herkesin AN olmasını beklemek de ancak o kadar mantıklı olabilir. 1:17:00 Antinatalizm üreme eyleminin ahlaki olup olmadığıyla ilgilenir. Benim negatif yükümlülüğüm(ürememek) ahlaki olarak doğruysa, başkalarının ne yaptığı bunun ahlaki değerini değiştirmez. Diğerleri üremeye devam etse de etmese de ben doğru yolda olurum. Yani ANnin oyunu toptan çökertmek, yok oluşu salık vermek gibi bir kaygısı yok. 1:20:00 Hayatta olan birinin, yalnızca kendisi için, kendi kapasitesiyle risk alması, acılarla baş etmesi farklı bir şey, bu yönde talebi veya eksikliği olmayan masum birini, acılarla baş etmeye mecbur bırakması farklı bir şey. Baş etme yolları aranırken çocuklar araçsallaştırılmış oluyor, sorun da burada. 1:20:52 Doğmayı bekleyen ve doğamadıkları için zor durumda olan ruhlara varsa olabilir. Yoksa, var olmayan birinin önü nasıl kesilebilir ki? Oyunu sonlandırmak oyunun içinde olan ve oyunu oynayanların elinde; natalistlerde, çünkü antinatalistleri dünyaya getirenler yine natalistler :) 1:18:31 Bu beni gerçekten şaşırtıyor. Üreme teknolojilerine gelene kadar her şeyin “doğal” olanından yanayız. Doğa bize üremememiz gerektiğini söylüyor. Zaten var olan bir çocuğa yuva olmak varken tüm bunlara katlanılması bana oldukça mantıksız geliyor. Oysa evlat edinmek etik bir seçenek. 1:21:40 Bağımlılığı korumak gibi ahlaki bir görevimiz yok. Mutlu insanlar yaratmak zorunda değiliz ama mutsuz insanlar yartmamalıyız. Bence bu acıdan tamamen kaçınmak için makul bir sebep. David Benatar, asimetri argümanında tam da buna değiniyor; "En iyi ihtimalle bile, Tanrının neden bir varlığı öbür dünyaya hazırlamak için yarattığını anlamak güçtür. Özellikle de varlığın yaratılmadığı takdirde öbür dünyaya zaten ihtiyaç duymayacağı düşünüldüğünde. Bu, bir ebeveynin tatmin edici bir emeklilik dönemi geçirebilmesi için bir çocuğu dünyaya getirmesine benziyor." 1:23:37 ve 1:25:50 Burada sorun başkalarının acılarının katlanılabilir olup olmadığına bizim karar vermemizde. Bu hakkı kendimizde görmemizde. 1:26:07 Rıza kavramı sadece var olan bireyler için geçerliyse, çocuklarının yüksek ihtimalle engelli doğacağını öğrenen çiftler neden üreme eyleminden vazgeçiyorlar? "Rızasını alacak biri yok", "kötü yokluğun kavramı değil" deyip istedikleri riski çocuğa dayatmayı neden düşünmüyorlar? Diğer bir örnek de ebeveynlerin daha çocuk yapmadan çocuk odası düzmeleri, çocuk için tehlikeli olmayan eşyalar seçmeleri vs vs. 1:26:57 Buradaki kafa karışıklığı başlatılmaya değer hayatlar ile sürdürülmeye değer hayatların farkından kaynaklanılıyor. 1:27:12 Bu doktorların varlığını haklı çıkarmak için yeni hastalar yaratmaya benziyor. 1:27:32 Yeni ihtiyaçlar/kurbanlar yaratmak yerine kaynakları ve enerjimizi var olan acıları azaltmak için harcayabiliriz. Hem de çok daha etkili bir şekilde yaparız. Hastalıklara çare bulmak için masumları kobay olarak kullanmamız doğru mu? AN bize pratik, zararsız, barışçıl bir yol sunuyor. 1:28:00 Bu kısır bir döngü yaratıyor. Çocuk yaparak anlam arayışını onun sırtına yüklemiş oluyoruz. Anlamsızlıkla başa çıkmanın bencil olmayan yolları da var. 1:29:00 Birini var ettiğimizde, artık onun hayatını sürdürme yönünde çıkarları olduğunu kabul etmiş oluruz. Biyolojik olarak hayatını sürdürmeye programlanmış ve insanlarla/çevresiyle bağ kurmuş birinden bahsediyoruz. Başkalarına böyle bir bedel ödetmeye hakkımız var mı? Bu, birini rızası olmadan bir araca bindirmeye, araç hızla giderken kapıyı açıp, "istersen atlayabilirsin" demeye benziyor. 1:32:00 Richard Dawkins bu biyolojik mekanizmayı şöyle açıklıyor; "Doğal dünyada her yıl yaşanan ıstırabın toplam miktarını havsalamız almaz. Benim bu cümleyi yazdığım bir dakika içinde binlerce hayvan canlı canlı yeniyor; diğerleri hayatlarını kurtarmak için korkudan inleyerek koşuyor; bazıları korkunç parazitler tarafından yavaş yavaş içten kemiriliyor; her türden binlercesi açlıktan, susuzluktan ya da hastalıktan ölüyor. Böyle olmak zorunda. Bir bolluk zamanı yaşansa, bu gerçek, doğal açlık ve sefalet hali yeniden yerine gelene dek, nüfusun otomatik olarak artmasına yol açar. Kör fiziksel kuvvetlerden ve genetik kopyalanmadan oluşan bir evrende kimi insanlar zarar görür, kimileri şanslı olur ve bunda ne ahenk ya da anlam bulunabilir, ne de adalet." 1:49:47 Ben de gerçekliği tercih ederdim. Çünkü bu sıfır toplamlı bir oyun ve kendimi kandırdığımda başkalarına bedel ödetmiş olurum. Ursula K. Le Guin tarafından yazılmış bir filozofik kurgu hikâyesi var; Omelas'ı Bırakıp Gidenler, okuyanlar neden böyle düşündüğümü daha iyi anlayacaktır. 1:55:00 Hocam 4000 yıllık Ipuwer papirüsünden günümüze kadar antinatalizmin izlerini görebiliyoruz. Günümüzde fikirlerin gelecek nesillere aktarılması çok daha kolay; sosyal medya var, çeşitli kaynaklar var, böyle güzel videolar var. Ayrıca fikirlerin aktarılması için biyolojik çocuk sahibi olmamız şart değil; evlat edinen antinatalistler de var. Sonuçta natalistler ürediği sürece antinatalistler hep olacak.

  • @imt7026

    @imt7026

    15 күн бұрын

    Bence bu argümanlar ilk nedene yüklenirken çevresel determinist davranıyor. Çocuğu sen var ettin başına seneler sonra gelecek durumlardan sen sorumlusun diyor ancak yetişkin haldeki birisinden ilk sebep sorumlu değildir. Bir binanın üst katındaki kötü bir olaydan binanın temeli suçlamaya benziyor, nitekim temel atılmasaydı üst kat da olmazdı, üst kat olmadığı için kötü olay da gerçekleşmezdi :) İlave olarak antinatalizmin öncülleri ve vardığı sonuç, üremenin ahlakiliğini değil de ahlaki realizmin hakikatini yok ediyor. Bu durumda üremenin iyi veya kötülüğünden de söz edilemez. Antinatalizm kendi içerisinde fazla çelişki taşıyor. Size "Daha önce hiç var olmamış olanların güzel nimetlere mazhar olmasını önlemiş olabilir miyiz?" dediğimizde verilen cevap "var olmayan birisini nimetlerden mahrum bırakmak söz konusu olamaz" biçiminde oluyor. Bu durumda daha önce hiç var olmamış olanların acılara maruz kalmasını önlemek de söz konusu olmaz. "ama üreme gerçekleşirse var olacak" biçiminde itiraz edilemez buna, çünkü sonuçta şu anda yoktur, üreme gerçekleşmeyeceği için de yok kalmaya devam edecek, hiçbir zaman da kurtarılmış veya kendisine karşı ahlaki yükümlülüğümüz olan bir birey de olmamış olacak. Bir bireye karşı ahlaki yükümlülüğümüz var olduğu andan itibaren başlar, var olmadan önce değil. Aksi takdirde "Daha önce hiç var olmamış olanların güzel nimetlere mazhar olmasını önlemiş olabilir miyiz?" sorusuna verdiğiniz cevap batıl hale gelir ürememek fikri de ahlaken sorunlu olur.

  • @antinatalizm

    @antinatalizm

    15 күн бұрын

    @@imt7026 >yetişkin haldeki birisinden ilk sebep sorumlu değildir Artı, maksatsız acılar dediğimizde yanlış seçimlerden bahsetmiyoruz (örn. sigara içmediği halde akciğer kanseri olan biri). >Antinatalizm kendi içerisinde fazla çelişki taşıyor Birini zarardan korumamız için var olması şart değil, gelecekte yaşayacağı acı ve zararlar, bugün alacağımız kararlarla önlenebilir. Yukarıda da değinmiştim; rıza kavramı sadece var olan bireyler için geçerliyse, çocuklarının büyük ihtimalle engelli doğacağını öğrenen çiftler neden üreme eyleminden vazgeçiyorlar? 'Rızasını alacak biri yok', 'kötü yokluğun kavramı değil' deyip istedikleri riskleri çocuğa dayatmayı neden düşünmüyorlar? Diğer bir örnek de ebeveynlerin üreme eyleminden önce çocuk odası düzmeleri, çocuk için tehlikeli olmayan eşyalar seçmeleri.

  • @EnBiEy99
    @EnBiEy9912 күн бұрын

    2:17:46 işte bu 2:18:08 bravo hocam🙏🏿

  • @gungorkurt9313
    @gungorkurt931319 күн бұрын

    gazze de durum nedir sizce

  • @antinatalizm

    @antinatalizm

    18 күн бұрын

    Soykırım yapılan bir yerde antinatalist olmak için daha fazla sebep var. Nimrod adında antinatalist bir İsrail vatandaşı var. Kendi ülkesinde uzun süre antinatalist aktivizm yaptı. Daha sonra Avrupa turuna çıktı. Kanalı şu: @Europe-AN-Tour-2024

  • @EnBiEy99
    @EnBiEy9912 күн бұрын

    Elimde olsa bu dünyaya gelmezdim, Bu dünyadan da hiç ama hiç gitmezdim. En iyisi şuydu ki bu yıkık yere; Gelmeseydim, olmasaydım, gitmeseydim! Ömer Hayyam 1048/1122

  • @antinatalizm

    @antinatalizm

    12 күн бұрын

    Ebu'l-Alâ el-Maarrî'nin mezarındaki yazıt: "Bu, babamın bana karşı işlediği ve benim hiç kimseye karşı işlemediğim bir suçtur".

  • @EnBiEy99

    @EnBiEy99

    12 күн бұрын

    ​@@antinatalizmof of of

  • @hacerhacer724
    @hacerhacer72415 күн бұрын

    Her acı algılayanın algısı nisbetinde değişir o yüzden ölçülemez

  • @antinatalizm

    @antinatalizm

    15 күн бұрын

    Araçsal değeri olan acılar hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesela spor yaptıktan sonra vücudumuzda acı hissediyoruz, ama sağlıklı olmamızı sağladığı için bu acılar değerli diyoruz. Diğer yandan, birini spor yapmanın araçsal değerinden faydalanması için dünyaya getirmek absürt görünüyor (doğmadan önce bu araçsal değere ihtiyaç olmaması bakımından). Sadece hayatı başlatılanlar buna ihtiyaç duyuyor. Birini spor yapmanın araçsal değerinden faydalanması için dünyaya getirmek mantıklı olsa bile onu maksatsız acılara da maruz bırakıyor (örn. kanser, travma, yaşlılık ve ölüm süreci vb.)

  • @imt7026
    @imt702622 күн бұрын

    Acı ve haz asimetrisinin şu sebeple hatalı olduğunu düşünüyorum: Hiçliği varlıkla karşılaştırmak mümkün değil çünkü bu varlıkla hiçliği "aynı düzlemde" değerlendirmek anlamına geliyor ki bu da hiçliğin doğasına aykırıdır. Örneğin acı çeken birisinin olmaması, bir varlığın olmamasından ötürüyse burada iyi denebilecek herhangi bir şey yok. Hiçliği varlık düzleminde düşündüğümüz örtük bir hatada bulunuyoruz. Daha da basitleştirirsem, acı çeken birisi yok dendiğinde acı çekmeyen bir kişi değil, bir hiçlik tasavvur ediyoruz ve hiçbir şey olmadığında acı çekmemek gibi bir durum aslında anlamsız olan bir şey. Acı çekmemek iyiliğinin kendisi, bir canlıya ait bir durum olduğu müddetçe iyidir, çünkü hissetme ile ilgili ve bunu hissetmeyen birisinin var olması gerekir, acı çekme olasılığının hiçliğin zorunlu sonucu olarak hiç gerçekleşmiyor olmasında bir keramet yok. Varolmanın potansiyel olumsuz sonuçlarından kaçınmak için hiçliğin tercih edilmesi durumunda gerçekten kurtulan bir kişi olmaz. Çünkü hiçliğe geçmek, var olan bir varlığın varoluşunun sonlandırılmasıdır ve acı çeken birisi olmadığı gibi acı hissetmeyen birisinden de söz edilmez. İkinci itirazım da acı çekmemenin aslında bir haz olması ile ilgili. Örneğin yemek yemek bir haz ama hiç yemek yemeden tok halde olmak da aslında bir haz. Sadece bazı acılar gibi şok değerine sahip değil. Bu yüzden şok değeri olan hazlar sadece haz kabul edilerek şok değeri olmayan hazlar haz kabul edilmiyor. Mesela acıdan kurtulmak bir hazdır ama, "acıyı artık hissetmeyecek olmanın" olmadığı bir hiçlik değil.

  • @imt7026
    @imt702615 күн бұрын

    yeniden izlerken fark ettim 1:26:35 burada esra hocam da benim gibi hiçlik kavramı konusunda antinatalist yaklaşımın zayıflığına işaret etmiş. ben buna geçen aylarda twittardan hem taner beytere hem de antinatalizm sayfasına yazmıştım ciddi bir hata içeriyor acı hesaplamaları.

  • @cihanturan5311
    @cihanturan531122 күн бұрын

    evlat !!! acı dan bahsedeceğin kişilere ilk önce şimdiye kadar çektikleri en büyük acıyı,çaresizliği ve bu durumu ne kadar taşımak zorunda olduklarını sor..... yoksa akarsuyun debisinden bahsetmekten öteye gitmez.... bir düşünür der ki insanın ilk öğrenmesi gereken neden ihtihar etmemesi gerektiğidir... hayatı akademik ünvan peşinde koşan, çocuğunu tazı gibi yarıştırıp içi boş kariyere sürükleyen, evliliği üstü örtük çift maaş gayesile yapan , kendini ihtiyaç diye kandırıp evine hayatına baktığında taşarcasına israfın olduğu, markalarla süslemelerine, kokularla boyalarla örtmelerine rağmen ne kadar renklendirmeye kalksalar da özünde flu, gri, bulanık hayatlara sahip insanların acıyı,kederi anlamasını beklemek çarmağa gerilen as İsa nın acısından daha büyük acıdır... ama şurası da bir gerçek ki ,varoluşun bir görünür sureti olduğunu düşünün intiharı düşünenlerde dahil, o varoluşu gören her insan tüm acılara rağmen onu arzulamadan kendini alamayacaktır.... dostlar insandan bahsediyoruz sanki başka bir alemdeki bir varlık gibi konuşuyoruz...yahu biziz biz bilgin,bilge,alim,allame veya peygamber olsa ne olacak ... Bİr İlahi Akıl dan bahsetmeyeceksek onu tefekkür etmeyeceksek,yaşamı anlamak için İlahi Aklı referans almayacaksak bu konfor içinde acıdan bahsedenlerle acının içinde olan kişi arasında hiç fark kalmıyor koca bir anlam saçmalığa dönüşüyor, hayatın çok anlamlı olması gerekmiyor ama bu kadar saçma olamaz....biz kimden bahsediyoruz türü Peygamber dahi olsa o kadar nimetin içinde gidip yasak meyveyi yiyen canlı.....

  • @EnBiEy99
    @EnBiEy9912 күн бұрын

    2:32:43 kişinin kendini değerlendirmesi diye bur durum var öldükten sonra ki yaşam için bence de literatüre ahiret/antinatalizm ilişkisi çalışılabilir niye olmasın ki 🤷🏿‍♂️

  • @EnBiEy99
    @EnBiEy9912 күн бұрын

    35:17 akşamki sunum için tekrar dinlerken şu pasaj bana Aziz Nesin'in "dünyaya daha iyi çocuklar getireceğinize, çocuklara daha iyi bir dünya bırakın" sözü geldi 🤷🏿‍♂️

  • @antinatalizm

    @antinatalizm

    12 күн бұрын

    Yanılıyor olabilirim ama o söz aklımda tam tersi olarak kalmış, yani "Çocuklara daha iyi bir dünya bırakmak yerine, dünyaya daha iyi çocuklar bırakın"

  • @EnBiEy99

    @EnBiEy99

    12 күн бұрын

    ​@@antinatalizmhocam çevre/dünya hassasiyeti ve ebeveynlerin çocuklarına abartılı bakışına tavrı söz konusu olduğunda ilk önerme yerini buluyor 🙏🏿

  • @EnBiEy99
    @EnBiEy9912 күн бұрын

    1:16:30 nasıl yani ben bu dünyada bu görüşle (antinatalizm) kendime yer bulabildiysem bu bile dediğiniz şeyleri eler. İsa peygamber hiç evlenmedi Muhammed peygamber yetim değil miydi? (+Sadece bir çocuğu hayata devam edebildi) Esra hocanın fantazya gibi betimlemelerine karşıyım 🙏🏿

  • @hendakoste1
    @hendakoste115 күн бұрын

    Hücrenin de rızası var diyor ohooooo.fikrim var diyen konuşmasa?gebe kalmayı doğrulayacağım diye kanseri devri dışı bıraktı.

  • @oguzhangoren4165
    @oguzhangoren416516 күн бұрын

    İnsanlar ölürken neden acı cekip cekmeyecekleri düşünülüyor bir önemi var mı? Zaten bir Tanri inancina sahip değillerse aci çekip çekmemenin ne gibi bir önemi olabilir ki

  • @antinatalizm

    @antinatalizm

    15 күн бұрын

    Biraz açabilir misin? Tanrı’ya inanan biri, inanmayan birine göre acıları farklı bir şekilde mi tecrübe ediyor?

  • @ako_abey
    @ako_abey10 күн бұрын

    Fizikci abimiz biraz biş yapmiş 😂

Келесі