Zürafa 'Hayırı' Nasıl Denir? - Şiddetsiz İletişim PHD Marshall Rosenberg

Şiddetsiz İletişim metodunun yaratıcısı Marshall Rosenberg bu videoda, empatik bağlantı dilini sembolize eden ZÜRAFA DİLİ'nde nasıl 'HAYIR' diyebileceğimizi anlatıyor.
Bu video : • How to say “No” in Gir... 'den alınmıştır.
Çeviren : Ece Cengiztekin ( Gönüllü desteği için şükranlarımızı sunarız.)
Edit&Video Düzenleme : Günebakan Gelişim
www.gunebakangelisim.com
Metnin tam çevirisi:
Zürafa dilinde “Hayır” nasıl söylenir?
(Marshall Rosenberg Şiddetsiz İletişim’i açıklıyor)
- Evet
- Sorum şu ki, bir başkasının beklentilerini asla karşılayamayacağımı anladığımda ne yapacağımı asla bilemiyorum.
- Evet, her şeyden önce asla bir beklenti duyma. Bunlar düşüncelerdir. Beklentiler düşüncelerdir. Onları duyma.
- Beklentileri hiç duyma. İhtiyacı duy.
Kişinin sizden karşılamanızı istediği ihtiyaç nedir? Beklentileri karşılamak istemezsiniz ama ihtiyaçları karşılamak eğlencelidir.
- Sence her insan her zaman diğer insanların ihtiyaçlarını eğer gerçek iseler karşılayabilir mi?
- Tüm ihtiyaçlarımız karşılanabilir. Bunu senin yapmak zorunda olduğunu düşünmüyorum. Diğer kişinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek birkaç milyar insan daha var. Yapabilsen bile yapmamayı seçebilirsin.
- Anlıyorum.
- Ve bu bir problem olmayacaktır. Eğer diğer kişi öncelikle duygu ve ihtiyaçları için empatiyi hissederse, bunu duyabilir ve anlayabilir. Bu onlara en azından duygularının ve ihtiyaçlarının önemli olduğunu hissettirir.
- Doğru, bu anlamlı geliyor.
- Evet ama yine de zürafa olarak nasıl hayır deneceğini bilmen gerekir.
- Bunu öğrensem benim için iyi olacak.
- Peki, izin ver sana yardım edeyim. Zürafa dilinde hayır derken şu kelimeleri asla kullanmayın:
Hayır!
Yapamam!
İstemiyorum!
Zamanım yok!
Bu mümkün değil!
- Şimdi, nasıl söylenmeyeceğini biliyorsunuz. Şimdi, nasıl söyleyeceğinize bakalım. Zürafa dilinde hayır demek için, hayırın bir ihtiyacın zayıf bir ifadesi olduğunun bilincinde olmaya ihtiyacınız var.
Bu yüzden evet demekten sizi alıkoyan ihtiyacınızı söyleyin.
Katılımcı bir soru soruyor-
- Hayır
Gülüşmeler-
- Yani şimdi zürafa kulakların olsaydı hayır dediğimi duymazdın. Marshall'ı evet demekten alıkoyan ihtiyacının ne olduğunu söylerdin.
Ve bana “şu anda diğer yapmak istediğin şeyleri tamamlamaya mı ihtiyacın var?” diye sorardın.
Gördün mü? Hayırın ardındaki ihtiyacı duymaya çalışırdın. Yani diyorum ki tüm hayırlar bir ihtiyacın trajik ifadesidir.
Bu yüzden sizi evet demekten alıkoyan ihtiyacı söyleyin. Hayır demeyin.
Katılımcı
- Bunu şu şekilde çerçeveliyorum.: Örneğin işinin beklentilerine karşılık verirken (burası bir çalışma ortamı) “yaptığım işin kalitesinden ve miktarından sorumlu tutulmaktan korkuyor musunuz?” diyorum. (Bu yöneticiye bir soru.)
- Korkuyor musun ve kendini korumaya mı ihtiyacın var? Tahmin ettiğin ihtiyaç bu olabilir. Korkuyor musun ve bu konuda kendini korumaya mı ihtiyacın var?
- Sanırım bunu duyduğumda korktum çünkü tehlike olduğu ve bazı tehlikelerden korktukları sonucunu çıkarıyorum.
- Eğer içlerinde canlı olana dair tahminin buysa, bunun doğru olduğunu söylemiyorsun. Hiçbir zaman şöyle hissediyorsun demiyoruz, her zaman şöyle mi hissediyorsun diyoruz. Yanılabiliriz ama bu kişinin içinde neler olup bittiğiyle ilgili netleşmeye çalışıyoruz. Korkuyor musun ve kendini korumaya mı ihtiyacın var?
- Ve kendi performansıma dair kısmı bunun dışında tutuyorum. Kendimi grafiğin dışına çıkarmamı söylüyorsun.
- Evet, kendini katmadan sadece duyguları ve ihtiyaçları duymaya çalış. Yaptıkların veya yapmadıkların hakkında seninle konuşuyorlar, bu durumda neler olup bittiği oldukça açık. Şimdi duymak istediğimiz onların duygu ve ihtiyaçları. “Korkuyor musun ve bu konuda kendini korumaya mı ihtiyacın var?”
Şimdi, eğer insanların duygularıyla başa çıkmaya alışkın olmadığı ortamlardaysanız, diğer kişi duyguları hakkında konuşulmasına çok kızabilir. Bu durumda sessizce yaparsın. Fakat eğer bir zürafaysan, yüksek sesle yapsan da yapmasan da her mesajda duygu ve ihtiyaçları duyarsın. Politik olarak ne zaman yüksek sesle yapabileceğimizi ayarlarız ama diğer kişinin duygu ve ihtiyaçları dışında başka hiçbir şeyin bilincimize girmesine izin vermeyiz.
Katılımcı
- Sanırım daha önce zürafa iletişiminde ödün vermenin olmadığını söylediniz ve bu yüzden karı koca arasındaki sorunun nasıl çözüldüğünü ve her ikisi için de nasıl bir kazan-kazan durumu olduğunu bilmek benim için öğretici olur.

Пікірлер: 3

  • @ozunukesfmacerasi
    @ozunukesfmacerasi2 жыл бұрын

    Emeğinize sağlık 🙏🏻🧡

  • 2 жыл бұрын

    Gören göze şükür Lamiya.

  • 2 жыл бұрын

    Metnin devamı: Marshall - Birincisi, empati olduğunda, insanlar duygularının ve ihtiyaçlarının önemli olduğunu hissederler ki bu empati yoluyla yapılır. Rekabetçilik yoktur. Bedel ödetmek yoktur. İki kişi birbirini incittikten sonra durum şöyle ilerledi. Adam şunu anladı: eşinin öğrenebileceğine güvenmemesi eşini incitiyordu. Ve şu konuda da gerçekten anlaşıldığını hissetti: eşinin, ilk evlendikleri zaman olduğu gibi, yine hesaptan fazla para çekmesi ile ilgili korkuyordu. Kadın da eşinin aileyi korumak istediğini duyabildi. Bence çoğu altı yaşındaki çocuk, ulusları binlerce kişinin öldüğü savaşlara sokan çatışmaları çözebilir. Altı yaşındakilere “her iki tarafın ihtiyaçları burada ve kaynaklar da burada” dediğinizde, onların çatışmayı çözebileceklerinden eminim. Yani ne yapılacağı konusunda dahi olmak gerekmiyor. Kadın “Nasıl yapılacağını öğrenmek için bir deneme süresi istiyorum” dedi. Adam önce “Korkuyorum çünkü biliyorsun öğrenirken çok fazla para harcayabilirsin” dedi. Bu yüzden kadın deneme süresi boyunca, öğrendiğinden emin olana kadar eşinin onu denetlemesini kabul etti. Tamam bu yaklaşık yedi dakika sürdü ama buna 39 yıldır ulaşamamışlardı çünkü düşman imgeleri, acı ve daha pek çok şey vardı.