Çok güzel bir sohbetler serisi, çok teşekkür ederim. Hangi yıl olursa olsun insanların ruhunun çalkantıları dalgaları hep aynı imiş, kendimizi şanslıkılmalıyız hala anladığımız dilde maneviyatımızı zenginleştirebilmekle, iyiki varsınız💐

Hocalarımız tarihe, bize okadar büyük ve önemli bir bilgi birikimi bırakıyorlar ki,ben bütün programları daha bir aydır izliyorum notlar alıyorum okadar çok şey öğrendim ki kim bilir daha kaç kişi benim gbi faydalanacaklar,bu ekibin yaptığı şu topluma yapılacak en güzel hizmettir

Her ağız konuşur. Ama sözün en güzelini, kalbi güzel olan söyler.

Hem mutluluğu hem de acıyı ve sıkıntıyı içindeyken farketmiyoruz. Beklerken ve geçip gittikten sonra " Ne güzel günlerdi veya bu acıya nasıl ve ne diye katlandım. " duygusu daha güçlü yaşanıyor.

Nasıl güzel, nasıl istifade edilesi bir program... Eskimeyen muhabbetler...

Ozanların atışması “deyişmesi” gibi olmuş. İki farklı bakış açısını dinlemek tek konuklu bir programı dinlemekten çok daha verimli ve keyifli. Ağızınıza sağlık

Allah razı olsun hocalarımdan💐

Keşke bu programların podcasti olsa

Emeğinize yüreğinize sağlık değerli hocalarım..lütfen böyle programların sayısını arttırın...insanların izleyebileceği bir saat ve günde olmalı bu çok önemli..çünkü insana dair hayata dair, insan olabilmeye dair çok eğitici, öğretici bir program..ne diyeyim umarım yorumumu bir yetkili okur ve görev bilinciyle böyle programların sayısının artması noktasında adımlar atılır....teşekkürler

Çok değerlibir program olmuş emeği geçenlere teşekkürler. Allah razı olsun inşallah...

Hayatın kargaşasından uzak huzurlu elli dakika emeğinize sağlık.

Bakış açıları, farklı pencereler ve büyük aydınatmalar için minnettarım... Duygusal olarak için de bulunduğumuz hali sıradanlaştırmamızı ve daha fazla mutlu olabilileceğimizi hatırlatırlamamıza vesile oluyorsunuz.🌣🌼

Allah'ım sizden razı olsun sizler bizim yol göstericimizsiniz.

Şifa olan bir bölüm.Zaman zaman okunan kitap gibi film gibi bir program enerjimizin düştüğü dönemlerde ihtiyaca gore bir iki doz 😊Allah razı olsun hoş bir sada bıraktınız. 😍

47:35 teşekkür ederim. Kendime olan inancımı artırdı şu birkaç cümle. Gerçekten teşekkürler.

İnsan zihni öyle bir şey ki cenneti cehenneme çevirebilir, cehennemide cennete çevirebilir. Yani insan huzuru kendisine bağlıdır neyi nasıl yapacağı ona bağlıdır.

Sizi severek izliyorum TV programları bizi istiyor teşekkürler

Ahh o içten sesler radyosu.😔

Cook güzel bir sohbet

Şahane..Dets hepimize..Ruh’a şifa..

nasıl kıymetli değerler

Daha çok insana ulaşmak için

Yine harika bir bölüm emeğinize sağlık

👌👌👌

Aynen gercekten

Allah akıl verdiklerini mektebe, vermediklerini çayıra salar.

İnsan Güzeldir.

Emroldugun gıbı dosdogru ol

İnsan, öğrendikçe huzursuzlaşıyor galiba.

Psikiyatri haplari artiyor intiharlar artiyor cinayetler artiyor. Eczane kayıtları incelenmeli aciklanmalidir

Erol hocanın bu bölümdeki üstencil tavrı rahatsız etti beni. Kemal hocanın üslubu çok yumuşak ve anlaşılır. Insanın içine işliyor. Anlayabilmemiz için anlatıyor. Erol hoca ise sırf biliyorum tavrında konuşuyor.

@fatmaeski9501

3 жыл бұрын

Onlar çok yakın arkadaşlar sizin düşündüğünüz gibi bir durum olsa da onlar buna takılmazlar

@ervanergis2475

2 жыл бұрын

Kemal Sayar hocamız sakinliği ve mütevazılığı ile çok güzel duruyor:)

@barssever5367

2 жыл бұрын

Işte bir huzursuzluk nedeni.... :)

Seval hn olur olmaz araya giriyorsunuz..Hocam tam güzel bir söz söylerken anlaşılmıyor..siz yorum yapmayın lütfen..

Seval Hanım , ruhun tam huzur bulması, kişinin fitratinda kemale ermesi ile oluşur(aksi takdirde huzur bir gider, bir gelir). Tabiiki huzurun kemal hali de ,kendi icinde derinlesir. Kişi ilk once , yaratilisin gayesini sorgulayıp ,bu gayeyi ömür boyu uygulayarak , kemale doğru ile ilerleme yoluna girmesi gerekir.( Hayatın gayesi ,kulluk -Allaha itaat icinde yaşanması gereken değişmez , kesin bir gerçektir.) Kulluk un temelindeki şey(öz):insanın, aklen ve kalben , dış alemde ve kendi ic aleminde,tefekkur,ilim yolculuğunu yaparak hakiki tevhidi , dua halinde olmayi an'da yasayip-tatmasidir. Bu tadiş ile marifet ,muhabbet , aşk ve vuslata(yasadigi anda nimeti tadarken Allah a kavusma ozlemi) ulasir.Boylece kisi ,yasadigi pozitif veya negatif olaylar icinde ,gerekli mesajlari algılayarak, an icinde Allah ile her daim beraber olmanin huzurunu tadar.Allah ile beraber olmanin huzuru, tadilan herseyden ustun oldugu icin , kişi diğer isteklerinin( ihtiyaç anlamında) Allahin kuluna vereceğinden kesin bir şekilde emindir(vermiyorsa hikmeti gereği vermiyordur,Allah abes iş yapmaz).istenilen yeni nimetlerin verilmemesinin önemli bir hikmetini şöyle izah edelim: Mumin ,elindeki nimetleri tadarken sukretme durumunu kontrol etmesi gerekiir.Nimetleri tadarken,nimet uzerinden, kul kalbi ile Allaha baglanma ,hayran olma atmosferini yasamali dir.zamanla bu durum ilahi aşka ,cennete kavusma ozlemine , vuslata (Allaha kavusma) donusmelidir.Çünkü nimetlerin asıl kaynağı ,cenneteki nimetlerin kaynagi Allahin isim ve sifatlarinin tecellileridir.Baska ,bir ifade ile nimetlerin asil kaynagi, enguzelleri cennetedir;Dünyada tattirilan nimetler ,cennete verilecek nimetlerin numuneleridir (bakara suresi ,25. Ayet).Nimetler ,şükür içinde cennetteki nimetleri kazanmaya teşvik için ,dünyada tadımlık olarak verilir,doyumluk olarak verilmez.Bu yuzden mumin nimetleri tadarken tefekkur eder.bu tefekkur ile Mumin, nimetlerin Allahin isim ve sifatlarinin tecellileri olduğunu düşünür, Allaha hayranlik duyarak kalbinde Allaha baglanir; elindeki nimete baglanmaz,böylece cennete Allah kavuşmayı ozler;nimetlerin asıl kaynaginin ,enguzellerinin cennette olduğunu düşünür ,cennete kavuşmak ister.Mumin elindeki elindeki nimetlerle ,bu duygu ve dusunce yoculugunu yasayamiyorsa ,elindeki nimetlerin sukrunu tam yapamiyor ,demektir.Maalesef , kul sukru basite alirsa anlatildigi gibi nimetlerin sukrunu yapamaz.boylece tattigi nimetler uzerinden, tefekkurle adim adim Allaha yaklasacakken ; nimetleri tadarken , kalbinde tattigi nimetlere baglanir,cennete ve Allaha kavusmak istemez.elindeki nimetlerin daha da artmasini ister, yenilerini ister.Bu durum anlatilan sukretme prensibine aykiri oldugu icin ,Allah kuluna yeni istedigi nimetleri vermeyebilir .Sukretmenin derinligini yukarda anlatildigi gibi yasayan mumin ise, Elindeki nimetelerin sukrunu yukarda anlatildigi gibi yaşama eylemine girer,yeni nimetleri anlatildığı üzere, sadece sukurde derinlesmek için ister.Ayrica mumin,istemedigi şeylerin gelmesini sikayet etmez,hikmetini düşünür, cunku bilirki: Insan farkinda olarak veya olmayarak zulm eder, Allahin kaderi ise ,daima adalet ile muamele eder.Böylece huzuru kaçmaz. Mutlu olmak, anlık bir haldir;huzur ise daimi dir.bu yuzden mumin, mutlu olmaya kendini odaklamaz ;huzurda(Allah ile beraber olma) olmaya kendini odaklar.). Bu kişi ,her daim Allah ile beraber olmanin ve kalbindeki bu derin huzuru artırmanın ,çevresindekilere aktarmanın (tebliğ etmek) derdindedir.Bu dert çoook tatlı bir derttir. Yani kişi kemal manada huzuru yaşar. Bu çağda , yukarda anlattığım gibi, tefekkur yolculugunu yaşamak, kemal manada huzura ermek için, Bediuzzaman Said Nursi nin , Risalei Nur kulliyatinin ana kaynakları muazzam bir kaynaktir(ben okudum-hala tekrar dan okuyor -okuduklarını uyguluyorum.) . Ana kaynaklarin(sözler, lemalar,sualar, mektubat, mesnevi nuriye ,asayi musa v.s ) derin bir tefekkurle okunmasini (birkaç defa veya 3-4 okunması gerekeir) tavsiye ederim. nasil okunmasi gerektiği de önemli dir (çünkü bu eserler, normal kitap degil;Kuranı kerim ve hadislerden süzülmüs bir tefsirdir.). Kuranı kerim, hadisler, tefsir kitapları genel anlamda insanin kendisine(nefsine-ruhuna) hitap eder.Bu yüzden okuyan kisinin tam anlamiyla istifade edebilmesi için başta: Allaha karşı, eksik veya hataları varsa bunlar için, tevbe etmeli-elinden geldiğince görevlerini yapmali-yasaklarindan kaçınmalıdır.Tevbe edilmesi gereken şeyler için tevbe edilmez ise(pişmanlık icinde), insanin kalbi- akli, okurken alınacak manaları,almaya kapalı olur.(Çünkü , hadisi şerifte, tevbe edilmeyen seylerin , insanin kalbini kararttığı belirtilmistir) Insan, "kendi nefsime -bana söylüyor "algisiyla okuyup , öğrendiklerini elinden geldiğince uygulamalidir ( hayatın içinde dusunerek -meleke (davranis) haline getirene kadar).tabiiki , bu bir süreçtir, ama çook tatli-huzurlu bir süreçtir.Öyle bir süreç ki, mumin gönlünde ,ruhunda manevi cenneti yaşar, ve bu hal istikamet üzere olduğu sürece daima derinleşerek artar.Allah bu hali bütün kullarına nasip etsin.Tabiiki kulun gayret etmesi gerekir.Gayret kuldan tevfik Allah tan.

10:11 HOCAM TATİLİN BOŞANMAYLA GERÇEKLEŞEN KAVGALARA YOL AÇTIĞINI SÖYLEMESİ ÇOK ÇOK MANİDAR. Fakir yaşayın mutlu olun, sizin neyinize tatil, Zenginler zaten mutsuz... Yazık...