Ramazan-ı Şerifimiz bereketli, istifadeli ve mübarek olsun! Bu videomda sizlere orucumuzun gerçek manada kabul olabilmesi için en fazla dikkat etmemiz ve uygulamamız gereken üç önemli husustan bahsetmek istiyorum. İşte oruç tutarken bu hususlara dikkat etmediğimiz takdirde Efendimizin ifadesiyle tuttuğumuz oruçlar sadece açlıktan ibaret olur ve ondan ne bir fayda ne de bir menfaat elde edemeyiz.
Oruç, kul olduğumuzun farkına varma, nimetlerin değerini anlama, toplumdaki muhtaç insanların durumlarını daha iyi anlama ve beden için bir perhiz olması ve özellikle de nefsi terbiye etme gibi pek çok faydaları sayılabilecek bir ibadettir.
Tuttuğumuz oruç, açlıktan ibaret kalmamalı. Dilimize, kalbimize, gözlerimize ve ruhumuza da oruç tutturmalıyız. Nice insan var ki, oruçtan eline sadece açlık kalır. Nice insan var ki, gece ibadetlerinden geriye sadece uykusuzluk kalır. Yani ibadetlerinden hiçbir sevap ve mükâfat alamazlar.
Sadece mideyi aç bırakmakla kâmil mânâda oruç tutulmuş olmaz. Makbul bir oruç, bedendeki bütün uzuvların, bilhassa da gözün, kulağın ve dilin haram ve şüphelilerden muhâfaza edilerek nefsin dizginlenmesini gerektirir. Ancak böyle bir oruç, Cehennemʼe kalkan olabilir.
İbadetlerin kemalini artıran; kalp temizliği, niyet berraklığı ve samimiyettir. Nefsanî menfaat düşüncelerinin karıştığı, Hak rızasından gayrı gayelerin ortak edildiği ibadetlerden hiçbir hayır umulamaz. Dolayısıyla tüm ibadetlerimizde niyetlerimizin samimi ve sadece Allah rızası için olması gerekir.
İşte orucumuzun hakiki manada kabul olabilmesi için dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
1- GÖZÜMÜZLE ORUÇ TUTMAK
Gözün orucu harama bakmamak, uygunsuz şeylerden yüz çevirmektir.
Ayet-i Kerimede buyrulur:
"Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini muhafaza etsinler! Görünen kısımları müstesnâ, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler… Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (dikkat çekecek şekilde yürümesin, dışarı çıkarken câzip kokular sürünmesinler). Ey mü’minler! Hep birden Allâh’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." (Nûr, 30-31)
Hadis-i Şerifte buyrulur:
“Harama bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Her kim Allah korkusu sebebiyle harama bakmayı terk ederse Allah ona, kalbinde lezzetini hissedeceği bir îman bahşeder.” Yani ibadetleri kabul olur ve onlardan lezzet almaya başlar. (Hâkim, IV, 349/7875)
2- DİLİMİZLE ORUÇ TUTMAK
İbadet esnasında başkalarını çekiştirmek, tartışmak, gönül kırmak, yalan, iftira, gıybet, dedikodu... gibi dinimizin yasakladığı çirkin davranışlarda bulunmak, ibadet şuuru ile asla bağdaşmaz. Aksi halde oruçtan beklenen fazilet ve sevap da asla elde edilemez.
Dilin orucu dedikodu ve gıybet gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmaktır.
Allâh Rasûlü -a.s- birgün:
“Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kalkandır.” buyurdu. Ashâb-ı Kirâm:
“(Oruçlu) orucunu ne ile zedeler?” diye sorunca Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Yalan ve gıybetle...” cevâbını verdiler. (Nesâî; Sıyâm, 43)
3- KULAĞA ORUÇ
Kulağın orucu duyulması yasak olan şeylerden kaçınmanın yanında yine dil gibi gıybet ve dedikodudan da uzak durmaktır.
Âyet-i kerîmede “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsrâ, 36) buyruluyor.
"Ey iman edenler, zannın birçoğundan kaçının. Çünkü zannın bir bölümü (yani başkasını kötü zannetme) günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Kiminiz de, kiminizin arkasından çekiştirmesin. Sizden her hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tiksindiniz, değil mi? Allah'tan korkun. Çünkü Allah tövbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir." (Hucurât, 49/12).
Allah dostlarından Abdullah Dehlevî Hazretleri Oruçlu olduğu bir gün, yanında sultânı kötülediler. Hazret:
“-Eyvah, orucumuz bozuldu (orucun ecri zâyî oldu)!” buyurdu.
Bir talebesi:
“-Efendim, siz gıybet etmediniz ki!” dediğinde ise:
“-Evet, biz gıybet etmedik, ama dinledik. Gıybette, söyleyen de, dinleyen de aynıdır.” buyurdular.
Dolayısıyla tuttuğumuz oruçlar, sadece açlıktan ibaret kalmamalı. Dilimize, kalbimize, kulağımıza, gözlerimize ve ruhumuza da oruç tutturmalıyız. Bu yüzden Ramazan ayında gıybetten, haramlardan ve yanlışlardan uzak durmalı; ibadete, dürüstlüğe ve takvaya yaklaşmalıyız.
Rabbim oruçlarımızı hakkıyla eda edebilme şuurunu bizlere nasip eylesin.