Osman Karatay

Osman Karatay

Ak Macar, Kara Macar -2

Ak Macar, Kara Macar -2

Ak Macar, Kara Macar -1

Ak Macar, Kara Macar -1

Пікірлер

  • @nukhetyavuz
    @nukhetyavuz12 сағат бұрын

    genetikciler o dönemde bir pandemiden bahsediyorlar,dogru...🧐🤔 burushskiyi hint avrupa olarak gruplandiriyorlar😡

  • @nukhetyavuz
    @nukhetyavuz12 сағат бұрын

    muhtemelen öntürkce de bu dönemde dogdu... kanalimda ingilizce olarak ara ara kaynaklari inceleyerek,dil videolari yapiyorum...

  • @nukhetyavuz
    @nukhetyavuz13 сағат бұрын

    hem ural hem altay hocam... dili de öyle... 💪🇹🇷♥️🐺🦅🪶🐎🌎

  • @nukhetyavuz
    @nukhetyavuz13 сағат бұрын

    öntürk...bu bölgede genelin disinda bir kültür ve dilin konusuldugu artik yavas yavas yayginladiyor...ben hint avrupa degil de, ural altay dilinin konusuldugunu düsünüyorum... veya bunun karisimi bir dil... r1 a ve r1b olduguna göre, öntürkceye ural altaic bir dil , chuvashca, macarca, bulgarca kökenli karisik bir ural altay karisimi bir dil...

  • @izzetakyol7183
    @izzetakyol718322 сағат бұрын

    kzread.info/dash/bejne/f6iEmqqrh5fQZZs.htmlsi=RHln_kvR0DDiiKGI Tarih bu Videodaki gibi okunur. Azari Tezlerini destekleyen bir tezden öte, diyalektik Materyalist yöntem kanıtlarlarla dolu bir Teorie. Uzakdoğu tezlerini çürütüyor.

  • @firebowl1
    @firebowl13 күн бұрын

    Hocam bu yeni yapılan dna analizlerine göre ortada Türklük diye bir sey birakmadilar neredeyse. Genetik calismalar ile desteklediği söylenen Doğu avrasyali iddialarına ne diyorsunuz? Bu yeni genetik yayınlara dair bir video paylaşsanız keşke.

  • @TURK-552
    @TURK-5524 күн бұрын

    Şu video da büyük emek var ! Sağolun, varolun Bilgelerimiz...

  • @user-br1ql3ty5l
    @user-br1ql3ty5l4 күн бұрын

    2:00 şehzade oğuzhan var.

  • @Abeturk
    @Abeturk7 күн бұрын

    Od >> hot Odun >> wooden >> wood Oğuz kağan>> oğuzhan>> owodhan>> wuothan>> wõden>> Odin Wõdhen’s day >> Wednesday (Mwudh)>> Buz= dihydrogen monoxid CRYSTAL = Ice (Thwudh)>> Tuz = sodium chloride CRYSTAL = Salt TH > T / D TH > TS > S / Ş / Z Tsuith >Thuits > Tuiss > Tuish / Diş = tooth (dental) Tsuıth > Thuıts > Tuıss > Tuısh / Dış = out ( outer) Thuıth >Tsuıts >> - Suz = (- Less) >> without it / free from it / has got rid of it Tış-yer-i > Dışarı / Dış taraf = outside Dışsal = external Dışı = out of… / de- / dis- Suz > sız/siz & suz/süz = without / -less Kanat = Wing Kanat-sız = Wing-less Su= water Su-suz = water-less / anhydrous Suç =crime Suçsuz=innocent (freed from blame) Şeker= Sugar Şekersiz= without sugar / sugar free Kitap= book Kitapsız = without books / free from books Ücret = fee ücretsiz =~free / exempt from fee >> ücret dışı =out of fee Gerek / lazım / ihtiyaç = necessary >> Gerekli = needful Gereksiz = needless >> İhtiyaç dışı / lüzumsuzca =unnecessary Kanunsuz / Hukuksuz = unlawful >> Kanun dışı = outside the law Hukuk / Yasa =law > Yasal =legal Yasadışı = illegal Görüş = sight Görüş dışı = out of sight Sadık / vefalı / vefakar= loyal Sadakatsiz / vefasız= disloyal Beğeni = like Beğeni dışı= dislike Bağlantı = connect Bağlantı dışı=disconnect Evirmek= to make it to turn around itself or transform into another shape over time İç = inside > ÇE Çe-evir-mek =(içe evirmek) = çevirmek = (turn-into) / encircle / convert / slew round Dış =outside > DE De-evirmek =(dışa evirmek) = devirmek =(turn-outer) / overturn / overthrow De-monte=démonté= dis-assembled (Dış- Thuıss) Siz-Sız-Suz-Süz ekleri “Dışında olmak” ,“İçermemek” , "sahip olmamak" , “ondan azade olmak” veya "mahrumiyet" anlamına gelen bu ekler, bir şeyin dahilinde olmayışı ifade eder. (Have no)( ~without) (...less) (LIĞ-LUĞ) (aluk=has got) LI- Li-Lu-Lü ekleri sahiplik ve dahiliyet ekleridir... (Have)(~With) >> ~..-ful O benim sevgi-li-m = (~s/he has my love)= s/he is my lover İki çocuk-lu kadın= (which one) the woman has two children > woman with two children Çocuksuz adam = (which one) the man has no child > childless man Şekerli =(it has sugar) = with sugar Şekersiz= (it has no sugar) = without sugar = ~sugar free= şekerden azade Tuzlu =it has salt =salty Tuzsuz= it has no salt = without salt = saltless Gitmelisin (get-mek-liğ-sen)= you have to go Gitmen gerekli (get-meg-in gerek-liğ) = you have need to go Gitmen gerekir (get-meg-in gerek-e-er) = you (getta) need to go Toluk>> doluğ=fulled (has stuffed) Renk= color (Renk-dolu) > Renk-li = colorful > (has color) Keder=sorrow (Keder-dolu) > Kederli = sorrowful > (has sorrow) Zarar=harm (Zarar-dolu) > Zararlı = harmful > (has harm)

  • @Mehmetmoritanya
    @Mehmetmoritanya8 күн бұрын

    Merhaba,en eski Ermeni harfli Turkce metin nedir?Klasik ermeniceyi nekadar surede ogrenebiliriz?

  • @nesrindemirhan9743
    @nesrindemirhan97439 күн бұрын

    elam dili ile turkce katsilastirildi mi

  • @nesrindemirhan9743
    @nesrindemirhan97439 күн бұрын

    Hocam sumerce ile turkce arasindaki iliski inkar edilemez de bu iliski nereden kaynaklaniyor. Demekki ya turkler asyanin daha batisindan ya da sumerler asyanin daha dogusundan. Evet sumerler turk degil. Almanlar da fransiz degil. Ama almanlar ve fransizlar hind avrupali. Demekki sumerce ve turkce 4 bin yil once ortak bir atada birlesen bir aileye mensup bu aileye mesela turani diller diyebiliriz. Ya da baska bir isim de verebiliriz. Mesela horasani ya da ne bileyim baska bir aile ismi. Tipki hind avrupa filleri gibi. Tipki aryan dilleri gibi.

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    The language of 𐱅𐰇𐰼𐰰 people Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid Suv’up =liquefied Suv-mak= to make it flow onwards-upwards >suvamak=to plaster Suy-mak= to make it flow over Süv-mek= to make it flow inwards Sür-mek= to make it flow ON something >to drive (Su-arpa)>chorba>surppa=soup /Surup>şurup=syrup /Suruppat>şerbet=sorbet /Surab>şarap=wine /Surah>şıra=juice şire=milky Süp-mek= to make it flow outwards /Süp-ğur-mek>süpürmek=to sweep -mak/mek>(umak/emek)=aim/ exertion (machine/ mechanism) -al/el =~obtain through -et =~ do /make -der = ~set /provide -kur=~ set up -en=own diameter > about oneself -eş=each mate/each other/together or altogether -la/le = ~make this by it /do it this way Sermek= to make it flow in four directions =to spread it by laying over somth Sarmak= to make it flow around somth =to wrap, to surround Saymak= to make it flow drop by drop /one by one from the mind =~to count, ~to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer) Söymek= to make it flow through > Söy-le-mek= make the sentences flow through the mind =~to say, ~to tell Sövmek=to say whatever's on own mind=swearing Sevmek= to make flow/pour from the mind to the heart =to love Süymek=to make it flow thinly (Süÿt> süt= दूध/ milk) Soymak=to make it flow over it/him/her (to peel, ~to strip )(soygan>soğan=onion) Soy-en-mak>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak=~skinning ,skimming Siymek=to make it flow downwards= to pee Siÿtik>sidik=urine Say-n-mak>sanmak= to pour from thought to the idea >to arrive at a guess Savmak=to make it pour outward /put forward /set forth > sav=assertion Sav-en-mak>savunmak=to defend /Sav-ğur-mak>savurmak=to strew it outward (into the void) Sav-eş-mak>savaşmak=to shed each other's blood >savaş= war Savuşmak=scatter altogether around > sıvışmak=~run away in fear Sağmak=to ensure it pours tightly /Sağanak=downpour /Sahan=somth to pour water Sağ-en-mak>sağınmak= to spill from thought into emotions> ~longing Sekmek=to go (by forcing /hardly) over it further Sakmak=to get/ keep/ hold-back forcely or hardly (sekar=?) Sak-en-mak>sakınmak =to ponder hard/hold oneself back/beware Soğmak=to penetrate (by force)> Soğurmak= make it penetrate inward= to suck in Sokmak=to put/ take (by force) inward Sökmek=to take/ force out from the inside(~unstitch/rip out) Sıkmak=to press (forcibly) into oneself > squeeze (Sıkı=tight) Sığmak=fit inside /Sığ-en-mak>sığınmak= to seek refuge Süzmek=to make it lightly flow from top to bottom / to filter Sezmek=to keep it mentally flowing gently /to intuit, sense Sızmak=to get flowed slightly / to ooze Suŋmak=to extend it forward, put before, present Süŋmek=to get expanded outwards /sünger=sponge Sıŋmak=to reach by stretching upward/forward Siŋmek=to shrink oneself by getting down or back (to lurk, hide out) Söŋmek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out) Tan= the dawn /旦 Tanımak= to get the differences of =to recognize Tanınmak= tanı-en-mak= to be known/recognized Tanıtmak= tanı-et-mak=to make known >to introduce Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =to meet for the first time Danışmak= to get information through each other Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose Tıŋı= the tune (timbre) /调 Tıŋ-mak=to react verbally >Tınlamak= ~to take into account/ respond Tıŋı-la-mak= to get the sound out Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听 Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to keep calm Denk= Sync>登克>~equal / a-thank<>Denge =balance Thenğ-mek>Değmek= to touch / to achieve a harmonious reaction Thenğe-mek>Denemek=to try to get a harmonious response in return teğet= tangent / tenger> değer=sync level >worth / teng-yüz>deŋiz=sea eşdeğer=equivalent / eş diğerine denk= equal to each other Deng-en-mek>değinmek = to mention /touch upon Deng-eş-mek>değişmek =to turn into something else equivalent /to get altogether a change. Deng-eş-der-mek>değiştirmek =to change it /exchange Çığ (chuw) = avalanche / 雪崩 Çığ-ğur-mak =çığır-mak= ~to scream /read by shouting Çağırmak= to call / inviting / 称呼 / 邀请 Çığırı > Jigir > Şiir = Poetry / 诗歌 Cığır-la-mak > Jırlamak > to squeal /shout with a shrill voice Çığırgı >Jırgı> Şarkı = Song / 曲子 Çiğ (chee)= uncooked, raw / 生 Çiğne-mek =to chew / 咀嚼 (Çiğnek) Çene =chin / 下巴 Çiğ (chiu)= dew / 汽 , 露 (çi’çek=flower/ çi’se=drizzle) Taş =the stone (portable rock)/大石头 Taşı-mak = to take (by moving) it > to carry Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place Kak-mak=to give direction (kak-qa-eun> kakgan=which one's directing>Kağan>Han) (Baş-khan>Başkan=president) Kak-der-mak>kaktırmak= ~to set aside Kak-el-mak>kağılmak =to be oriented via > get fixed anywhere >kalmak= to stay Kakıluk-mak=to tend upward >kalkmak=to stand up /get up Kak-el-der-mak>kağıldırmak>to make it being steered away> kaldırmak =to remove Kak-en-mak> kağınmak= to be inclined> kanmak / ikna olmak= to ac-know-ledge it's so /be convinced Kak-en-der-mak> kağındırmak= kandırmak (ikna etmek) = ~to trick (to persuade) Der-mek=to provide bringing them together to create an order /der-le-mek= to compile /deri= derm Dar-mak=to bring into a different order by disrupting the old /tarkan=conqueror /tarım= agriculture /tarla= arable field /taramak= to comb Dar-el-mak>darılmak=to be in a disturbed mood towards someone Dur-mak=to remain in the same order /keep being, /survive /halt on (thoru>diri= alive) durabilir=durable /boğa-thor>bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran boğa=sacrificed by strangling >buga > buhag > pigah> 피해자> pig Dur-der-mak> durdurmak=~to stop /diri-el-mek>dirilmek= be revived Diremek=make to stand against / direnmek=resist / diretmek=insist Dür-mek=to roll it into a roll / dürülmek=get rolled / dürüm=roll of bread Dör-mek=to rotate it on its axis >thör =mix/ blend (döngü/ törüv=tour) (dörük=blended) Thöre-mek>türemek=become a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type) Thörük=order formed by coming together >Türk Töre=order established over time= tradition /torah=sacred order /tarih=history Thör-et-mek>türetmek= to create a new layout combining= to derive Thör-en-mek>Dörünmek= to rotate oneself /turn by oneself Törünmek>törn-mek>Dönmek= to turn oneself /döner=rotary /turna=flamingo Dön-der-mek>döndürmek=to turn something Dön-eş-mek>dönüşmek=turn (altogether) into something Dön-eş-der-mek>dönüştürmek=to convert /transform (Edh) Ez-mek=to thin something down by pressing over= to crush /run over (Edg) Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> to tilt it eğim =inclination Eğ-el-mek>eğilmek=to get being inclined /bend Eğ-et-mek>eğitmek= to educate Eğir-mek=to cause it another shape by spin it crosswise around itself / eğri =curve, awry > ağrı=crossways >uğru=~aspect of > doğru= true, right direction Evirmek= to make it return around itself or transform into another shape Çevirmek=turn into/encircle Devirmek =turn outer/overturn Eğir-al-mek>eğrilmek=to become a skew /be bended by Evir-al-mek>evrilmek=to get a transformation over time /evrim=evolution /devrim=revolution /evre=stage Uğra-mak>=to get (at) a place or a situation for a certain time= drop by/ stop by Uğra-eş-mak> uğraşmak=to drop by (altogether) each other for a certain time=to strive/ deal with Uğra-et-mak> uğratmak=to put in a situation for a specific time Öğre-mek=to get an accumulation above a certain stage Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or info level at a certain time> öğrenmek= to learn Öğre-et-mek=to make somebody get (at) a knowledge or info level at a certain time= to teach Türkçe öğretiyorum =I’m teaching turkish İngilizce öğreniyorsun =You’re learning english Öğren-i-yor-u-sen (learn<to<try<that's<you)= You’re learning Öğretiyorum (teach<to<try<that's<me)=I'm teaching Öğreniyordum =I was learning Öğreniyormuşsun=I heard/noticed you was learning Öğrenmekteyim=I have been learning / I’m in (the process of) learning Öğrenmekteydim=I had been learning / I was in (the process of) learning Öğrenmekteymişim=I heard/noticed I had been learning Öğrenirim=~I learn (then) > Öğren-e-er-im (I get to learn) Öğrenirdim=I used to learn / I was going to learn /I‘d get (a chance) to learn Öğrenirmişim=I heard/noticed I would be learning / I realized I’ve got (facility) to learn Öğreneceğim=I will learn Öğrenecektim=I would gonna learn / I’d learn Öğrenecekmişim=I heard/realized that I would have to learn Öğrendim=I learned Öğrenmiştim=I had learned Öğrenmiş oldum /Öğrenmiş durumdayım= I have learned Öğrendiydim=I remember having learnt /remember such that I've learned Öğrenmişim=I realized that I learned Öğrendiymişim=I heard that I’ve learned -but if what I heard is true Öğrenmişmişim=I heard that I've learned -but what I heard didn't sound very convincing Öğreniyorumdur =I guess/likely I am learning Öğreniyordurum =I think/likely I was trying to learn Öğreniyormuşumdur=As if I was probably learning Öğreneceğimdir=I think I'll probably find out Öğrenecektirim=I guess/likely I would gonna learn Öğrenecekmişimdir=As if I probably would have to learn Öğrenecekmiştirim=Like I probably would have learned Öğrenmişimdir =I think I have probably learned Öğrenmiştirim=I guess/likely I had learned

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    Bal = (Honey) Bal >Mel >Mer >Mil >Meli > Melit > Melis =(yumuşak, melul, balsam, hoş kokulu, tatlı / yummy, mellow, balmy, malleable, dessert, sweet) Al-Bal (red-sweet) =Alpal (Apple) >Afal >Almelo> >Alma > Elma (the dessert) > Alba> halba > halvah > helva Mel-ak (sweet-white)>(Mela >Mal >Mar >Milo >Melon >Melam) Melak>>>Milk >>>Lak (sweetie) > Balak > bala >>> bella ? >> well ? Almıla / Melah >> Elma = Apple (Ma-hoş-mela)> Moş-mela > Muşmula = Medlar ( not so pleasant but yummy) Meltem= mellow wind = breeze Mel-melat > marmelat = marmellata, marmalade Melisa = balm / jam / rosin Melamine = a type of chemical resin (Mel-hem)> merhem=(almost-balm) > ointment (Mel-sumac) merşumak> mercimek = lentil Mel-audio = melody (Dağ = mountain) (tow/toğ/tao/tai/tav/tag)>> high/ 塔 / 高 /ضيقة /ضيق dev/deva/devasa/diva/dheu/theo/theus/zeus/大>> huge (dar /tar /dai /tay /tav /dae /too /toi) = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Phone / Phoon/ Fun / Wajan / Wehen = (Esen/ Esinti / Rüzgar/ Ses ) - Wind / Breeze / Sound / Voice Dae-vane /tai-fun / tao-wen/ too-phone/ typhoon/ 大风 = (loud sound) >> hard-strong wind Dağ= litosferik tabakaların sıkışarak yükselmesi / compression and rise of lithospheric layers Dar-lık= to rise upwards by squeezed, feeling of height, feeling of being squeezed Dar = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Dar = birbirine yaklaşmış / sıkışık / sıkışmış / sıkıştırılmış / sağlam / sert / dayanıklı Darlık= sıkışarak yükselmek, yükseklik hissi, sıkışma duygusu Dar = yakın olmak , alakalı olmak, ilgilenmek / to be close, to be involved, to be interested Hüküm-dar = Hükümle ilgilenen , hüküm veren = Sovereign Mihman-dar = Misafire yakın olan , misafire alaka gösteren = ~hostess Darülaceze =(diyar-u-el-aceze) Acizerle ilgilenilen yer = ~hospice Dai-u > nearest he's = Dayı = (materal) uncle Toy = meeting /ceremony/feast/ immature-game boy Kurulu-toy > Kurultay = scheduled meeting / council (Dai-emek)> Dayamak =to base on /make it support/fasten down / get it closer well to (Dai-en-mak)> Dayanmak= to recline upon / stay strong /be close literally (Dai-et-mak)>Dayatmak = to impose / insist / keep it completely nearest to Yanardağ ile ilgili / pertaining to a volcano Dağ-et-mak >Dağıtmak = to distribute /to deal out / to deploy Dağ-al-mak >Dağılmak = to get dispersed / to go to pieces Dağ-la-mak = krater şekline çevirmek / cauterize (Doğ-umak) = Doğmak = to come up / rising up / come into the world > to born Doğ-ğur-mak= Doğurmak= to make this come up > bring this into the world > to give birth Doğu=the direction where the sun comes up > East / 东方 (Doy-umak) = Doymak = to rise to the top / to be full Doy-ğur-mak= Doyurmak=to satiate > to make it full > to feed Tok= has peaked, satiate, full (Tik) Dik= direct to endpoint / ~upright Dikey= vertical Dik-uğru =Doğru = right direction = true Diken= thorn Dik-mek =to make directly them overlap each other at the endpoints > sew / sow Doğa= upper surface structure of the earth > nature Doku = surface structure, texture Doku-mak=to weave (on the surface) (Toku-en-mak) Dokunmak=to touch / to contact the surface of..

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    The names of some organs it's used as the suffix for nouns, “Ak”= ~each of both (Yan= side) Yan-ak= each of both sides (of the face) >Yanak= cheek (Gül= rose) Kül-ak = each of both the roses >Kulak= Ear (Şek=facet) Şek-ak = each of both sides (of forehead) >Şakak= temple (Dal=subsection, branch) Dal-ak=dalak= Spleen (Böbür=scarlet fleck) Böbür-ak=böbrek= Kidney = each of both red-spots / blodfleck Bağça-ak>(Paça-ak)>bacak= Leg (ankle) (Pati = paw) Batı-ak>pathiak>phatyak>hadyak>adyak)=Ayak= the foot > each of the feet (Taş=stone) Taş-ak=testicle Akciğer=~(each of) both lungs Bacı-yan-ak > Bacanak= each of the husbands of the sisters of your wife >> just for men TÜL-KARN-AK =that obscures/ shadowing each of both dark/ covert periods= Karanlık (batıni) çağların her birini örten tül ZHU'L-KARN-EYN=the (shader) owner of each of both times DU’AL-CHORN-EIN=double-horned-one=(the horned hunter)Herne the hunter> Cernunnos> Karneios it's used as the suffix for verbs, “Ak /ek“=a-qa ~which thing to / what’s to… Er-mek = to get / to reach Bar-mak (Varmak)= to arrive / to achieve Er-en-mek > erinmek / Bar-an-mak > barınmak =to arrive on one's own Erin-ek / barın-ak = what’s there to arrive at oneself Ernek / Barnak > Parmak = Finger Çiğ=uncooked, raw Çiğne-mek =to chew Çiğne-ek>Çiğneh> Çene = Chin Tut-mak = to hold / to keep Tut-ak=Dudak= Lip Tara-mak = to comb/ ~to rake Tara-ak > Tarak =(what’s there to comb)> the comb Tara-en-mak > taranmak = to comb oneself Taran-ak > Tırnak =(what’s there to comb oneself)> fingernail

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    NATURAL TERMS AND CONDITIONS (akar-eser / eser-eger) (su AKAR- yel ESER) = water flows - wind blows AKAR- ESER >> AGER - İSER EĞER / ISE = (EVEN / IF) (yel ESER- ekin EGER)= the wind blows and bows the crops ESER- EGER >> İSER - EĞER ISE / EĞER = (IF / EVER) EĞER / İSE and İSE / EĞER constructs are used to specify "conditions" and are often used interchangeably. ISE EĞER: means "If ever" and indicates a condition that is more likely to occur. "If ever you need any help, just let me know." (Yardıma ihtiyacın olursa eğer, sadece haberim olsun) or (Herhangi bir yardıma ihtiyaç duyarsan, bana haber vermen yeterli) “If I'm not tired, we can visit them in the evening.” = “Yorgun değilsem eğer, akşamleyin onları ziyaret edebiliriz” EĞER ISE: means "Even if" and indicates a condition that is less likely to occur. "Even if it rains tomorrow, I will go for a walk." (Yarın yürüyüşe çıkacağım, eğer yağmur yağıyor olsa da ) or (Yarın yağmur yağsa bile yürüyüşe çıkacağım.) “Why should i go to work, (even) if I'm not getting my salary” = (Eğer) maaşımı alamıyorsam, neden işe gideyim ki. DOĞAL KOŞULLAR ve ŞARTLAR (akar-eser / eser-eger) EĞER-ISE = (EVEN-IF) (su AKAR- yel ESER) = water flows - wind blows İSE-EĞER = (IF-EVER) (yel ESER- ekin EĞER)= the wind blows and bows the crops EĞER-ISE ve İSE-EĞER yapıları "koşul" belirtmek için kullanılır ve çoğunlukla birbirinin yerine kullanılabilirler. İSE-EĞER: "If ever" anlamına gelir ve gerçekleşme olasılığı daha yüksek olan bir koşulu ifade eder. "If ever you need any help, just let me know." (Yardıma ihtiyacın olursa eğer, haberim olsun) or (Herhangi bir yardıma ihtiyaç duyarsan, bana haber vermen yeterli) “If I'm not tired, we can visit them in the evening.” = “Yorgun değilsem eğer, akşamleyin onları ziyaret edebiliriz” EĞER-ISE: "Even if" anlamına gelir ve gerçekleşme olasılığı daha düşük olan bir koşulu ifade eder ve da, dahi, bile vb eklerle birlikte kullanılır. "Even if it rains tomorrow, I will go for a walk." (Yarın yürüyüşe çıkacağım, eğer yağmur yağıyor olsa dahi ) or (Yarın yağmur yağsa bile yürüyüşe çıkacağım) “Why should i go to work, (even) if I'm not getting my salary” = Eğer maaşımı alamıyorsam, neden işe gideyim ki. "EĞER-ISE": kalıbı, isim ve sıfatlar sonrasında herhangi bir fiil eklenmeksizin de kullanılabilir. Fiiller için kullanıldığında, devamında bir soru cümlesi varsa (açık veya gizli), bu fiillerde çekim eki genellikle kullanılmaz.. (Yarın tatil er-eser> Yarın tatil erser) = Yarın tatil ise > Yarın tatilse, sinemaya gidelim mi? (Yağmur yağaçak bol-eser > (Yağmur yağacak volsar ) = Yağmur yağacak olsa, hepimiz ıslanırdık. >> Yağmur yağsa, hepimiz ıslanırdık ( öyle değil mi? ) ( Bugün evde kağıl-eser er-dim> (Bugün evde kalsar edim) = Bugün evde kalsay idim > Bugün evde kalsaydım, iyice dinlenmiş olurdum. (Eğer mutfakta erdi-eser-sen) >Mutfakta idiysen > Mutfaktaysan çayı demler misin lütfen "Ama Yani Eğer / ise" kalıbı, eklendiği fiilde çekim eki almaksızın kullanılır “mevzu- konu- mesele-vakıa- hadise- olay- hal- durum vb” belirten cümlelede kullanılır ki tercih, kıyaslama veya bir tespit anlatır. Sadece "ise" eki kullanılarak cümle oluşturulabileceği gibi, cümleye kalıp ek sözcüklerinden biri veya birkaçı eklenerek cümleler daha vurgulu bir hale getirilebilir. Ali uzun boyludur, (ama-yani-mevzu-eğer) Ahmet ise, o kısa boyludur = Ali uzun boylu, Ahmet'se kısa boyludur. Babam işe gitti, (ama-yani-konu-eğer kendim ise), ben okula gittim= Babam işe gitti, bense okula. Sanırım bugün hava yağmurlu, (ama-yani-durum-eğer) öyleyse şemsiyemi almalıyım. Fiil yapısı ile kullanıldığında mastar fiile “den/dan” eki getirilir ve bazen cümleyi kısaltmak için bu sonekler isim ve sıfatlara eklenmiş olabilmektedir. (ama yani eğer konu oyun oynamak ise) Ahmet oyun oynamaktansa, kitap okumayı tercih eder. (ama yani eğer mesele benim gitme(ği)m ise) Oraya benim gitmemdense, senin gitmen daha uygun olur > Bendense, oraya senin gitmen daha uygun. "KEŞ Kİ-ISE": kalıbı, eklendiği fiilde zaman çekim eki almaksızın kullanılır Bazen bir dilek ve temenni, bazense bir pişmanlık ve geç kalmışlık hissi anlatır. Sadece "ise" eki kullanılarak cümle oluşturulabileceği gibi cümleye (keşki) "keşke" eki eklenerek. cümleler daha vurgulu bir hale getirilebilir. (Keş ki) Akşam biz’e gel-eser-sen-iz) > Akşam bize gelseniz (keşke) (Keş ki olnu kör-eser er-di-n) > (Keşki anu körser edin) = (Keşke) onu şimdi görse idin > Onu şimdi görseydin (keşke) (Keşki) daha önce bulsa idiler / Daha önce bulsaydılar keşke / Daha önce bulsalardı keşke Yarın kampanya olacakmış, keşke bunu yarın alsaydık. (Ma-eger eser)>MEĞER İSE > meğerse Bilgi ve irademiz dışında istisnası olmaksızın gelişen durum ve koşulları açıklamak için kullanılır. Düşündüğümden farklı olarak veya düşündüğümün aksine anlamına gelir. "ise" eki kullanılmaksızın sadece "meğer" eki kullanılarak ta cümle oluşturulabilir. Sevilay bugün okula gelmedi, meğerse hastaymış = Sevilay bugün okula gelmedi, hastaymış meğer. Elimi yıkamak için musluğu açtım, meğer ki sular kesilmiş. Birer kahve içeriz diye düşünmüştüm, meğerse kahve içmekten pek hoşlanmıyormuş.

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    instrumentality suffixes adding different actions or verbs together using a means of combination VAR (bar)= existing / there is being Var-mak (barmak) = to arrive / be there (barak) bark > what's there to arrive at =~home bar-ak = as it exists / in a way that will be there (barak-mak)>u/i bırakmak = to leave as is , put as it exists , quit it so Ver-mek (bermek)= to give (berak-mak)>a/e bırakmak = to give as is , give up the way it is var-ak= how to arrive (through what ) “ARAK”- (it's used this suffix for the verbs with a bold vowel in the last syllable) ER = get there / ~achieve a result / ~get matured Er-mek = to get (at) er-ek= how to get (in what way) “EREK”- (it's used this suffix for the verbs with a thin vowel in the last syllable) verb2_arak verb1= verb1 by_verb2_ing verb2_erek verb1= verb1 by_verb2_ing Koştur-arak git-mek= to-go by-running Yürü-y-erek var-mak= to arrive by walking= arrive on foot Yatarak uyumak= to sleep lying down Koltuğa oturarak televizyon izlemek = Watching TV sitting on the couch Bilmeyerek yapmak= to do ( by not knowing) unknowingly Dün sabah saat onda(10'da) yüzerek karşı kıyıya çıktık = We went out to the opposite shore by swimming at ten o'clock yesterday morning Bugün eski cep telefonumu satarak kendime biraz harçlık yaptım = I made some pocket money for myself by selling my old cell phone today İp =(rope) It is a conjunction used to connect a sentence to its conclusion or verbs together... (IP-İP-UP-ÜP) Gelip gitmek = to have came and going = coming and going (back and forth so) Gidip dönmek = to go and back Yanıp sönmek= to burn out and off = ~to flash Arayıp bulamamak= to seek and not find Uykuya dalıp işe geç kalmak = to have fallen asleep and to be late for work Gide durmak= (keeping to go) = start to set off Gidip durmak= (to have gone and keeping so) = to keep going like that Giderek durmak = (to gradually come to a halt)= stopping by oneself by slowing down

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    Yağ = spilled on/ spread on/has held on to/ kept over it >> oil Yeğ / Yüğ = upper, superior Yeğ-mek > Yemek: "To take over and over, spend on one's own, accept upon one's own" = "To eat" Yeğ-im > Yem: "Provender, fodder" = "Feed" > Yemiş= fruit Yüğ-le-mek > yeğlemek = to keep it on top of others, make it relatively superior = "To prefer" Yüğ-ka-yer-u > yukarı =(which side is the top) = Up Yüğ-ce > yüce : "Superior in level" = "Sublime, exalted" Yüğ-ce-al-mek > yücelmek: "To achieve superiority in level" = "To become elevated" Yüğ-sü-ek > yüksek = high Yüğ-sel > yüksel = exponential , superlative Yüğ-sü-al-mek> yükselmek : "To rise to a high level" = "To ascend" Yüğ-sük > yüzük : "Jewelry worn on the finger top" = "Ring" Yüğ-sü-en-mek > yüksünmek: "To feel slighted, take offense" = "To be offended" Yüğ-ük > yük : "Carried on top, undertaken" = "Load, burden" Yüğ-ün > yün : "The feathers on sheep" = "Wool" Yüğ-üt > yeğ-üt =yiğit =(valiant)> superior in character Yüğ-kut > yeğ-kut = (highly holly)> yakut =ruby Yüğ-en > yeğ-en = "Nephew" "Which is kept superior, held in high esteem, valued, precious"(yüen > yen 元) Yüğ-en-cük > yüğençüğ > yinçi / inci =(precious little thing)> pearl , 珍珠 Yüğengi >yengi> yeni =(new)> what's coming on top of , what comes next Yüğenge > yenge =(brother's wife)> came over marriage, added to the family later (new bride) Yüğ-üne /Yeğ-ine > yine/ gene =again /over and over > yeniden = anew /once more Yüğ-en-mek> yenmek: "To overcome, to cope with, to subdue" = "To win" Yüğ-en-el-mek > yenilmek: "To be overcome, to be subdued, to show weakness" = "To be defeated" Yüğengil > yengil =remains on top of, light, weak Şan= Glory, splendor 單于 > Şan-Yüğ =Exalted glorious Yormak: "To arrive over someone (too many), to go too hard onto something" = "To tire" (Yörmek)> Örmek: "To operate on something, to weave on top, wrap off" = "To weave" (Yör-et-mek)>örütmek> Örtmek= To cover (Yörümek)> Yürümek: "To go on, to reach over something, to get somewhere, to go ahead" = "To walk" Yüzmek"To go by peeling off the surface of something" = "To swim" Yülümek: "To go by rubbing on the surface of something" = "To glide" Yalamak: "To take it away by swiping over something" = "To lick" Yolmak: "To pluck, tear off, pull by snatching over" (~flatten the top) Yılmak: "To throw down from the one's own top (~get bored), to hit the ground from above (yıldırım=lightning…yıldız=star) Yurmak: to pull onto, cover over (yur-ut>yurt=tabernacle) (yur-gan>yorgan=quilt) Yırmak=to bring it on top of, to take it off (yırışmak>yarışmak= to race> to overcome each other) (Yır-et-mak)>Yırtmak= to tear, to take from inside-out or bottom to top (by pulling from both sides) (~tide over, ~get rid of it) Yarmak= to split in, to tear apart, to halve, separate by cutting off Yaratmak= to reveal it, bring it out, to create Yermek=to pull down ,pull to the ground (~to criticize) Germek=to tense> to pull it in all directions > Sermek= to spread it in all directions Yıkmak: "To overthrow, take down from top to bottom, turn upside down" = To demolish Yığmak: "To stack, put on top of each other, dump on top of each other" = To pile up (yığlamak=shed tears over and over, cry over) Yağmak: "To get rained on, to get spilled on" = To rain Yakmak: "To burn out, to purify matter by heating and removing mass, to reduce its volume = To burn Yoğmak: "To make condensed, to tighten and purify, narrow by compressing, ( get rid of one's own mass > ~get dead) Yoğurmak: to tighten and thicken , reduce volume, bring to consistency = to knead (Yogurt=thickened milk product) Yuğmak=to purify squeezing and clean / Yuğamak>yıkamak= To wash Yiv = pointed, sharp, groove (yivlemek= to sharpen the tip) Yuvmak: "To squeeze thin out, narrow" = "To thin" (yuvka>yufka= thin dough) (yuvka>yuka=thin, shallow) (yuvuz>yavuz=thin, weak, delicate) Yuvarlamak=to round off, narrow by turning (yuva= nest (smallest shelter) (yavru= cub (smallest) Yummak: "To shut by squeezing, close tightly" = ~To close Yumurmak: "To make it close inward" = ~To clench (yumruk=fist) (yumurta= egg) Yumuşmak: "To be completely enclosed by oneself" =~To soften (yumuşak=soft )

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    Od >> hot Odun >> wooden >> wood Oğuz kağan>> oğuzhan>> owodhan>> wuothan>> wõden>> Odin Wõdhen’s day >> Wednesday (Mwudh)>> Buz= dihydrogen monoxid CRYSTAL = Ice (Thwudh)>> Tuz = sodium chloride CRYSTAL = Salt TH > T / D TH > TS > S / Ş / Z Tsuith >Thuits > Tuiss > Tuish / Diş = tooth (dental) Tsuıth > Thuıts > Tuıss > Tuısh / Dış = out ( outer) Thuıth >Tsuıts >> - Suz = (- Less) >> without it / free from it / has got rid of it Tış-yer-i > Dışarı / Dış taraf = outside Dışsal = external Dışı = out of… / de- / dis- Suz > sız/siz & suz/süz = without / -less Kanat = Wing Kanat-sız = Wing-less Su= water Su-suz = water-less / anhydrous Suç =crime Suçsuz=innocent (freed from blame) Şeker= Sugar Şekersiz= without sugar / sugar free Kitap= book Kitapsız = without books / free from books Ücret = fee ücretsiz =~free / exempt from fee >> ücret dışı =out of fee Gerek / lazım / ihtiyaç = necessary >> Gerekli = needful Gereksiz = needless >> İhtiyaç dışı / lüzumsuzca =unnecessary Kanunsuz / Hukuksuz = unlawful >> Kanun dışı = outside the law Hukuk / Yasa =law > Yasal =legal Yasadışı = illegal Görüş = sight Görüş dışı = out of sight Sadık / vefalı / vefakar= loyal Sadakatsiz / vefasız= disloyal Beğeni = like Beğeni dışı= dislike Bağlantı = connect Bağlantı dışı=disconnect Evirmek= to make it to turn around itself or transform into another shape over time İç = inside > ÇE Çe-evir-mek =(içe evirmek) = çevirmek = (turn-into) / encircle / convert / slew round Dış =outside > DE De-evirmek =(dışa evirmek) = devirmek =(turn-outer) / overturn / overthrow De-monte=démonté= dis-assembled (Dış- Thuıss) Siz-Sız-Suz-Süz ekleri “Dışında olmak” ,“İçermemek” , "sahip olmamak" , “ondan azade olmak” veya "mahrumiyet" anlamına gelen bu ekler, bir şeyin dahilinde olmayışı ifade eder. (Have no)( ~without) (...less) (LIĞ-LUĞ) (aluk=has got) LI- Li-Lu-Lü ekleri sahiplik ve dahiliyet ekleridir... (Have)(~With) >> ~..-ful O benim sevgi-li-m = (~s/he has my love)= s/he is my lover İki çocuk-lu kadın= (which one) the woman has two children > woman with two children Çocuksuz adam = (which one) the man has no child > childless man Şekerli =(it has sugar) = with sugar Şekersiz= (it has no sugar) = without sugar = ~sugar free= şekerden azade Tuzlu =it has salt =salty Tuzsuz= it has no salt = without salt = saltless Gitmelisin (get-mek-liğ-sen)= you have to go Gitmen gerekli (get-meg-in gerek-liğ) = you have need to go Gitmen gerekir (get-meg-in gerek-e-er) = you (getta) need to go Toluk>> doluğ=fulled (has stuffed) Renk= color (Renk-dolu) > Renk-li = colorful > (has color) Keder=sorrow (Keder-dolu) > Kederli = sorrowful > (has sorrow) Zarar=harm (Zarar-dolu) > Zararlı = harmful > (has harm)

  • @Abeturk
    @Abeturk9 күн бұрын

    Pa /Ba > Path / Bath Ba’-et-mak= Batmak= üzerinden içine dalmak Bat-der-mak= Batırmak = içine daldırmak Ba’’-en-mak= Banmak= üstüne dalıp çıkmak Ban-der-mak= Bandırmak = üstüne daldırıp çıkarmak Ba’-eş-mak = Basmak= üstüne dalmak, üstünde durmak, üzerine yaymak Bas-der-mak = Bastırmak= P-R > B-R > B-Ğ > B-K BAĞ=Etrafı çevrilmiş, kapatılmış birbirine iliştirilmiş. ( bag /baggage, box) BAĞLAMAK= Birbirine iliştirmek. Etrafını dolayıp kapatmak BOĞMAK=Etrafından sıkıp inceltmek, kapatmak Bağ (Bahçe /Bohça /Poça BAK-mak = bağ-alaka kurmak , ilgi-ihtimam göstermek = to look / ~to care Bak-ak= Bağ kurulacak şey > Baka > Buka ( Yakınlık kur> kur bağ > K-R-B /akraba >kurban= Bakara ( kurbanlık deve= Bekir) Boğa = Boğazlanarak kurban edilen /was sacrificed by slaughter ( Buga > Buhag > Pigah> 피해자> Pig) (Thor-mak) Durmak= to keep being present (to remain/to survive/to halt on) (thoru> diri= alive) durabilir=durable Boğa-thor> Bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran = Gazi vehicle> vekil > vesile > vasıta = aracı > araç >(ara-bağ) Araba Boğ Boyun / Boğum/ Boğaz Boğur-mak>Burmak=Kendi etrafında sıkıca döndürmek.,sıkarak çevirmek. Boğuruğ > boru Burmak/burkmak/berkmek/bükmek = to entwist/ to give a wring/ to bend/ to twirt Buruk/buruşuk/burkuk/berkik/bükük= spun/wrinkled/bended/sprained/wrenched/twisted Börg / Borg / Burg = big castle / city Börü-mek/ Böğü-mek =büyümek= to grow Bürü-mek> bürümek = to grow up / to sprawl /to wrap up Börü= big volf / Böyü=big spider Börük/Böğük = Büyük= big Berk /Berg /Bög/Beg =Bey = (big) seignior /sir Ice berg = big ice Böğür/bağır/ göğüs= cage >chest/breast K-P-R > Q-B-R K=>Q>G>H>C>Ç P=>F>B>V L=>R>Z kabarmak Köpürmek Gebermek ( ölüp cesedin şişmesi) >with the body swelling (kaburga= kabarıp şişen-büyüyen = göğüs / bağır) Göbek= Gebek=Gebe Sami-arami dillerde K-B-R , K-F-R, H-F-Z Kabir = cesedi kapatan ,örten Küfür =üstünü örtme anlam kaymasına uğrayanlar Kebir = üstünde olan ,üstün olan , büyük Ekber / Kübra = yüce / en büyük Kibir = büyüklük-üstünlük taslama üstünü örtmek, kapsamak, etrafını kapatmak, üstünde olmak, üstün olmak gibi vb eylemler için kullanılan fiiller K-P /Q-B /H-V /K-F Kab Küp Kafa Kova Kupa Küfe Hava Kap-mak = avuç içine almak-tutmak , ısırarak ağzın içinde tutmak-almak Kapa-mak = bir şeyin üzerini örtmek, içeride tutmak Kapa-et-mak= kapatmak= üstüne örtmek , içeride saklı tutmak Kaplamak= Kapsamak = (>capacity) Evirmek= to make it to turn around itself or transform into another shape over time İç = inside > ÇE Çe-evir-mek =(içe evirmek) = çevirmek = (turn-into) / encircle / convert / slew round ÇEVİR-MEK = (bir eksen) etrafında dönmek/döndürmek/yönünü değiştirmek Dış =outside > DE De-evirmek =(dışa evirmek) = devirmek =(turn-outer) / overturn / overthrow K-P-R K=>Q>G>H>C>Ç P=>F>B>V L=>R>Z KIVIR-MAK =üzerine geri bükerek örtmek Oynak>Kıvrak> Çevik KIVRA-MAK=içine kıvırmak KAVUR-MAK =ısıtarak kıvrılmasını, büzüşmesini sağlamak KAVRA-MAK =etrafını kapsamak, kapsama alanında tutmak KUVA-MAK =kendi etrafında toplamak ( Kıvam>) hint-avrupa dillerinde K-P /Q-B /H-V /K-F cap cup cave keep have capacity C-V-R , Q-F-R, K-B-L cabre coffer cover cable> (kablo =teli örten)

  • @muhittincivelek4104
    @muhittincivelek410413 күн бұрын

    TEŞEKKÜRLER DEĞERLİ HOCAM!

  • @gulaygokce5783
    @gulaygokce578313 күн бұрын

    Hocam teşekkürler. Ben lisedeyken(1973-1976) tarih kitabimizda İskitler/Sakalardan söz edilmemisti. Rahmetli tarih Hocamiz bize not aldırmışti ve bu kağıdı kitabimiza yapıştırmamizi istemisti. İskitlerle ilgili ne zaman bir video izlesem o gün gelir aklima😊

  • @onderunaltarihenotlar3271
    @onderunaltarihenotlar327114 күн бұрын

    hepsine türk diyemeyiz demeyiz zaten insanlık Türk yurdundan dagılmış diyebiliriz anlaşılan...

  • @sinanseydiogullar7851
    @sinanseydiogullar785122 күн бұрын

    İskitler de Massagetler de Türk soyludur. Ne İran ne Rus ne de başka bir topluluk Türk İskitleri sahiplenemez. Başka kapıya... Herodot da Türk diyor.

  • @sinanseydiogullar7851
    @sinanseydiogullar785122 күн бұрын

    Türk İskitler birçok milletin biyolojik babası da olabilir.

  • @altanbekbatirhan8140
    @altanbekbatirhan814026 күн бұрын

    Videoda ki kim?? Osman hoca mı yoksa

  • @OsmanSelcuk-vc8lg
    @OsmanSelcuk-vc8lg26 күн бұрын

    eski yerlilere Özden denir özTürkçede. Bundan fiyilinin oluşumu da Özdenlik, yani daha asilllik, eski gelenek görenekleri iyi bilen ve uygulayan kimse için de özden denir.

  • @Subutay1881
    @Subutay188127 күн бұрын

    Arapçılıktan kurtulmuşlar, darısı diğer Türk yurtlarına

  • @YunusSar-bh3vw
    @YunusSar-bh3vw28 күн бұрын

    Sakalar in ismi masaget tır.iskitler ayrı sakalar ayrı millettir.sakalar iskitleri yitince,İskitler de yerim dar deyip Kimmerleri yitti ve Kimmerler de Anadolu'ya kaçtılar.masagetler Kürt olabilir, Kürtçe masi balık demek,masaget kelimesi de balık yiyen insanlar demek ve masagetler balıkçılık yaparak geçimlerini sağlıyorlardi.masagetlerin yaşadığı coğrafyada da günümüzde Horasan Kürtlerinin yaşaması tesadüf olamaz,yine Kürtçe ye çok benzeyen Belucistan ve peştun larin olması da bu teze destek olabilir.

  • @Alp_Er_Tunga29
    @Alp_Er_Tunga2929 күн бұрын

    Yamnaya'dan çıkıp Avrupa, İran ve Hindistan bölgelerini soykırım yaparak istila eden Hint-Avrupalıların vahşiliklerini herkes öğrenmelidir.

  • @musellimozturkler5787
    @musellimozturkler5787Ай бұрын

    HOCAM ÇOK SAĞ OLUN.SAYGILARIMI SUNUYORUM.TANRIM SİZİ KORUSUN.

  • @OsmanSelcuk-vc8lg
    @OsmanSelcuk-vc8lgАй бұрын

    Osman hocacığım, sen tarihi karıştırmayı bırak, zaten tarih iyice karışıktır, bir de sen üzerine çökersen ne olur😅

  • @erolsaricam2102
    @erolsaricam2102Ай бұрын

    hocam türkmen arkadaşlar var. çok yaygın kullandıkları bir selamlaşma sekli var. govmi yagdayların diyorlar. bu govmi sözünün bizim köydeki karşılığı gavi kavi şeklinde. sağlam anlamında hala kullandığımızbir kelime bu kıpçak ağaç kökü anlamı dışında türkmencedeki yada bizdeki gibi govi kavi kökünden geliyor olabilirmi. govijak kavişak gibi. ozaman sağlamlık la ilgili bir duruma evriliyor saygılarımla

  • @Alp_Er_Tunga29
    @Alp_Er_Tunga29Ай бұрын

    Ari ırkçı tezlere kalsa Andronovo bile Hint-Avrupalılara ait, hatta Türklerin çok sonradan Sibirya'dan aşağını indiğini falan iddia ediyorlar

  • @emineote7875
    @emineote7875Ай бұрын

    Hocam Vikipedi’deki kurgan maddesini öğrencileriniz lütfen değiştirsin orada başka şeyler yazıyor

  • @MazharGorgin
    @MazharGorginАй бұрын

    Hocam sal Farsça deyil kürdçe dır yıl demek tır

  • @ozguryalnzkurt-df7rj
    @ozguryalnzkurt-df7rjАй бұрын

    Allah ında Türk bağlantısı var mı lan faşo lar

  • @ozguryalnzkurt-df7rj
    @ozguryalnzkurt-df7rjАй бұрын

    Zazaca tir oklava demek

  • @ozguryalnzkurt-df7rj
    @ozguryalnzkurt-df7rjАй бұрын

    Sizin orhon abideleri bile dogu iran yazısı ile yazılmış

  • @seckinkalaycioglu4326
    @seckinkalaycioglu4326Ай бұрын

    Sayın hocam, Eren Karakoç doğu Avrasyacı olmuş, bu konuda ne dersiniz?

  • @selmimahmudova6879
    @selmimahmudova6879Ай бұрын

    Hürmetli Hoca Kafkas Albania 26 etnik milliyeti olup Bursa at Kafkas dağlarında dağıstan'da yaşayan çok milletli etkinlikler yaş Hayır Yunan tarihçisi Kafkas yanı seyahat ederken kaheti ve herete alazan sahillerindeki halini eve gel millet adlandırmıştır bizim dilimiz temiz Gürcü dilidir her Asil Gürcüler kahvaltıya ve heret yanın Gürcü milleti swann'ların Öz dilleri var mescitlerin özdiller var bizim ise bu dilden başka bir ilimiz olmayıp Kafkas Kafkas Albania albaniya devletin adı hürmetli hürmetli Doktor Burada yangın Işın varsa bağışla beni

  • @subutayozselanikli
    @subutayozselanikliАй бұрын

    Özellikle Kazan Tatarları arasında bu isme sıkça rastlıyoruz. Artur isimli birçok kişi ile tanıştım Rusya'da. Ruslarda hiç görmedim. Nedenini hep düşünmüştüm, bir özenti olması ihtimali hep bana saçma gelmişti. İlginç bir durum. Ayrıca atak sözcüğü örneğin basbayağı bizden olmalı. Ingilizce'deki askeri terimleri incelemek lazım.

  • @OsmanSelcuk-vc8lg
    @OsmanSelcuk-vc8lgАй бұрын

    Osman hoca, iskitlere ve Sarmatlara Turk dilli dersiniz, fakat bunlarin direk devami olan Alanları neden irani dilli kabul edersiniz? halbuki Alanların Turk dilli olduklari iskit ve sarmatlara nispeten cok daha bellidir. Bugunku Karaçay -Balkarlar kendileri buyuk kucuk hepsi Alanlar bilirler. Bu sizin teziniz Karaçay -Balkar halkina cok buyuk bir hakarettir.

  • @Abeturk
    @Abeturk7 күн бұрын

    Bal = (Honey) Bal >Mel >Mer >Mil >Meli > Melit > Melis =(yumuşak, melul, balsam, hoş kokulu, tatlı / yummy, mellow, balmy, malleable, dessert, sweet) Al-Bal (red-sweet) =Alpal (Apple) >Afal >Almelo> >Alma > Elma (the dessert) > Alba> halba > halvah > helva Mel-ak (sweet-white)>(Mela >Mal >Mar >Milo >Melon >Melam) Melak>>>Milk >>>Lak (sweetie) > Balak > bala >>> bella ? >> well ? Almıla / Melah >> Elma = Apple (Ma-hoş-mela)> Moş-mela > Muşmula = Medlar ( not so pleasant but yummy) Meltem= mellow wind = breeze Mel-melat > marmelat = marmellata, marmalade Melisa = balm / jam / rosin Melamine = a type of chemical resin (Mel-hem)> merhem=(almost-balm) > ointment (Mel-sumac) merşumak> mercimek = lentil Mel-audio = melody (Dağ = mountain) (tow/toğ/tao/tai/tav/tag)>> high/ 塔 / 高 /ضيقة /ضيق dev/deva/devasa/diva/dheu/theo/theus/zeus/大>> huge (dar /tar /dai /tay /tav /dae /too /toi) = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Phone / Phoon/ Fun / Wajan / Wehen = (Esen/ Esinti / Rüzgar/ Ses ) - Wind / Breeze / Sound / Voice Dae-vane /tai-fun / tao-wen/ too-phone/ typhoon/ 大风 = (loud sound) >> hard-strong wind Dağ= litosferik tabakaların sıkışarak yükselmesi / compression and rise of lithospheric layers Dar-lık= to rise upwards by squeezed, feeling of height, feeling of being squeezed Dar = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Dar = birbirine yaklaşmış / sıkışık / sıkışmış / sıkıştırılmış / sağlam / sert / dayanıklı Darlık= sıkışarak yükselmek, yükseklik hissi, sıkışma duygusu Dar = yakın olmak , alakalı olmak, ilgilenmek / to be close, to be involved, to be interested Hüküm-dar = Hükümle ilgilenen , hüküm veren = Sovereign Mihman-dar = Misafire yakın olan , misafire alaka gösteren = ~hostess Darülaceze =(diyar-u-el-aceze) Acizerle ilgilenilen yer = ~hospice Dai-u > nearest he's = Dayı = (materal) uncle Toy = meeting /ceremony/feast/ immature-game boy Kurulu-toy > Kurultay = scheduled meeting / council (Dai-emek)> Dayamak =to base on /make it support/fasten down / get it closer well to (Dai-en-mak)> Dayanmak= to recline upon / stay strong /be close literally (Dai-et-mak)>Dayatmak = to impose / insist / keep it completely nearest to Yanardağ ile ilgili / pertaining to a volcano Dağ-et-mak >Dağıtmak = to distribute /to deal out / to deploy Dağ-al-mak >Dağılmak = to get dispersed / to go to pieces Dağ-la-mak = krater şekline çevirmek / cauterize (Doğ-umak) = Doğmak = to come up / rising up / come into the world > to born Doğ-ğur-mak= Doğurmak= to make this come up > bring this into the world > to give birth Doğu=the direction where the sun comes up > East / 东方 (Doy-umak) = Doymak = to rise to the top / to be full Doy-ğur-mak= Doyurmak=to satiate > to make it full > to feed Tok= has peaked, satiate, full (Tik) Dik= direct to endpoint / ~upright Dikey= vertical Dik-uğru =Doğru = right direction = true Diken= thorn Dik-mek =to make directly them overlap each other at the endpoints > sew / sow Doğa= upper surface structure of the earth > nature Doku = surface structure, texture Doku-mak=to weave (on the surface) (Toku-en-mak) Dokunmak=to touch / to contact the surface of..

  • @OsmanSelcuk-vc8lg
    @OsmanSelcuk-vc8lgАй бұрын

    Masagetlerin tarih ve arkeoloji bugunku Orta Asya Turkmenlerin atalari oldugunu ispatlamis. Hatta, dunyada en unlu at cinsi sayil Ahal Tekin atlari da Masagetlerin bir mirasidir diyorlar bilim adamlari. Yani, Rusya ve Avrupa tarihcileri genel olarak Oguzlar Masagetlerin direk devami oldugunu coktan beri soyluyorlar. Simdiki dna arastirmacilar da bunu teyit ediyor. Eger, Masagetler bir Iran dilli koklu bir kabile iseler, demek oluyor ki, Oguzlar, Turkmenler onceden iran bir kabile olmislar,sonra dillerini degistirmisler bir Turk halki baskisiyle. Nitekim, Bati tarihcilerde boyle diyor. Demek istedigim, bu Masager ve Alanlari tekrardan ele alinmasinda fayda vardir, sonra kuyudan cikmak zor olmasin..

  • @eraywayne2165
    @eraywayne2165Ай бұрын

    sizden önce birisinin bulmadığını nasıl biliyorsunuz o an onu anlamadım

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    Hocam, asku kelimesiyle ilgili olarak akitanya (fransa), iskoçya, norveç halklarındaki valhala (balbal şarabı gibi) içeceğini asku olarak anlatıyorsa eğer, vasconic, bask, başkir, aşkenaz gibi asku kelimesini içeren isimlerin de asku, balbal yani "ant şarabı içenler" gibi düşünebiliriz.

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    Bir de ıssık, essik de asku (içme suyu gibi) ile ilişkili duruyor.

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    Bir de etrüsk yani eu-tur-ask (turlar, türkler ve asklar, basklar/başkirler) ve pel-ask (lemni, tyrrhenian/turan dili konuşan) halkları da iskitlerle benzer duruyor.

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    Hocam ağzınıza sağlık, harika anlattınız. Kesinlikle katılıyorum yazılı kaynaklar zamanı artık orta asya halklarının batıda yerleşip yayıldığı dönemde türklerin yerini gösteriyor. Yalnız hocam, sizin de bazen değindiğiniz gibi türk milletinin oluşumundan önce genetik olarak göçler devam etmekteydi. Benim fikrim, türklerin bence ataları olan Q1a, R1a, R1b ydna altay bölgesinde mutasyona uğrayan P1 ydna soyundan geliyor, ki bu ydna geninin en yakın akrabaları da çoğunlukla fin, ural halklarında görülen N ydna ve çoğunlukla doğu asya halklarında görülen O ydna genleridir. Köken olarak da güneydoğu asyadan geldikleri ydna gen göçlerinde açıkça görülebilmektedir. Gerçi avrupalılar, bunu görmemek için ağzını, dilini, kulaklarını kapatan üç maymunu oynuyorlar, ama gerçek elbet ortaya saçılacaktır. Bizi tarihten de genetikten de silemeyecekler.

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    Pardon, yazmayı atlamışım. Şunu da ilave edecektim. Bence, ural-altay ve dene-kafkas dil aileleri de bu göçler zamanında oluştu diye düşünüyorum. Yoksa, dediğiniz gibi otozomal dna genetiği olarak batı avrasyalı olduğumuzu (yani batı avrasyada yayılmış olduğumuzu) şu günlerde genetik araştıran herkes biliyor.

  • @Perparim-gp1ef
    @Perparim-gp1efАй бұрын

    Bravo bradher from albania like sem with allbanian pipell lijt skin ❤❤❤❤❤❤❤

  • @ihsangokoglu8078
    @ihsangokoglu8078Ай бұрын

    Belki amatörce sorular fakat sahalarla sakalarım akraba olma ihtimali,saka kelimesinin günümüz Türkçesinde kullanılıyor olması bir seyler ifade ediyor olabilir mi

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    İraniler kendileri türk göçebelere "saka" demişler zaten. Kaldı ki dediğin gibi saka/yakut halkımız var, soyot türkleri var sibiryada vs vs...

  • @serkankinden5150
    @serkankinden5150Ай бұрын

    Hatta ben soğutların da türk boyu olduğunu düşünüyorum. Soyot, soğut, soghdian aynı kelimeler... Hintlileşmiş (irani değil) hunlar da var. Pakistandaki ve kuzey hindistandaki alchon (alhun, al = güney) gibi hun toplulukları buna en güzel örnek oluyor. Genelde yabancı tarih haritalarında indo-scythian diye geçer.

  • @erolsaricam2102
    @erolsaricam2102Ай бұрын

    İnternet deki tüm videolarınızı ilgiyle izledim. Emeğinize sağlık

  • @erolsaricam2102
    @erolsaricam2102Ай бұрын

    Hocam Kırgız kağanlığı, Göktürk lerin 10 boyunun adları, İskit ve sarmatlarin alt boyları ve oğuz u oluşturan boylar hakkında daha ayrıntılı videolar yayinlayabilirmisiniz