Her coğrafyanın bir uzağı vardır, her uzağın da bir yakını. Göz önündekini görmeyince gönül katlanır, rafa kaldırır.
Kapalı kapılar ardındaki evlerde kimse yokmuş gibi, sanki terk edilmiş eski bir rüya gibi Heybeliada... İstanbul'un yakındaki uzağı... Bu sonsuz maviliğin ortasında, yemyeşil doğada farklı kültürlerle, farklı inanışlarla ilmek ilmek örülmüş boş sokaklar terk edilmiş başka bir dünyaya çıkıyor. "Terk-i Dünya"ya... Ağaç gövdelerinin böldüğü mavilikler, kuş cıvıltıları... Dünya ile vedalaşmak için ne kadar uygun bir yer olduğunu, manastırın adıyla coğrafyanın birbirini tamamladığını anlıyoruz.
Asırlar öncesi azizlerin, keşişlerin, Ortodoks inanca sahip insanların dünyayı terk etmek için geldikleri bu mabet, günümüzde dünyada terk edilmiş yapılardan biri. Abdullah ise ailesiyle birlikte bu manastıra ömrünü adamış. Terk edilmiş dünyanın hala dönmesini sağlıyor.