İlk❤

@Dahyunoloji_AyMina_Querencie

Жыл бұрын

❤❤

Lütfen jin ile daha cok gelsinnnn lütfennnn

@Dahyunoloji_AyMina_Querencie

Жыл бұрын

Elimden geldiğince daha fazla yapacağımm💜💜

Sonu cok güzellll

@Dahyunoloji_AyMina_Querencie

Жыл бұрын

Teşekkürlerr beğenmene sevindim💛

📌Bu sadece kurgudur 📌Oppacı değilim 📌İstek kurgu alıyorum 📌Müzikle okuyun lütfen 📌Yazım yanlışı varsa özür dilerim Min Eun~18 yaşında Kim Seokjin~24 yaşında ^Hikaye^ Ders bitiminde mutlu bir şekilde çantamı toplamaya başladım. Herkes sınıftan çıkarken sadece Vien ve ben kaldık Eun:"Hadi Vien,fotoğrafını sınıfta değil dışarıda çekin" Vien:"Ay tamam Eun. Çenen de durmuyor zaten" Göz devirerek önden ilerledim. Okulun kapısından bir adım attığımda karın yağdığını gördüm. Dudağımın kenarları yukarıya doğru kıvrıldı. Sevinmiştim. Çünkü üç gün sonra yılbaşına girecektik ve bu yılın ilk karıydı. Kar yavaş ama çokca yağıyordu. Tutması için ümit ediyordum. Elimi öne doğru uzattım. Karı elimde hissetmek çok hosuma gidiyordu. Bir süre sonra ise başımı gökyüzüne doğru çevirdim. Vien'in bana seslenmesiyle ileri yürüdüm ve koluma girmesine izin verdim Vien:"Bu kara olan sevdanı biliyorum ama kapı çıkışından çıkmamı engelledin" Eun:"Farkında değildim,ne yapayım?" Vien:"Neyse,yılbaşında ne yapacaksın? Jin hocayla mı olacaksın?" Eun:"Bilmiyorum daha karar vermedik. Zaten bu aralar doğru düzgün görüşüp konuşamadık" Vien:"Bize gelin ne dersin? Sadece annem,babam ve abim olacağız" Eun:"Olabilir aslında. Sana yarın haber veririm" Bir şey demeden birbirimize sarıldık ve yollarımızı ayırdık. Umarım kar tutardı ve okullar iki gün boyunca tatil olurdu. Sınavlarım bugün bitmişken eğlenmek istiyordum Otobüs durağının oraya geldiğimde belimde bir el hissetmemle irkildim. Bu elleri tanımamla rahatladın Jin omzuma çenesini koydu Jin:"Özür dilerim sevgilim,seni korkutmak istemedim" Eun:"Sorun değil" Yanağıma bir öpücük kondurdu ve beni kendisine doğu çevirdi Jin:"Yılbaşında benimlesin değil mi? Bir plan yapmadın?" Eun:"Vien bizi evine çağırdı. Ailesi olacakmış sadece. Senin içinde uygun mu?" Bir an duraksar gibi oldu. Gözlerini kıstı. Bunu genelde bir şeyleri düşünürken yapardı Jin:"O zaman akşama doğru onlarla oluruz.yılbaşına son bir ya da iki saat kala da çıkarız. Ne dersin güzelim?" Eun:"Olur" Ayaklarımın ucunda yükselip burnunun ucuna bir öpücük kondurdum ve sarıldım. Her ne kadar çevremiz de okuldan öğrenciler olsa da herkes ilişkimizi bildiği için daha rahattık. Bu ilişkinin basslarda yanlış olduğunu düşünsem de aslında yanlış değil ikimiz için de en doğru karar olduğunun farkına varmıştım. Yanlış düşünmemin sebebi öğretmen-öğrenci ilişkisine biraz karşı olmamdı. Ama aşıktım. Deliler gibi. Onun gözlerinin içine bakarken de aynı hisleri taşıdığını görebiliyordum Jin:"Eve mi gitmek istersin yoksa bir şeyler yemeye mi?" Eun:"Benim eve gidelim" Kafasını salladı ve elimden tutup arabasının olduğu tarafa doğru yürümeye başlayınca bende ona ayak uydurdum Eve geldiğimizde ben direkt mutfağa geçtim o ise salona doğru yürüdü. Elimdeki poşetleri bıraktım. Salona geçtiğimde onun yanına oturdum. Biraz yayıldım. O da elini benim omzuma koyup kafamı boyun girintisine koydu. Böyleyken kendimi huzurlu hissediyordum. Beni rahatlatıyordu. Gözümü kapattım. Biraz böyle kaldıktan sonra gözümü açıp başımı kaldırdım. O bana garipser bir şekilde bakarken ben de masada duran telefonumu aldım Eun:"Öyle bakma. Yemek sipariş edeceğim. Pizza mı hamburger mi?" Jin:"Pizza. Ben ödeyeceğim ama haberin olsun. Markette zaten sen ödedin abur cuburları" Eun:"Ne olacak sanki Jin?" Jin:"Öğrencisin sen. Hem kadın olduğun icin daha çok para harcaman gerekiyor. Birikim yapman lazım" Eun:"Peki" Ters ters baktıktan sonra telefonumu elimden çekip pizzacıyı aradı. Bende mutfağa geçtim tekrardan. Abur cuburları tabaklara koydum. Sonuncu tabağı da koyarken kapı çaldı. Hemen kapıyı açmaya gitti. Böyle çocuk gibi görünmüştü ve kıkırdamıştım Yediklerimiz bittiğinde çöpleri posete koydum. O da tabakları mutfağa götürüyordu. Çöpü dışarı atacağım sıra üstüme baktım. Hâla okul kıyafetlerimle duruyordum. Hızlı bir şekilde odama gidip üstüme eşofmanla bir sweat geçirdim. Dışarı çıktığımda biraz donmuştum ama karın tutmaya başladığını görünce gülümsedim. Kollarımı sıvazlaya sıvazlaya eve doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımda sessizce salona doğru ilerledim. Jin yoktu. Mutfağa gittim. Orada da yoktu. Odama gittim,ardından banyonun kapısını tıklattım. Yine bulamadım. Misafir odasının önüne geldiğimde biriyle konuştuğunu duydum. Kısık sesle konuşsa da ne dediği anlaşılıyordu Jin🗣️"Hayır,tabiki haberi yok. Bir şey söylemeyin ona" Jin🗣️"Of,saçmalama" Jin🗣️"Sinirlenmedim. Sadece her şeyi mahvetmenden korkuyorum. Neyse hadi görüşürüz. Ağzından bir şey kaçırırsan olacakları biliyorsun" Benden sakladığı bir şeyler vardı. Bu apaçık ortadaydı artık. Bu dedikleri beni aldatmaya yönelik bir fikri oluşturuyordu ama ona güveniyordum. Belki ben yanlış anlamıştım. Değil mi? Yoksa beni niye ikna etmeye çalışsın onca zaman aşkına? Ayak seslerini duyduğumda hemen banyayo attım kendimi. Derin bir nefes aldım. Ancak kendimi hızlı bir şekilde banyoya atmış olmam Jin'i şüphelendirmiş olacak ki kapıyi tıklatıp bana seslendi Jin:"Hayatım iyi misin? Neyin var?" Eun:"İyiyim,midem bulanır gibi sadece. Sen içeri geç" Jin:"Tamam ama bir şey olursa seslen" Sanki görecekmiş gibi başımı onaylarcasına salladım. Biraz burada bekledikten sonra içeri geçtim. Elimden geldiğince gülümseye çalışıyordum Jin elindeki telefona bakmayı bırakıp ayağa kalktı. Kollarını iki yana açıp bana sarıldı. Bende ona sarıldım ancak gözlerimin dolmaması için çaba sarf ediyordum. Bu yüzden gözlerimi kapatıp ona daha çok sarıldım. Biraz kötü olduğumu anlamış olacak ki eliyle saçlarımı okşamaya başladı. Kötü olduğumu gözlerimden bile anlıyordu. Neyim olduğunu sorardı. Anlatmazsam daha fazla zorlamazdı ancak eninde sonunda gider anlatırdım ona. Çoğu şeyde ilk ona giderdim ama Bir süre öyle kaldıktan sonra ona sarılmayı bırakıp odama yöneldim. Balkon benim odamdaydı. Bunun avantajları olduğu kadar dezavantajları da olabiliyordu. Ama eve fazla misafir gelmediği için dezanavtajlarını fazla yaşamıyordum Balkonda öylece otururken üşüdüğümü hissettim. O sırada bir çift el şişme montumu üzerime örttü. Jin yanımdaki pufa oturdu. Ben ona bakmıyordum. Ama ona kırgın değildim,sebebi neydi bilmiyordum. Garip hissediyordum. Ama umrumda değildi. Sonunda dayanamayıp ona baktım. Karın yağışıni değil beni izliyordu. Biraz utanmıştım. Bu yüzden yanaklarımın kızardığıba emindim Eun:"Üşümüyor musun?" Jin:"Hayır. Yani biraz. Ama sana sarılsam belki geçer hm?" Güldüm ve kollarımı açtım ona. O da bunu bekliyormuş gibi hemen bana sarıldı Jin:"Seni çok seviyorum güzelim" Eun:"Ben daha çok prensim" Jin:"Bunun tartışmasına girmeyeceğim çünkü ben kazanacağım" Yalandan yüzümü buruşturdum. O da bu halime kıkırdadı Sabah erkenden kalktım. Jin uyuyordu. Galiba ben gereğinden baya önce uyanmıştım. Değişik bir şekilde uykumu almıştım. Bu yüzden onu uyandırmamaya çalısarak yerimden kalktım. Telefonumu elime aldım. Vien'den mesaj gelmişti. Okulların tatil edildiği haberini atmıştı. Sevinçten yerimde zıplamamak için kendimi zor tutmuştum. Ancak arkama baktığımda Jin çoktan uyanmış bana bakıyordu Eun:"Günaydın prensim" Jin:"Günaydın prenses" Sevgili olmamıza rağmen ona prensim demek hoşuma gidiyordu Eun:"Okullar tatil iki gün boyunca" Yüzünde bir tebessüm oluştu. Bende ayağa kalkıp perdeleri açtım. Kar her yeri kaplamıştı, çok güzel duruyordu ve yağmaya devam ediyordu aynı hızda. Üstüme yine bir eşofmanla sweat alıp odamın lavabosunda değiştiedim pijamalarımla. Jin yataktan kalkmış mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı. Kahvaltı hazırlayacakti galiba. Ama sonra durup bana doğru adımladı Jin:"Benim önemli bir işim var hayatım. Beni beklemeden kahvaltını yaparsın öğle yemeğinle olur mu?" Onu onaylayan mırıltılar çıkarttıktan sonra arabanın anahtarı ile paltosunu alıp evden çıktı. Ne işi olduğuna dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Ancak bunu daha fazla düşünmeden kendime kahvaltı hazırlamaya gittim

@Dahyunoloji_AyMina_Querencie

Жыл бұрын

Öğlen olduğunda Vien'e mesaj attım. Buluşup karla oynamak için. Yoksa evde canım sıkılıyordu. O da şansa benim evime doğru geliyordu aynı sebepten dolayı. Fazla oyalanmadan hazırlanıp evden çıktım. Yaklaşık iki dakikanın ardından Vien geldi. Sevinçle koşup birbirimize sarıldık Vien:"Yılbaşı günü bizdesin değil mi?" Eun:"Evet. Jin ile akşama doğru geleceğiz. Yılbaşına son bir iki saat kala da evden çıkacağız" Nedenini bilmediğim bir şekilde yüzünde sırıtma oldu ancak kar topu savaşını başlatınca bende hemen ona ayak uydurdum. Ona yığınla kar topu atarken bir anda enseme kar topu yapıştırdı. Çok soğuk olduğundan başımı geriye yaslayıp yerimde hopladım biraz. Ardından karları alıp yere attım. Ona pis pis bakarken elindeki karı yerde yuvarlamaya başlayıp kardan adamın gövdesini yapmaya başladı. Bende kafasını yapıyordum. Sonunda gövdesi bitmiş kafasını koymuştuk kardan adamın. Evden aldığım havuç ve zeytinlerde yüzünü falan yaptık. Bulduğumuz dalları da kol olarak kullandık. Eldivenlerimi çıkartıp dallarına astım. Çok şirin olmuştu. Bir süre resim çektik,çekindik. Ardindan instagramda paylaştım hem post hem de story olarakYILBAŞI GÜNÜ İki gündür Jin'e ulaşamıyordum. Daha doğrusu iki gün de olamayacağını sebebini ise sonra anlatacağını söylediği bir mesaj atmıştı. Ancak öğlen yanıma eve geldi Jin:"Ben geldimm!" Eun:"Hoş geldin" Ona biraz soğuk yapmak en iyisi olacaktı şimdilik. Ona olan güvenimi yitirmemeye çalışsam da bende çok şüphe uyandırıyordu. Bu yıpratıcı bir sey olsa da daha başlarındaydık. Hemen yanlış anlayacak tiplerden olmasam da buna itiliyordum ister istemez Gelmesine rağmen telefonumdan kaldırmadım başımı. Buna rağmen yanıma gelip oturdu neşeli bir şekilde. Vien ile konuşuyordum. Yapılacaklar hakkında. Jin sohbetimizin sıkıcı olduğunu ve kendisiyle daha konuşmayacağımı düşünmüş olacak ki ayağa kalkıp banyonun olduğu tarafa yöneldi Daha fazla vakit kaybetmeden hazırlanmaya başladım. Altıma paraşüt pantolon üstüme de uyacak bir şık crop giydim. Bu havada crop giymek saçmalıktı. Üşüyeceğimi biliyordum ama hırka ve üstüne de mont giydiğim için fazla sıkıntı olacağıni sanmıyordum. Jin kapıda beni bekliyordu sessizce. Neden onla bugün mesafeli olduğumu sormamıştı. Çekinmiş miydi yoksa huzursuzluk mu çıkarmak istememişti anlamamıştım Arabaya bindiğimizde emniyet kemerini takamayınca Jin bana doğru eğildi. İçimde kelebekler dans etmeye başlamışti bile. Heyecandan nefesimi tutmak üzereyken Jin sırıttı. Utandığımdan dolayı ona bakamadım. Ancak emniyet kemerimi taktığında bana yaklaştı iyice. Dudaklarımızın birbirine değmesine pek fala bir mesafe kalmamıştı Jin:"Bu iki günlük hatamı çok güzel bir şekilde telafi edeceğim" Bunu demesinin ardından dudağıma buse kondurdu. Yutkundum ve gülümsememe engel olmadım Vien gile geldiğimizde birbirimize sarıldıktan sonra elimdeki hediye paketlerini ona verdim. Ben annes gille de çok samimi olduğumdan daha rahattım ancak Jin ne yapacağını fazla bilemez gibi davrandığından yanından ayrılmadım elimden geldiğince Jae amca ve Soyeon teyze ile gayet iyi anlaşıp kaynaşınca bende Vien ile daha rahat bir şekilde gülüşüp sohbet edebiliyordum Soyeon:"Hadi çocuklar,yemeğe!" Hevesle yemek masasına geçtim. Yanımda Vien karşımda ise Jin oturuyordu. Vien'in karşısında da Soyeon teyze. Masanın başında ise Jae amca Eun:"Yine döktürmüşsün kraliçem" Soyeon teyze havada öpücük attığında elimle tutmuş gibi yaptım. Böyle yapıyordum hep onunla. Eğlenceli ve güzel oluyordu Yemeğimizi bitirmiş,ortalığa atıştırmalık şeyleri koymuştuk. Mutfaktayken arkamızdan Soyeon teyze geldi Soyeon:"Seninki baya efendi çocuk. Çabuk evlen de kaçırma bu çocuğu" Eun:"Aman Soyeon teyze. Daha çok gencim. Ne evlenmesi?" Soyeon:"Benden demedi demesi ama bilesin kızım" Sadece gülmekle yetinmiştim buna. Bu dediği aslında beni sevindirse de evlenmek için daha zamanım olduğunu düşunüyordum. En azından bir sene falan Tombala,monopli,tv'den bir şeyler izleme derken bir buçuk saatimiz kalmıştı yılbaşına. Onlardan dışarı çıkmak için izin istedim. Hepsiyle sarılıp yılbaşını kutladıktan sonra arabaya bindik. Akşam kar durmuştu. Ama etraf hâla kar ile kaplıydı Arabadan inmek üzereyken hırkami çıkarıp arabada bıraktım ve montumu giydim. Tam olarak neredeydik bilmesem de kalabalık ve geniş bir yerdi burası. Ortada kocaman bir saat vardı. Hatta saatin önünde ise kocaman bir sahne. Etraf çok güzel süslenmişti gerçekten. Biraz mağazalarda gezip ufak tefek şeyler aldıktan ve içeceklerimizi içtikten sonra geri sayım için o sahnenin olduğu tarafa geçtik. Ondan geriye sayarken herkes hep bir ağızdan bağırıyorduk. Heyecanlıydım. Saat sıfır sıfır olduğunda herkesten bir alkış koptu bende Jin'e sarıldım Eun:"Mutlu yıllar sevgilim" Jin:"Sana da güzelim" Sarılmayı bıraktığımda elimden tuttu ve önümüzdeki kişilerin arasından geçerek sahnenin ortasına geldik. Jin'e ne yapıyorsun bakışlarımı atarken karşımda yere çöktü. Cebinden bir yüzük kutusu çıkardı Jin:"Güzelim,gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Senin gibi mükemmel birine ne desem az gelir biliyorum. Sana aşığım. Günden güne daha da artıyor sana olan aşkım. Benim için bir hazineden bile daha değerlisin. Ömrümün geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Benimle evlenir misin?" Ne diyeceğimi,ne yapacağımı şaşırsam da kendimi toplamam kısa sürdü Eun:"Evet!" Hızla ayağa kalktı ve yüzüğü parmağıma soktu. Ayağımın ucunda yükselip kollarımı boynuna doladım. O da kollarını belime doladı. Herkesten ıslıklar,alkışlar,tebrikler yükselirken arkamızdan konfetiler patladı. Beni kucağına alıp döndürdü. Gerçekten mutluydum ~Son~

@leenmyheartmochi_Querencie224

Жыл бұрын

AGAGAGAG COK GUZEL OLMUSS

@Dahyunoloji_AyMina_Querencie

Жыл бұрын

@@leenmyheartmochi_Querencie224 TEŞEKKÜRLER KALBİMM💗💒

@look_who_is_talkin

Жыл бұрын

​@@Dahyunoloji_AyMina_Querenciehala istek alıyor musun

@Dahyunoloji_AyMina_Querencie

Жыл бұрын

@@look_who_is_talkin evet alıyorumm