öncelikle ve daima felsefe.
sonra sanat.
ama hüzünle.
ışığın ve renklerin dünyasından hareketle... duyuların ve duyguların...
ne ki eninde sonunda kavramlara, kurama, aklın o sevimsiz melekutuna.
toplanmak için dağılacağız, yaklaşmak için uzaklaşacağız.
izini bulamayacağımızı bildiğimiz o sevgilinin uğruna,
kimbilir belki de bulmayı istemediğimiz, hani o karşılaşmaktan, hatta gözlerine bakmaktan bile çekindiğimiz ahu’nun.
neşe yasaklanmış bize!
isteksizce tavaf edeceğiz bu yüzden etrafında, kanayan yüreğimizle.
sadece nefesini duymak için, insanın nefesini.
duyarsak ayaklarının dibine düşeceğiz.
halsizce.
secde edeceğiz.
insana.
Пікірлер
Saçma bir konu . Kendi bakış açınızdan değerlendirmişsiniz . İşinize geldiği gibi anlatmışsınız. Sivil toplum örgütü olduğunu , kimsenin zorla tutulmadığını , somut güzelliklere yönelik son 40 yılda binlerce kayıt olduğunu , binlerce olumlu röportajların varlığını es geçmişiniz . Dediğiniz gibi fikirlerinizin değişeceği için değil talimat aldığınız için alalacele yayın yaptınız maalesef .
Hocam dinledim bu çocuğu çok tutarsız. Videolarırıı izledim hiç biri birine uymuyor.
kzread.info/dash/bejne/poN315ujYKjLpKg.htmlsi=WHYIsl_yKhMuUP_c
kzread.info/dash/bejne/poN315ujYKjLpKg.htmlsi=WHYIsl_yKhMuUP_c
kzread.info/dash/bejne/fI2mypeYn5fQis4.html reddiyelere ne dersiniz?
ben ben demekten bıkmadınız
Tesekurler usdad
Din buyruklar bütünüdür ama okumayı ve düşünmeyi de emreden yine dindir. buyruğun maslahatını hikmetini anlamamışsan buyruğun seni sen yapmasını da anlamazsın. En selim düşünce kendi kendineyken kendi kendinken yaptığında samimiyetten ve samimi niyetten ortaya çıkar. gerisi cerbezeden öteye geçmez.
Hocam konuşmanızı baştan sona dinledim. Bilgilisiniz ama ahlaklı değilsiniz. Korkaksınız. Yuzbinlerce insana yapılan zulmü bir cümleyle bile elestiremdiniz. Evrensel insan hakları ayaklar altına alınmış. Uluslararası hukuk bu yaptığınız hukuksuzdur demiş. Ama siz ya korkudan ya da vicdansizliginizdan bunu görmezden geliyorsunuz. Hiç boşuna söylediklerim tesir etmiyor diye yakınma. Vicdanı insafı olmayan aydının sözlerinde tesir olmaz.
Teşekkürler.
Valla 40 yıldır bende etkileniyorum hocanın fikirlerinden, bu güzel bir durum, benden 4 yaş büyük ama fazla biliyor napayım 😊. Bazen benimde kızdığım fikirler oldu, ama iyiki var.
Hayat boyu dünyanın her yanında insanlık sorunları var, düğün yapma, bayram yapma, film konuşma eeee yaşama. Buyruk zihniyeti.
Hocam neden toplum yok cemiyet yok neden cemaat var, . Bu ülkede hemen bir gurup olsun kulüp olsun vs onun içinde bile küçük cemaat leşmeler oluyor neden, bunun kaynağı ne. Çok rahatsız olduğum konu, aileler bazılarıda para da bulsa beleş mantığıyla cemaatlerin içine çocuğunu bıraktı neden nasıl bir fikir bu, çocuğunu düşünmek değil bu ufaktan yırtmak yükden.
Cemaatçiler doluşup Ebuselemeyi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Pes ya hu pes valla.
Dücane hocayı dinlemek hayata dair şifa benim üçün,,zannedersem her aklı oluşmuş herkes içinde aynı kanıdadır...
Ben bu kavgalara, cemaatleşmelere, kalkışmalara falan kızmıyorum. Birbirine küfredenler, mafyalaşanlar, şehrin belli kesimlerinde türlü haltlar işleyenler. Hatta hoşuma da gidiyor. Olmalı. Bir cereyan olmalı. Bataklıktan da çıkan olacak, ağzında gümüş kaşıkla doğan da. Bütün mesele aydınlanmak, güzel giyinmek, argonun edebiyatını yapabilmek. İtalyanlar böyledir mesela. Her türlü iş var ama bir tarz var. Yakışık var. Papaz cin çıkartır mesela. Övünerek filmlerini dahi yaparlar. Bizdeki cin çıkartırken çok çirkin oluyor. Bunların hiçbirinde ben sorun görmüyorum Dücane bey. Sorun, bizim halkımızın düşük profilli oluşu. Karizma yok. Estetik kaygısı yok. Ben her şeyin kendi içinde bir kemale ulaşma çilesi çekmesi gerektiğine inanıyorum. Bir estetik kaygı olması lazım. Duvarı karalarken bile bir stil geliştirmen lazım. Yakışması lazım o duvara o yazı. Orospunun bile işinin piri olma gayreti olması lazım. Bizde bunların hiçbiri yok. Biz, en güzel işimizde bile distopya'nın dibini buluyoruz. Başka bir şey var bizi kirleten, bizi çirkinleştiren şey başka. Elimizden bir türlü yerine yakışan iş çıkmıyor. Zelil bir durum var gibi. Çör çöpüz. Düşük profilliyiz. Zenginimiz, aydınımız, akademisyenimiz bile düşük profilli. Biz zelil olduk galiba. Zelil olmak ne demek ki, biri açıklasa da öğrensek.
Suç şebekesi babanızdır. 8 yıldır işlenen türlü zulümlere şey korkunuzdan ses etmeyip rahatsız etmediklerinizdir suç şebekesi. Neyin ne olduğunu anlayıp dinlemeden atladığınız bu konu tiynetinizi/kofluğunuzu/sığlığınızı bir kere daha ortaya koydu. Tatlı su -sözümona- aydını nasıl olunur -hoş bu aydınlık mı pespayelik mi bilemiyorum- bir kere daha gösterdiniz, sağolun.
Cok iyi
Bugun sizi ilkdefa dinledim, harika otesi bir konusmaydi. Cok sey ogrendim. Keske sizden birkac tane daha olsaydi.
Dücana hoca allah aşkına söyle birtane yok ki hepsini mitolojiden alınma hikayeler..hurufu mukadda yı söyleyin artık millete yahut şu öptükleri Mekke'deki taş dahi mitolojiden kalma..her şeyi yazan soran peygamber yanındaki hafızlar bi elif lam mim nin mi anlamını sormamadan yazmışlar kurana. Sene 2024 hala bi Arap çocuğunun rüyasını yaşıyor insanlar
İnsanlık ,o kadar değerli ki
Dücane bey bencede bir partiye bir vakıfa bir ocağa ait olmamalı.Bir insanın vicdanı merhameti herhangi bir gruba bir derneğe bir partiye teslim edilemez.Zatwn bir laf vardır.Bir toplulukla yasayan insanlar tek tek zeki olabilir.Topluluk olarak zeka seviyesi bayağı düşer.
Hocam Türkiyede kalıp yargılanmayı göze almış eski cemaat üyelerinin bir çoğu, ki dediğiniz gibi okumuş memleket evladı, konuştuklarımın neredeyse çoğu sizi ve Mustafa Öztürk'ü yakından takip ediyor.
Kuran; Hz Adem'den kıyamete insanlığa ışıktır, yol gösterir, eskilerin masalları değildir. Eskilerin yaşadıklarını/imtihanı vermeden, sadece inandık demekle bırakılacağınızımı zannediyorsunuz? diye sorarak hatırlatır Kuran insana. Hint Destanı "MAHABHARATA" Adi Parva, tam metin, iki kitaptır. Ikinci kitap Sabha Parva; Bölüm 41: Yudhişthira, Draupadi, Bhima arasındaki diyaloğu anlatan kıssa bize Allah'ın şeriatı/ İlahi kanunları, İlahi ahlak yasalarında bir değişiklik olmadığını gösterir ve aidiyet duygumuzun sadece Allah ile, Allah'ın ipine sıkıca sarıldığımızda tamam ve bütün olacağını anlatmış oluyor. İnsanlar, toplumlar, krallıklar, imparatorluklar, devletler gelir geçer dünyadan. Zaman değişir, toplumlar değişir, örf ve adetleri, insanların hazırladığı ceza kanunları ve yaptırımları, kültür, dil değişebilir ancak Ilahi yasalarda asla bir değişiklik olmaz..
"Cebimde bombalarla yakalandım" niye çünkü solcu gençleri öldürmek için.. Elbette zaman içinde yüzleşme yapmış olabilirsiniz ama sözlerinizden kan damlıyor... Sizi dinleyen, takip eden solcu, hümanist ne bileyim demokratlara yazıklar olsun. Olsa olsa Ümit ozdagci gençlerin akıl babası olacak potansiyelsiniz!
Sağlık ve esenlik diliyorum
💐🙏
"Hayatım boyunca ben hep yenilenleri tuttum".hayatımı özetleyen cümle sağolun,hatta tuttuğum takım gönül verdiğim grup,oy verdiğim parti zirveye çıktığında ben oradan çoktan ayrılmıştım.
Kendimi inkar etmiş biriyim dedin ya üstadım..lâ demeden illâ olmaz... yüreğine emanet ol güzel insan...
Sevgili Hocam Sizi Saygıyla Selamlıyorum Bu Ülkenin bir Düşünce İnsanı Olarak Konuşmanız Yorumyapmanız Son derece Olumlu Siz Bu ülkenin Vicdan Sahibi Entelektüel Aydın Münevveri Olarak Saygıyla Selamlıyorum Allah'a Emanet Olunuz
seni her izlediğimde imanım artıyor anladın sen .
Hocam kisa bir soru: Sizin düsüncenize deger veren insanlar, fikirlerinizi baskalarina da anlatalim faydalansinlar diye biraraya gelseler, söyleyecekleri ilk sey "biz" olacaktir. Bu durumda sizin düsünceniz hicbir zaman ragbet bulmamasi gerekir. Ne icin cabaliyorsunuz?
Sayın hocam, damdan düşen bilir damdan düşenin halini.. Birbirine bağlı büyük acıları, travmaları, enkazları yürekten hissederek anlatıyorsunuz.. Anlamayanların sorunu ZEKA değil, NİYET dir..
Ahmet Dönmez'in yaptığı gazeteciliğei yorumlara, araştırmalara diyecek laf yoktur.
Cennet ile vaadedilen gerçek manada özgürlüktür. Bedeni ihtiyaçlar için çalışmak nasıl bir prangadır malumunuz.
Bizler için süzülmüş bilgi vermeye çalışan Cüdane bey selam olsun size ve aklını kullanmak için anlamayı göze alan insanlara. Şeriat isteyenlere şunu demek lazımdır, önce kendi şeriatınızı uygulamakla yükümlüsünüz.
İkide bir ben yargıç değilim diyor ama seleme doğru samimi diyerek yargıya varıyor. yargıç olmadığınızı soylerek yargı dağıtmaya devam. Tarafsız bakamadiginizin üzerini örtmek üzerine kurulmuş bir psikoloji başka birşey değil. Böyle insanları izledikçe şeytana saygım artıyor gerçekten görevini layıkıyla yapıyor.
ANLADIĞIM KADARIYLA KEMALİST KESİMDE BİR PANİK BAŞLADI.
siz eğitilemezsiniz
Böyle mürekkep yalamış insanların yargısız infazlarini kibrini gördükçe cemaat acaba doğru yerde mi düşüncesi kuvvetleniyor.
Bu mevzuyu herkes konuştu ama sosyolojisi psikolojisi ve işin felsefesini konuşmaya Dücane hocadan başkasının zaten kalibresi yetmezdi. Çok faydalı çok keyifli ufuk açıcı bir konuşma olmuş👍🏻 teşekkürler 🌻
Bu mevzuyu herkes konuştu ama sosyolojisi psikolojisi ve işin felsefesini konuşmaya Dücane hocadan başkasının zaten kalibresi yetmezdi. Çok faydalı çok keyifli ufuk açıcı bir konuşma olmuş👍🏻 teşekkürler 🌻
Üniversite de bu orgutle kapistik 13 senemi yediler alilem arkamda durdua yikilmadim babam asker ve sol kemalist oldugundan alay edildik ergenekoncu diye adimi cikardilar iftiraya ugradik neler yasadik intikam icin soylemiyorum bu isin hakkinca yarginlanmalilar
43:10 "Kendi adınıza günah işleme özgürlüğü mü?" buna devleti soymak da dahil mi sayın hocam? Zamanında bazı grupların kendi aralarındaki iç çekişmelerden kaynaklı ifşaatlardan devletin nasıl soyulduğunun ses ve görüntü kayıtları ortalığa saçıldığında birileri de çıkıp Allah günah işleme özgürlüğü vermiştir biz de günah işleme özgürlüğümüzü kullandık demişti sanki :)) Zamanında adamın biri fuhuş yapıp allahım sen beni affet şeytana uydum diye af diliyormuş, bir, iki, üç hep aynı derken şeytan dayanamamış adamın karşısına dikilmiş ulan demiş yapıp yapıp benim üzerime atıyorsun :)) Müminlerde yapıp yapıp günah işleme özgürlüğünü kullanıyorlar ama kendileri güç ellerine geçince kimseye özgürlük tanımıyorlar...
Bomboş adamsın…koftik bir adamsın
"Nesne İlişkileri Kuramı" insan yavrusunun dış dünyayla ve kendisiyle olan ilişkisini şöyle açıklar: 0-2 ay "otistik evre". (O nedenle 40 gün dolmadan eskiler çocuğu evden çıkarmazlarmış). Çocuk bir nevi bedenen doğmuş ama ruhen anne karnında gibidir. 3-18 aylık evre "simbiyotik evre" dediğimiz dönemdir. Anne ile ilişkisinde "kendilik" gelişir. Çocuğun meme ile ilişkisi anneyle, dünyayla ve tanrıyla ilişkisini şekillendirir. 6. aydan itibaren memenin kendinden ayrı olduğunu fark etmeye başlar. "O ve ben ayrıyız". Bu sefer eksiklik, yetersizlik, acizlik durumu hâsıl olur. "Omnipotans" durumu artık yoktur. İnsanın cennetten indirildiği evreye benzer. Dünyanın kurallarına tâbidir artık. Burada "psikotik ya da şizofrenik evre" başlar. Onu besleyen, istediği zaman veren meme "iyi meme", vaktinde gelmeyen ya da doyurmayan meme de "kötü meme"dir. Bu evrede çocuk iyi ile kötüyü ayrı kutuplara yerleştirir. Klein’ın önemli kavramlarından biri olan “paranoid-şizoid dönem”de, bebek tüm bu olumsuz duygularla baş edebilmek ve iyi anneye sahip olabilmek için, zihninde bu iki deneyimi “iyi meme” ve “kötü meme” olarak ayrıştırır. Kötü memeye yönelik yıkıcı hisler duyarken (onu ısırmak, parçalamak, yok etmek gibi), iyi memeyi de tersi şekilde yüceltir. Nesneleri bölme (splitting) mekanizmasıyla salt “iyi” ve salt “kötü” olarak ayrıştırdığında, tamamen iyi bir anneye sahip olabilir ve tüm ruhsal gerilimlerini bir süreliğine rahatlatır. Sağlıklı gelişimde bir süre sonra bu ayrışma ortadan kalkar ve bebek tamamen iyi ya da tamamen kötü diye birşey olmadığını, ikisinin de aslında annesine ait olduğunu, annesinin hem pozitif hem negatif yanları olduğunu, zaman zaman yoksunluk, korku hissettirdiğini, zaman zaman ise zevk, hoş deneyimler yaşamasına vesile olduğunu kabullenmeye başlar. Birine karşı bölme mekanizmasına başvurmadan ambivalan (ikircikli) hisler taşıyabilmek, duygusal olgunluğun aşamalarından biridir. Bu evreler insanın bu dünyaya köklendigi, uyum sağladığı, kuralları içselleştirdiği evredir. Bu evrede takılıp kalanlarda daha sonra şizofrenin açığa çıkması muhtemeldir. Şizofrenik evrede takılıp kalan kişi bu dünyada iyi ile kötüyü yanyana getiremez, bunu kabul edemez. Oysa burada iyinin içinde kötünün, kötünün içinde de iyinin olduğunu kabul edenler, kendileriyle, hayatla ve tanrıyla barışırlar. İnsan bu dünyaya geldiğinde ilk olarak "Bu ne?" sorusunun cevabını arar. Sonra "Neden?" evresi gelir. Bu neden böyle ya da neden şöyle değil, bir nevi isyan ya da sorgulama dönemi. "Nasıl?" evresine geçtiğinde ise artık merak ve keşif başlamıştır. Eşyanın hakikatini arayan insanın hâli... Yalnız bu insan önceki evrede isyan halinden çıkmadan, yetersizliğini ortadan kaldırma ve kendini güvende hissetme motivasyonuyla keşif evresine geçmişse, ilahlık iddia etme potansiyeli vardır. Tanrı'yı kendinden ayrı görmediği, şahdamarından da yakın olduğunu hissettiği, onunla bütünleştiği, korkunun, acizliğin yetersizliğin bittiği evre ise son everdir. Bir nevi başladığın yere, anne karnına döndüğün, hiç bir şeye ihtiyacının olmadığı omnipotans hâl. Her birimiz bunu aramıyor muyuz? O'ndan geldik O'na döneceğiz.
Bu bilgiler için kaynak kitap ya da makale ismi verebilir misiniz? Teşekkürler
@@nisamiyas Melanie Klein'in "Nesne İlişkileri" kuramı başta olmak üzere psikanalitik ekolü araştırabilirsiniz.
Teşekkürler 🍀
18:26 Bara meyhaneye gitmek suç mu sayın hocam? Ya da bara meyhaneye giden ahlaksız mı? Eşini aldatmakla, hırsızlıkla, adam olmamakla, bara-meyhaneye gitmek nasıl bir olabilir? Ben gidiyorum meyhaneye, ne eşimi aldattım ne hırsızlık yaptım, ne devleti soydum...
46:47 de devletin sucluyu cezalandirma konusundaki devletin tutum ve davranışının anlatımı ve anlayışı sorunlu. Devlet suçu ispatlanmayan kişinin ensesine polis araciligiyla çöküp taciz edemez bunu yayinlayamaz.
Bugün hukuk devletinin anlatılması gereken bir noktadayız 14:15 den itibaren hukuk devletini anlatiyor. Hukuk devletinin anlamı devletin yaptığı işlemlerin bağımsız Hakimler tarafından denetlenmesidir. mal mülk davalarıni insanlar kendi aralarında çözebilir ama devletin atadığı tarafsız ve bagimsiz Hakimler tarafından çözülmesi esastır. Parlamenter sistemde ise kuvvetler ayrılığı ilkesi esastır ister fiilen uygulansın isterse uygulanmasın denge Denetleme Sistemi devletin var olmazsa olmaz bir sonucudur
28:40
Hocam merhaba Aklı ve muhakeme kabılıyetını şeytanla veya tılkı örneği ile ifade ettiniz. Peki sorgulamadan muhakeme etmeden ve bir benlik bilincine sahip olmadan buruk'a uygun davranmak varoluşsal bir problem ortaya koymaz mı?Allahın yarattıgı insanın potansıyelini ortaya koyabılmesi ve bir değer ortaya çıkarabılmesi için bütünsel olarak akla bir muhakeme kabiliyetıne ihtiyaç yok mudur? Peki biz bunu nasıl Allah'a sadakat olarak kabul edebılırız.Tam tersi acaba ihanet değil midir aslında? Şuan sizi izledim dinledim ve sizi izleyen dinleyen herkes kendi birikiminin kalitesine göre bir çok farklı algı ile kavrayacak anlayacak.Buyruk'a kesin itaat hayatın doğal akışında insanın gelişim aşamalarını da sekteye uğratır.Bu Allah'a sadakatla nasıl açıklanabiliyor? O zaman niyet aslında korku ile sadece kitleleri kontrol etme hedefi, Allah'a itaat kılıfına uyduruluyor denilebilir mi? Teşekkür ederim.Kolaylıklar.
Buna göre bir başkasının aklına ve muhakemesine guvenmek zorundaysam yanmamak için hiç bir bilişsel faaliyet gostermeyeceksem benım varlıgımın ne anlamı var? İnsanın her bir gelişim aşamasının ardında bütünsel olarak bıyolojık bilişsel ve sosyal duygusal olarak sağlıklı gelişim gosterebılmesi için her bir gelişim aşamasında bır sancı vardır.Bir akıl bir muhakeme vardır zamanla başına vurula vurula köreltiyor. Bu aşamaları sağlıklı olarak anlattığında gerçek bir yetışkın bir birey olabılıyor.Bir benlik bilinci üzerine inşaa ediyor aslında.Yani tamamıyle çeliştiğini duşunuyorum buyruğa kesin itaat ile.Bu gelişim aşamaları sağlıklı atlatılamaz. Dip not: ıkı yorumunda da kendi fikrimi beyan ettim. Yani bu bence böyle. Tekrar teşekkürler.