No video

YANGINLAR İÇİNDEN ÇIKAN ERENLER OCAĞI; SERSEM ALİ DEDEBABA (HARABATİ) DERGAHI, 2010 (2.)

Harabati Baba Dergah’ndaki Son Gelişmeler…
Harabati Baba Dergahı’nda Yangın!... (12 Aralık 2010)
Ayhan Aydın
2002 Yılından beri bir işgali yaşayan Makedonya Tetova (Kalkandelen)’daki Harabati Baba (Sersem Ali Dedebaba) Sultan Dergahı’nda korktuğum oldu. Yıllardır buradaki gelişmeleri izleyen birisi olarak, birçok kez dergaha giden ve sürekli telefonla bilgi aldığım Harabati Baba Dergahı’ndan sonunda maalesef alevler yükseldi.
Beş yüz yıllık bir Türk ve Bektaşi kompleksi olmasına, yüzyıllar boyunca çerağların yanmasına rağmen Komünist idare zamanında devletleştirilmiş, kamulaştırılmış ve otel olarak, müze olarak kullanılmış olmasına rağmen yine de inançlı insanların ziyaretlerini kesmedikleri, adak kurbanlarını getirdikleri ve çok şükür ki mezar taşlarıyla, Harabati Baba Sultan’ın Türbesi, Sersem Ali Dedebaba’nın Makamı, Meydanevi, Atevi, Dervişevi, Kileri, Mihmanevi’yle yani her şeyiyle bir Alevi Bektaşi inanç ve kültür merkezi olma özelliğini korumuş bu ulu dergahta barbarlık, hoşgörüsüzlük son darbesini de yaptı.
Alenen bir Bektaşi Meydanevi olan binanın işgal edilip mescit olarak kullanılmasından sonra Mihmanların barındığı dört odadan oluşan ve büyük odası Tahtı Muhammediye’yle Çerağların Hakk Muhammed Ali aşkına yakıldığı ve Harabati Baba Türbesi’nin yanında bulunan salondan 12 Aralık akşam saatlerinde dumanlar tütmeye başladığında Dergahtaki canlar Muharrem Orucu tutuyor, oruç açımı için hazırlıklarda bulunuyorlardı…
İşte Edmond Brahimaj yani Baba Mondi, Derviş Abdülmüttalip, Arben Süleymani, Didar Bacı, Suzan Bacı ve diğer canlar bir araya gelmişlerdi…
Şehitler Şahlı İmam Hüseyin ve diğer Kerbela Şehitleri adına tuttukları orucun aşkı içindeydiler…
Gökkubbenin altında her yer Allah’a ibadet edilecek mekanken, Kalkandelen’de onca boş camii varken, kasıtlı bir şekilde, İslam Dini Birliği adlı örgütün maşaları olmanın sevdasında dini paraya satan on beş yirmi sahtekar, sözde okunan ezana doğru, namaza doğru işgal altındaki Meydanevimize yönelirken diğer yanda canların yaşadıkları binanın camlarından, bacalarından, kapılarından ateşler, dumanlar yükseliyordu!....
İtfaiye gelip yangını söndürünceye kadar Dergahtaki canlar kendi imkanlarıyla yangını söndürmeyi başarıyorlar. Ama ne yazık ki, meydanevi olarak kullanılan salondaki her şey yanıyor. Diğer odalara yangının sıçraması önleniyor ama her taraf is, pas içinde kullanılmaz hale geliyor.
Canlarımız ise yazları konukları ağırladıkları büyük raylı camdan çerçevelerle önü kapatılmış dar bir alana sığınmak zorunda kalıyorlar. Orada yiyorlar, içiyorlar, yatıyorlar, konukları ağırlıyorlar, barınmaya çalışıyorlar.
Bu arada Türkiye’deki gerici tayfada bu işin içine giriyor. Bölücü yayınlarıyla Türkiye’nin huzuruna, birlik ve beraberliğine kasteden Vakit Gazetesi’nin bir yazarı da geçenlerde işgalcilerden yana yazılar yazıp durmuştu.
Bu arada Dergah’ın işgalinin arkasında buradaki geniş arazileri yağmala planlarının olduğu da bir başka ayrıntıdır.
16 Aralık Perşembe günü, olayın hemen arkasından, İzzettin DOĞAN Hocamızın görevlendirmesiyle CEM Vakfı Başkan Yardımcı ve Hukuk Komisyonu Başkanı Av. Namık SOFUOĞLU ve sevgili eşi İle Güzelce’den saat. 06.00’da Dergaha gitmek için yola koyuluyoruz.
İçimizde Üzüntü, Öfke, telaş, merak… türlü duygularla…
Tekirdağ’dan sonra tam bir kar fırtınasının içinden, buzların üstünden geçip on iki saatte varıyoruz Makedonya Tetova’daki Dergah’a.
Namık Sofuoğlu Dergahın avukatıyla sabaha kadar süren bir toplantı yapıyor. Ben dergahta zor şartlarda yaşayan canlarla kalmayı tercih ediyorum. Karın buzun içinde soğuğa karşı direnen bu insanlara yani, yaklaşık on yıldır psikolojik olarak yıpratılsalar da, üstlerine pompalı tüfeklerle ateş açılsa da, inekleri çalınsa da, asırlık çınar ağaçları kesilse de, Cuma vaazlarında dinsiz imansız tayfası oldukları buradan çıkarılmaları gerektiği söylense de, hiçbir geliri olmadan burada yaşam mücadelesi veren Hünkar Hacı Bektaş’ın yolundan giden bu Harabati Baba Dergahı sevdalılarına, gönül insanlarına, gerçek bekçilerine; Hacı Bektaş Barış Ödülü verilse ne iyi olur, diye içimden geçiriyorum.
17 Aralık Cuma, olayın tüm boyutlarını Derviş Abdülmüttalip Bekiri’den, Didar Bacı’dan alıyoruz. Hacı Dedebaba Reşat Bardi çok hasta olduğu için Tiran’da bulunan Baba Mondi ertesi gün geliyor dergaha. Bu arada Dergah’la ilgili tüm çalışmaların içinde, Baba Mondi’nin bir nevi sağ kolu olan ve varını yoğunu bu Dergaha adayan, sevimli beş çocuğundan bile fazla sevdiği bu inanç merkezi için canını vermeye hazır Prof. Dr. Arben Süleymani’yle sohbetler derinleşiyor. Bizleri aynı zamanda evinde ağırlayan Süleymani Harabati Dergahı’yla ilgili, Bektaşilik’le ilgili her şeyi toparlamanın, dertlerini tüm dünyaya anlatmanın ve buradaki işgalin bir an önce son bulmasının derdinde.
Yazının Devamı...
ayhanaydin.inf...
( www.ayhanaydin.info)

Пікірлер: 5

  • @greeneyed1288
    @greeneyed12882 жыл бұрын

    *Çok değerli bir video olmuş. Teşekkür ederiz Balkanlar candır.*

  • @demet7549
    @demet75492 жыл бұрын

    🍀

  • @muratcelebi632
    @muratcelebi6322 жыл бұрын

    YEZİDE LANET OLSUN HER DAİM.....

  • @musabumeyr
    @musabumeyr Жыл бұрын

    Herşey güzel ama konuşmayı çok mübalağalı uzatıyorsunuz ayrıca hanımefendilere sen diye hitap hiç yakışmamış.

  • @ayhanaydin2442

    @ayhanaydin2442

    Жыл бұрын

    Eyvallah. Eleştiriniz için çok teşekkür ederim. Sevgi ve muhabbetlerimle...