şimdi şarkıyı tek tek açıklama aşamasına geçecek olursak; ilk olarak isminden başlamamız gerekiyor. şarkının ismi laplace's demon teoremi/görüşüne bir göndermedir. laplace's demon teoremine göre; evrendeki her bir atomun yerini ve hareketini, bundan dolayı evrenin ve kainatın tüm geçmiş ve geleceğini bilen bir sanal varlık mevcuttur.
şarkının genel teması ise insanların doğuştan kötü olmadığını, kötülük için gerekli olanın insanlar değil; ortam, çevre, nedenler ve koşullar olduğunu söylemektir.
şarkı sözlerine geçecek olursak;
'atlas gibi hissettin mi?' ve ondan sonra gelen sözlerin bir kısmı...: atlas mitolojik bir karakterdir. görevi dünyayı sırtında taşıyarak dengesini sağlamaktır. bu sorumluluğa sahip olsa bu kadar ağır bir işten en sonunda yorularak pes etmesi ve dünyayı sırtından indirmesi onun suçu ve kötülüğü müdür? bu metaforla insanların ağır sorumluluklarından vazgeçmelerinin kötü olup olmadığını sorguluyor.
herkes buzul tepsisindeki birer kan damlasından ibaret,: buzul tepsisi dünyadır. kan damlaları ise insanlardır. ayrıca buzun eriyerek yok olması dünyanın ve insanların fani oluşuna bir göndermedir.
güneş varken dışarıda çiçek toplayan birer vampir güneş ışığı vampirler için ölümcüldür. güneşteki bir vampir ya ölür ya da ağır hasarlar alır. buradaki vampir insandır. insanların zarar gördükleri durumlara ve ölümlere karşı kayıtsız oluşlarını anlatır.
...kimsenin agnostik olarak ölmediğini varsayar: agnostiszm tanrının varlığının veya yokluğunun bilinemeyeceğini savunan görüştür. öldükten sonra bu soru bir cevaba ulaşacağından dolayı kimse agnostik olarak ölemez.
yine de 911'i tuşlamaya devam ederiz: birisinin sorgulamalarının cevaba ulaşması bizim için önemli değildir. ölen birini kurtarmak için yine de devam ederiz ve bu noktada bizim için önemli olan sadece kendi görüşümüzdür. başkasının ulaştığı cevaplar değil.
...gerçekten o kadar kötü müyüm?: kişinin karşı tarafa sorarak kendini sorgulamasıdır.
eğer benim yerimde sen olsaydın; sen de benim gittiğim aynı lanet yoldan yürürdün: suçlu/kötü insan psikolojisine karşı onun gözünden bakmayı düşündüren bir sözdür. eğer o kişinin yerinde olsaydın onun yaptıklarını yapmayacağının garantisini verebilir miydin?
şimdi grafiğin ayarlarıyla oynuyoruz: orjinalinde bell curve geçer. bell curve bir çeşit grafik tipi olduğundan bu şekilde çevirmeyi uygun gördüm.
ama ellerimi bulutlara kaldırdığımda daha fazla yer görebiliyorum: kafası bulutlarda deyimine yapılan bir göndermedir.
ve buradan hepiniz üst üste dizilmiş karıncalar gibi görünüyorsunuz: kafası bulutlarda olan biri dünyaya daha yukarıdan bakacaktır. bu nedenle her şey olduğundan daha küçük görünecektir. bu sözle de insanların her şeyi büyüterek abarttığı aslında her şeyin, başta insanın kendisinin, küçük ve önemsiz olduğunu vurgular.
öldürmek için bir katil gerekmez. öldürmek için tek gereken şey bir sebeptir: bu satırlar hiçbir insanın doğası gereği katil olarak dünyaya gelmediğini söyler. cinayet işlemek için belirli bir kişilik veya düşünce tarzı değil, sadece koşullar gerekir. ahlaki açıdan tamamen iyi insan bile gerekli nedenler eline geçtiği zaman birini öldürebilirken, tam tersi kötü bir insan bundan geri durabilir.
hepimizin masumiyetimiz adına kanıtları var: önceki kısımla bağlantılı olarak olayların iç yüzüne bakılmadan insanların iyi ya da kötü olarak sınıflandırılmasının yanlış olduğunu belirtir. toplum tarafından canavar olarak adlandırılan biri bile bir dönemler birilerine yardım etti. hepimiz aslında aynı anda iyi ve kötüyüz. hiçbir insan tamamen kötü ya da tamamen iyi değildir.
kader ve özgür irade arasındaki fark...: kader ve özgür irade konusunda yapılmış bir sorgulamadır. kendinize kötü olup olmadığınızı sorduğunuz zaman özgür iradeniz ancak devreye girer.
eğer ikinci katı su basana dek olduğun yerde ellerini yıkamaya devam edersen...: birini öldürmüş insanlar için kullanılan eli kanlı deyimine göndermedir. elindeki kanı temizleyene dek yıkamaya devam etse de yükselen su en sonunda onu boğacağı için bu pişmanlıktan başka bir şey getirmeyecektir.
...iskeletini sığdırmayı başarsan bile dolabın kapısını kapatamayacaksın: ingilizcede iskelet saklamak deyimi kötü şeyler yapmış ve bunları örtbas etmeye çalışan insanlar için kullanılır. yaptığın kötü şeyleri saklasan bile bu yeterli olmayacak.
'sevgi ihtiyacı hissedenler' ve sonraki birkaç satır...: kötülüğün sevgi eksikliğinden kaynaklandığını savunmaktadır. birçok suçlunun psikolojileri incelendiği zaman çoğunun geçmiş yaşamlarından çocukluk ve gençlik tramvalarına sahip olduğu görülmektedir. sevgi eksikliği hisseden insanlara vaktinde daha fazlasını verebilirsek onları yıkıcılık yerine yapıcılığa yönlendirebiliriz. toplum tarafından kötü olarak adlandırılan kişiler bile değişim geçirebilir ve iyiye yönelebilir.
son nakaratta if you were in my shoes deyimi üstünden ayakkabı metaforu kullanılarak pek çok kelime oyunu yapılmıştır. elimden geldiğince mecaz anlamından çıkartarak gerçek anlamına yakın bir şekilde çevirdim.