İSA ÖZDEMİR - OLMAK: İŞTE BÜTÜN MESELE BU -

OLMAK: İŞTE BÜTÜN MESELE BU
Ben isa. İşte bu kadarım. Sahip olduklarım değil olduklarım tanımlasın beni. Erich Fromm kitabında olmak eylemini, insanın varolan zenginliklerini değerlendirerek kendini geliştirmesi ve üretmesi yanında; sevmek, benliğinin dar sınırlarını aşarak diğer insanlara yönelmek, işbirliğine girmek ve vermektir diye açıklıyor. Girişimcilik Vakfının fellow programı ve give back anlayışı bu açıklamaya ayna tutuyor resmen.
See and be seen çağında yaşamayı görmek ve görülmekten ibaret sayıyoruz. CV’lerimizi doldurmak için sertifikalı kişisel geliştiğimiz, dağıtılan eşantiyoların bir şirketin c level yöneticisini dinlemek kadar cazip olduğu sempozyumlardan motivasyon depoladığımız, tatil için fotojenik lokalleri tercih ettiğimiz, storylik manzaralarda sağa çektiğimiz, markaları ve logoları gönüllü billboardlarmışçasına üzerimizde taşıdığımız, Twitter dili ve Instagram edebiyatını literatüre kazandırdığımız, kitabı ambiyans yaratıp fotoğraflayarak iyi bir okur olduğumuz, doğal gösteren efektleri samimi bulduğumuz, nesnelerin ve insanların içinin değil dışının bir değerinin olduğu, dünyayla aramıza kara aynaların girdiği ama bize kendimizi göstermeyen, görüntülerden ibaret bir Show business bu dünya dedikleri.
Hayallerimizi bile to-do listelerine indirgiyoruz, mesela Louvre Müzesinde Mona Lisayı görünce, ölmeden önce yapılacaklar listesine bir tik atabiliriz. Hepimizin en büyük hayali, ne tesadüftür ki, dünyayı dolaşmak ya. Toplumun güzellik algısına hitap ettirecek diyetler, estetikler ve modayı sepete atıyoruz, çılgınca tüketerek ne var ne yoksa sepete atıyoruz, bir filmdeki bir karaktere bürünerek dünya görüşü ediniyor, ruhumuzdaki boşluktan aşağı kesinlikle kendimizi atmıyoruz olsa olsa Bungee Jumpingtir o ve evet listeye bir tik daha her insanın parmak izine kadar birbirinden farklı olduğu ama dünyaya aynı izleri bırakmak konusunda birbirimize benzemeye çalıştığımız replika bir çağ bu.
Dahası var entelektüellik ayağınıza geldi. 280 karakterlik veya Steve Jobs’tan bir alıntılık miktarda sabah akşam aç karna hap bilgileri yutarak kültürlenebilirsiniz, fularınız zaten hep boynunuzdaydı. Ama baksanıza çok iyi dememiş mi: Vaktiniz sınırlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak israf etmeyin. Ee öyle tabi diyerek hemen kabul ettiysek devam ediyoruz. Kadıköy’den vintage giyinip retro gözlükleriniz ve hipster sakallarınız ile 70lerde doğmak isteyerek çağdan nefret de edebilirsiniz. Nostalji yaparken sıkılmayın buyrun cappucinonuz. Aman macbook air’e dökülmesin.
Peki ya ne yapmalı? Peşimizden gelen var mı diye arkaya dönüp bakmadan, önümüz sisliyse hiç değilse yürüdükçe görüş menzilinin artacağını bilerek adım atmalıyız. Bazen sürüden ayrılmalı bazen akıntıya karşı yüzmeliyiz. Ve her birey kendi içindeki cevheri ortaya çıkarmalı. Ne de olsa bir taşı değerli kılan doğada nadir bulunmasıdır. Kendi hayallerimizle, kendi yolumuzdan, kendi hedefimize yürümek.
Marx’ın bahsettiği filozoflar gibi dünyayı yeterince yorumlamadık mı hadi şimdi dünyayı değiştirmek vaktidir. Önce kendimizden başlayarak.

Пікірлер: 8

  • @ikrasikier7401
    @ikrasikier74013 жыл бұрын

    Düşündürücü bir paylaşım. Elinize sağlık.

  • @alikahraman1039
    @alikahraman10393 жыл бұрын

    Güzel anlatmışsın kardeşim. Başarılar dilerim.

  • @ramazanavsar1707
    @ramazanavsar17073 жыл бұрын

    Tebrik ederim güzel anlatım. Sadece seste biraz sıkıntı var mikrofondan sanırım. Başarılı 👍

  • @beytullahozdemir3399
    @beytullahozdemir33993 жыл бұрын

    Umut iyi birşeydir. 💯

  • @youtuberbirisi907
    @youtuberbirisi9073 жыл бұрын

    Video çok güzel yalnız başka bir mikrofon kullanmanı tavsiye ederim. Like attım ve tebrik ettim. 👍🏻

  • @tugbatubikbikbik9332
    @tugbatubikbikbik93323 жыл бұрын

    Başka videolarda bekliyorum kesinlikle haklısın 👍

  • @isaxozdemir

    @isaxozdemir

    3 жыл бұрын

    Ne mutlu bana 😊

  • @a.g7509
    @a.g75093 жыл бұрын

    Bazen sürüden ayrılmalı ..