Okulun İlk Haftası Tanışma Oyunları

İlk hafta kritiktir. Sınıf iklimi ve kültürü ilk haftalarda oluşturulur. Güven ve sevgi bağı sağlam kurulduğunda tüm sene daha kolay geçer. Aşağıdaki oyunların; tanışma, kaynaşma, düşünme becerilerini geliştirme ve sınıf yönetiminde size çok yardımcı olacağını göreceksiniz.
1. PinPon Oyunu
Sınıftaki tüm öğrenciler daire olacak şekilde oturur. Seçilen bir kişi ortaya geçer ve sırayla dönerek "pin pon" der. İstediği bir arkadaşında tekerlemeyi durdurur ve ya "pin"ya da "pon" der. "Pin" dediğinde işaret ettiği öğrenci sağındaki arkadaşını söyler. "Pon" dediğinde işaret ettiği öğrenci solundaki arkadaşını söyler. 3 saniye içinde sağ-sol ayırımını yaparak yanındaki arkadaşının adını hatırlamaya çalışır. Yerlerin sabitlenip oyunun mnotonlaşmaması için ebe bazen aynı anda "pinpon" der. O zamanda tüm öğrenciler 3 saniye içinde başka bir arkadaşının yerine geçmeye çalışır. İsimleri 3 saniye içinde söyleyemeyen oyundan çıkarılır.
2. Çift Çember Oyunu
Öğretmen öğrencilere 1 ve 2 numaralarını vererek sınıfı 2 gruba ayırır. 1 numaralı grup dış çemberde 2 numaralı grup iç çemberde oturur. Dış çemberden ve iç çemberden birer öğrenci karşılıklı oturarak eşleşir. 1 dakikalık sürelerde öğretmenin verdiği sorularla ilgili kendileri hakkında konuşurlar. İlk 1 dakikada dış çemberdekiler, ikinci 1 dakikalık sürede iç çemberdekiler konuşur. Öğretmen bu 1 dakikalık süreleri zil, düdük vb. aletlerle haber verir. iç ve dıştaki öğrenciler 2 dakika konuştuktan sonra öğretmen farklı bir işaret verir. Bu kez iç çemberdeki öğrenciler saat yönünde döner. Böylece iç-dış çember eşleri değişir. Sohbet için örnek sorular;
*Mükemmel bir gün planı yapsaydın nasıl olurdu?
*Seni en çok güldüren kişi kim? Nasıl?
*Bir robot olsan ne işe yarardın?
3. Çizgi ve Nokta Oyunu
Öğretmen tüm öğrencilere bazen tüm sınıfın bir çizgi gibi büyük grup olabileceğini bazen de bir nokta gibi ikili küçük gruplar olacağını söyler. İlk olarak hiç konuşmadan tüm sınıfın doğdukları aya göre sıralanması ister. Verilen süre içerisinde sıralamayı tamamladıklarında kontrol edilir. İkinci olarak yine konuşmadan aynı mevsimi seven bir arkadaşını bulup ikili grup olmasını ister. Böylece nokta olacaklarını belirtir. "Adının baş harfine göre-boy sırasına göre büyük grupla çizgi ol ya da aynı göz-saç rengini bulup ikili nokta ol" örnekleri istenebilir. Bu oyunda kişisel-fiziksel özellikleri tanıma, benzerlik ve farklılıkları keşfetme, düşünme becerileri, iletişim becerileri desteklenmiş olur.
2. ve 3. oyun aşağıdaki siteden alınmıştır.
Icebreakers that Rock | Cult of Pedagogy
Icebreakers that Rock | Cult of Pedagogy
www.cultofpedagogy.com/classr...
Sorular ve örnekler tarafınızdan çoğaltılabilir. Eğlenerek öğreneceklerine eminiz.

Пікірлер: 19

  • @HhandeMmutfak
    @HhandeMmutfak5 жыл бұрын

    cocugun ilk haftada arkadasinin ismini ogrenmesi beklenemez hele ki oyunda ismi bilemeyen cocuk ilk haftadan oyundan cikarilmaz

  • @baharoz5681
    @baharoz56815 жыл бұрын

    Öğrenci ilk haftadan sagını solunu bilemez 😊biraz üst düzey oyun ilk haftalar için ama ilerleyen zamanlar için pinpon oyunu güzel olabilir.

  • @sinemsu391

    @sinemsu391

    5 жыл бұрын

    benceede sayıları da bilmeyebilir

  • @Dondugezici7

    @Dondugezici7

    5 жыл бұрын

    Ben de oyle dusundum bahar hanım

  • @zeki6236

    @zeki6236

    4 жыл бұрын

    5. Sınıf öğrencilere daha uygun galiba.

  • @cagdasakyol247
    @cagdasakyol2472 жыл бұрын

    İnsanları eleştirmek yerine keşke çözüm üretseniz . Ben çok teşekkür ederim hocam emeğine sağlık !

  • @abbaseyupoglu5982
    @abbaseyupoglu59825 жыл бұрын

    👏👏👏👏👏👏👏

  • @yukselbozkurt8141
    @yukselbozkurt81414 жыл бұрын

    Üniversiteye başlayan öğrenciler için ideal 😂

  • @gulsenkaraman5956

    @gulsenkaraman5956

    4 ай бұрын

    😂

  • @ahmetyavuklu5648
    @ahmetyavuklu56482 жыл бұрын

    Gerçekten bunları 1. Sınıflara uygulayabiliyor musunuz…

  • @fdmsylmz975
    @fdmsylmz9752 жыл бұрын

    hocam kaç yaş grubuna eğitim veriyorsunuz?

  • @ga1660
    @ga16602 жыл бұрын

    Drama oyunları esnetilebilir oyunlar anlatıldığı gibi uygulanmak zorunda değil belli kısımlarını sınıfınızın durumuna göre uyarlayabilirsiniz

  • @mervekahveci0
    @mervekahveci05 жыл бұрын

    Mesela ilk staj gören öğrenci 3 gün gözlemler sonraki hafta ne yapmalı öğrencilerle

  • @ogretmeninguncesi4969

    @ogretmeninguncesi4969

    5 жыл бұрын

    Bol bol oyun oynamalı:) Drama deneyebilir. Danışman hocasının seçtiği bir dersi planlayarak anlatabilir.

  • @semaanurcevik
    @semaanurcevik2 жыл бұрын

    İlk hafta tanışma oyunu için pinpon çok saçma. Zaten ilk hafta çocuklardan yenileri de olabiliyor. Herkes herkesin adını bilmiyor. Belki ebe durunca gösterdiği kişi sağ sol arkadaşını değil de kendi adını söylerse tanışma oyunu olabilir.

  • @serdaryldrm2334
    @serdaryldrm23342 жыл бұрын

    ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: BALIKLARI SUYA ATTIM Bir gün Makbule ile Naciye'yi yanıma alarak çiftliğin yakınındaki gölette balık tutmaya gittim. Ben oltayla balık yakaladıkça Naciye ağladı, yalvardı, balıkları suya atmamı istedi. Naciye ağlamasın diye, balıkları suya attım ve erkenden çiftliğe döndük. Zaten hastaydı, hastalığının ilerlemesinden korkuyordum. Çiftlikte elimdeki kovanın boş olduğunu gören dayım bana şöyle dedi: " Vay Mustafa , bakıyorum göletteki bütün balıkları yakalamışsın. Bu kadar balık bize çok, yarısını köye verelim. Hani balıklar, oltana yakalanmak için, atılırlardı. Hani avladığın balıkları şanslı sayardın. Giderken bir kova daha istiyordun. Sen önce bu kovayı doldur da sonra ikinci kovayı iste. " Dayım konuşmasına devam edecekti fakat Makbule araya girdi: " Mustafa abim, yakaladığı balıkları suya atmasaydı iki kova dolardı. " Bunun üzerine dayım: " Nee, abin yakaladığı balıkları suya mı attı? Ama neden? " diye sordu. Makbule bu soruya şöyle cevap verdi: " Çünkü Naciye balıklara acıdı ve her balık yakalandıktan sonra ağladı. " Naciye: " Ben ağladım diye abim bir dolu balığı suya attı. " dedi. Dayım: " Affet beni Mustafa.. Durup dururken haksız yere sana laf söyledim. Senin boşa konuşmayacağını anlamalıydım. Yarın ikimiz gideriz balık tutmaya. Yanımıza dört kova alırız. " dedi. Dayım konuşmasını bitirince bir an Naciye ile göz göze geldik. Kardeşim yalvaran bakışlarla bana bakıyordu. Ertesi gün sabah kahvaltısından sonra dayım çiftlikte beni çok aradı. Bulamazdı tabi ki çünkü samanlığa saklanmıştım. Dayım, Mustafa, Mustafa, neredesin? diye bağırdıkça yanımdaki Makbule ile Naciye kıkır kıkır güldüler. Benim Adım Atatürk - Puslu Yayıncılık - Sayfa: 21-23 Bir Öğretmenin Kaleminden ATATÜRK-Doğan Egmont - Sayfa: 21-22 ---------------------------------------------------------------- ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ELBİSE KAVGASI Çocukluğumda yaşadığım anılardan biri de Makbule ile Naciye arasındaki elbise kavgasıdır. Komşu kızın üstünde yeni elbiseyi gören Makbule ile Naciye, anneme, biz de yeni elbise isteriz, dediler. Annem: " Tabi olur, benim güzel çocuklarım. Ölçünüzü alır, size yeni birer elbise dikerim. Şunun şurasında bayrama ne kaldı? Bayram günü de yeni elbiselerinizle gezersiniz. " Birkaç günde elbiseler hazırdı. Makbule ile Naciye yeni elbiseleriyle kıvanarak gezdiler. Bir hafta sonra kız kardeşlerim eski elbiselerine dönüş yaptılar. Annem de yeni elbiseleri yıkayıp, ütüledi ve elbise dolabına astı. Aradan zaman geçti ve arefe gününden bir gün önce evde bir gürültüdür koptu. Naciye bayramlık elbisesini giymek istemiş, üstüne olmamış, dar gelmiş ve bir yaş büyük ablası Makbule'nin elbisesini giymiş. Bunun gören Makbule Naciye'den elbisesini çıkarmasını isteyip sesini yükseltmiş. Araya giren annem Naciye'ye neden ablasının elbisesini giydiğini sordu. Bunun üzerine Naciye: " Ama anne, benim elbisem üstüme olmadı, çok dar geldi. Bir de ablamın elbisesini deneyeyim dedim. Tam geldi. Bayramda ben bunu giyeyim ha, ne dersin? " Annem daha sonra elbiseyi Makbule'ye giydirmeye çalıştı ama dar geldi. Annem: " Tabi dar gelir. Siz büyüme çağındasınız. İki ay önce diktiğim elbisenin şimdi dar geleceğini düşünemedim. O zaman bayramda Naciye bu elbiseyi giyer, ben Makbule'ye iki gün içinde yeni elbise dikerim. " Annem aynen öyle yaptı. İki günde elbiseyi dikti ve Makbule bayramda bu elbiseyi giydi. Beni sorarsanız annemden rica etmiştim ve beni kırmadı. Bana bayramlık alınmadı. Babamın yokluğunda zaten kıt kanaat geçiniyorduk. Annemi zor durumda bırakmak istemedim. Öğretmenim Atatürk - Bilgi Yayınevi - Sayfa: 21-22 Bir Öğretmenin Kaleminden ATATÜRK-Doğan Egmont - Sayfa: 16-17 ------------------------------------------------------------------- ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: KARANLIKTAN KORKMAM On beş yaşlarındaydım. Manastır Askeri İdadisi'ne gidiyordum. (O zamanın lisesi) Yaz tatilinde dayımın çiftliğine gitmiştik. Komşunun oğlu Enver'le çok iyi arkadaştık. Ara sıra birlikte gezerdik. Bir gün Enver, bizim bağa gidip üzüm yiyelim, dedi. Ben de olur dedim. Annelerimizden izin alıp yola çıktık. Sağda solda fazla eğlendiğimiz için, karanlığa kaldık. Enver: "İstersen dönelim. Sen şehir çocuğu olduğun için, karanlıktan korkarsın. Böyle durumlara alışık değilsin" dedi. Ben karanlıktan korkmadığımı söyledim. Yola devam edelim dedim. Tarla kenarı, patika yol, ağaçlık alan derken, karanlık iyice çöktü. Yanımdaki Enver'i zor seçer oldum. Bir saat önce dağların kartalıyım diyen Enver, gel Mustafa dönelim, az kalmıştı ya, yarın gündüz geliriz, demeye başladı. Neyse ki sonunda bağa vardık ve birer salkım üzüm kopardık. Üzüm yiyerek çiftliğe döndük. Öğretmenim Atatürk - Bilgi Yayınevi - Sayfa: 47 İlkokul 3. Sınıf Tüm Dersler - Çalışkan Yayınları - Sayfa: 42 -------------------------------------------------------------- ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: İLK ANDA CANIM SIKILMIŞTI Bakla tarlasında yalnız başıma bekçilik yaptığım günlerden birinde öğle vakti kulübenin önündeki çardak altında uyuya kalmışım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, annemin sesine uyandım. Annem: ” Dayısı şuna bak, Mustafa uyuya kalmış. Makbule dün pınardan soğuk su içince hastalandı ya, Mustafa bütün gece başında bekledi. Ondan uykusunu alamadı. Neyse ki Makbule’ye ballı ıhlamur içirdim de iyileşti ” dedi. Dayım: ” Bırak canım uyusun. Benim en sevdiğim şeydir burada uyumak. Bu öğle sıcağında karga falan uğramaz. Bir yatsam iki saatten önce top atsan uyanmam ” dedi. Bu konuşmaları duyunca ayağa fırladım. Uykuda yakalandım diye ilk anda canım sıkılmıştı ama Makbule’nin iyileştiğini duyunca rahatladım. Bir Öğretmenin Kaleminden ATATÜRK - Doğan Egmont - Sayfa: 18 ----------------------------------------------------------------- NACİYE KAYBOLDU Dayımın bakla tarlasına Makbule ile giderdik. Bir gün Naciye de bizimle gelmek istedi. İlk defa benden bir şey istediği için olmaz diyemedim. Annemden izin çıkınca o gün üç kardeş tarlaya gittik. Naciye eline bir sopa aldı ve kargaların ardından koşturdu durdu. Bir ara Makbule ile uzun süren bir konuşmamız oldu. Tarlanın ortasındaki kulübenin önüne oturduk ve yemeğe başlayacaktık ki, Naciye’nin yanımızda olmadığını fark ettik. Sağa baktık, sola baktık, Naciye neredesin diye bağırdık, Naciye yok. Neden sonra Naciye çıkageldi. Meğer karga peşinde koşarken çok yorulan Naciye kulübeye girmiş ve döşeğe yatıp uyumuş. Naciye’nin ortaya çıkmasıyla birlikte rahatladık ve yemeklerimizi yedik. -------------------------------------------------------------------- BAHÇEDEKİ KUYU Ben yedi yaşındayken, babamı kısa süren bir hastalığın ardından kaybettik. O tarihlerde kadınlar bir işte çalışamadıkları için maddi sıkıntı içine düşmüştük. Onun için evimizin yanında bulunan küçük bir eve taşındık. Ertesi gün yeni evin bahçesine teftişe çıktım. Otların arasından yürüdüm. Sağda solda dut, erik, armut ağaçları vardı. Armut ağacının ilerisinde bir kuyu olduğunu gördüm. Kuyunun yanına sokulduğumda hayretler içerisinde kaldım. Yer seviyesinde olan kuyunun üstü açıktı. Annemi durumdan haberdar ettim. Annem komşumuz Ali Usta'yı çağırdı. Ali Usta kuyunun üstüne tahtadan bir kapak yaptı. Kilidi taktı. Anahtarı anneme verdi. Böylece kötü bir olay yaşanmadan kuyunun üstü kapatılmış oldu. -------------------------------------------------------------------- ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: BENİ KOMUTAN SEÇERLERDİ Yeni evimiz küçüktü ama bahçesi büyüktü. Bu bahçede komşu çocuklarıyla askercilik oynardık. Askercilik oynarken, beni komutan seçerlerdi. Ben de karşımda hazır ola geçmiş arkadaşlara çeşitli görevler verirdim. Onlar da, emredersin komutanım deyip koşarak uzaklaşırlardı. Üç beş dakika sonra geri gelerek görevi tamamladıklarını söylerlerdi. Daha sonra onları sıraya sokar, uygun adım yürütürdüm. Bir gün bize tahtadan tüfekler hazırlayan marangoz Celal Amca oyunumuzu seyretmiş ve anneme: " Zübeyde Hanım, Mustafa'yı askeri okula göndermelisiniz. Kendisi iyi bir komutan adayıdır. " demiş. Atatürk'ün Çocukluğu - Ezgi Yayınları - Yayın Yılı: Aralık 1994 KARANLIK BENDEN KORKTU Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım kzread.info/dash/bejne/iIJ-psmofMydctI.html

  • @sevalkarakoc9053

    @sevalkarakoc9053

    Жыл бұрын

    Teşekkürler👏👏