Bilim, hakikati tahakküm altına almaktir. İlim ise hakikate teslim olmaktır. Hakikate teslim olma yoluna girenler, Rabb'ini tanıma ve gerçek aşk'a ulaşmak üzere sey'rü sülûk ederler. Bu sayede kendi iç yolculuğunda arifan menziline girerek irfan sahibi olurlar. Bu irfaniyetle beraber o lezzeti tadanlar; mesel'leri artık satırlarda aramazlar, sadr'larda keşf'e çıkarlar. Zira Yunus'a Anadolu'yu baştan başa gezdirten, Sinan'a o güzide abideleri inşa ettirten, İtri'ye segah tespitini yaptirtan lezzet o lezzet değil midir?
Alınan bu lezzetle beraber insan çıktığı ilim yolculugunda yaptığı işin esiri olur. Esiri olduğu için de eser üretir ve o eser yıllar geçse de üstünden hâlâ tazeliğini korur. Yunus'un Divanı, Gazali'nin Kimya-yı Saadet'i, Sinan'ın Süleymaniye'si... Velhasıl ilim yolculuğu, kendini tanıma ve bu sayede Rabb'ini tanıma üzere kurulan tekâmül sürecidir.
Ezcümle kendini bilen, Rabb'ini bilir.
-Oğuz Kaynar
.
"Âdemi bul âdem ol âlemde âdem gizlidir
Etme tahkîr âdemi âdemde âlem gizlidir."
.
İlim İlim Bilmektir
Nutuk sahibi: Yunus Emre Hazretleri (k.s)
Bestekârı: Tahir Karagöz
Makam: Rast
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Derd-mendim Yâ Resulallah Devâ Ol Derdime (Kaside)
Nutuk sahibi: Ali Ulvi Kurucu
Derdmendim yâ Resûlallah devâ ol derdime
Destgîr ol yâ Habîballah bu 'âsî mücrime
Sen şefâ'at kânı varken yalvarayım ben kime
Ben Resûl-i Kibriyâ'nın bülbül-i nâlânıyım
Mücrimim gerçi Cemâl-i Mustafâ hayrânıyım
Serfirâz-ı enbiyâsın cümlenin sultânısın
İlm-i zâhir ilm-i bâtın ilm-i ledünn sultânısın
Herkesin cândan azîz cânısın ve hem cânânısın
Ben Resûl-i Kibriyâ'nın bülbül-i nâlânıyım
Mücrimim gerçi cemâl-i Mustafâ hayrânıyım
Bûy-i vaslındır mu'attar eyleyen sünbülleri
Nûr cemâlinden eserdir bağ-ı aşkın gülleri
Gül cemâlindir Habîbim mest eden bülbülleri
Ben Resûl-i Kibriyâ'nın, bülbül-i nâlânıyım
Mücrimim gerçi Cemâl-i Mustafâ hayrânıyım
Cânını cânâne kurbân eyliyor pervâneler
Bezm-i vaslın neş’esinden gaşyolur mestâneler
Âşıkın gözyaşlarından doldu hep peymâneler
Ben Resûl-i Kibriyâ'nın, bülbül-i nâlânıyım.
Mücrimim gerçi Cemâl-i Mustafâ hayrânıyım
Ermek istersen O Şâh’ın himmet ü imdâdına
Cân ü dilden âşık ol sen ism-i zât evrâdına
Ses verir Ulvî melekler âteşin feryâdına
Ben Resûl-i Kibriyâ'nın bülbül-i nâlânıyım
Mücrimim gerçi Cemâl-i Mustafâ hayrânıyım