Çok teşekkürler

Teşekkürler...

35:34 CANIM Hilmi Yavuz hocam sizi dinlemek ne güzeldi ❤❤❤❤ değerinizi bilenler adına dileğim Allah uzun ömür versin .... sağlıkla ve esenlikle kalın..

Herkese çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir yayın, soluksuz izliyorum.

Enver abi, Hilmi Hoca, hitama erdirirken söylediği; 'sağol evlat' cümlesi, senin ilave ettiğin, 'düşmanı olmayanın dostu yoktur' beyanına nasıl da güzel imtizaç etmiş😍

saatlerce dinleyebileceğim bir sohbet... devamını merakla bekleyeceğim... aşk ile...

emeğinize sağlık. devamını ve Tanpınar sohbetini heyecanla bekliyorum :)

🙏🙏

Cok güzel bir yayın oldu. Teşekkür ederim

Enver bey, Sadece teşekkür etme amaçlı yazıyorum. Dört gün önce yazdığım yazıda, sohbet başlığı olan "AYM Israrcı" dan rahatsız olduğumu, bu başlıkla Hilmi Yavuz ve Cengiz Çakmak ın doyumsuz sohbetlerinin gözden kaçırılarak çok kişiye ulaşamayacağı kaygısı taşıdığımı söylemiştim. Video kaydından AYM kısmının çıkarılması sonrası kalan bölüm için oluşturduğunuz yeni başlık için teşekkür ederim. Artık kaygı duymam için neden kalmadı:) Saygılar

Güzel bir yayın yapmışsınız fakat bu alakasızlık üzücü.

Mükemmel bir sohbet ve iki güzel insan

Felsefe edebiyat yayınlarınızı severek izliyoruz 🤗

💓✌✌✌✌🙋

İzmir den merhaba

🙏🙏🙏

♥️

Divan şiirlerini, hep çok sevmiş, kendini solcu diye tanımlayan kesimin Divan şiirlerini " tu kaka " görmesini hep yadırgamışımdır. Bir şeyleri, hemen, iyi ve kötü olarak kategorize etmek ve iyi olarak kabul ettiğimizi hiç sorgulamadan baş tacı edip, kötüye, " Ya bir dakika, bu kötü dediğiniz şey hiç te... " diye konuşmaya başladığınızda lafın ağzınızdan alınıp eleştiri bombardanına tutulmanız şarklı toplumların bir hastalığı. Bu arada Yavuz ve Cakmak'ı dinlemek, anlayarak, kavrayarak dinleyebilmek bir ayrıcalık. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Tekrar tekrar dinlenebilecek bir video. Çok teşekkür ediyorum, çok kıymetli Hilmi Yavuz, Cengiz Çakmak bana kendimi ayrıcalıklı hissetme zevkini tattırdığınız için

❤❤❤

Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. Eski, yaşanmış ve bitmiştir. Bunu inkar ettiğiniz o dil devrimi yapmamıştır. Bizzat divan edebiyatının kendisi yapmış. Eğer divan edebiyatının gerçekten bir karşılığı olsaydı, yaşardı zaten. Divan edebiyatı, artık tarihin konusu içindedir. Diriltme çabaları boşa çıkmıştır.. Divan şiiri aşılmıştır. Elbette divan şiiri içindeki güzellikler incelenebilir. Ancak canlandırma mümkün görünmemektedir. Bugün fes giymiyorsak, divan şiiri yoluna da tekrar giremeyiz. Entellektüel Türk Toplumu, zihinsel olarak batılı bir toplum olmuştur. Nasıl harfleri geri döndüremezsiniz, onu da geri döndüremezsiniz. Hem yaşayan dili, hem divan edebiyatını savunmak da nasıl bir çelişki? "Islahat" dediğiniz, "Irkçı" bulduğunuz dil devrimi, kelimelerin çoğunu doğrudan türetmemiştir zaten. Yerel ağızlardan derleme yapmıştır. Bu yüzden büyük oranda benimsenmiş ve başarılı olmuştur. Son olarak Enver abi, "İmkansız Aşk" sözüne karşılık olarak nasıl "Olmaz tutku", " Gönül çıkmazı" , "Gönül açmazı", "Gönül yangını" gibi sözler aklına gelmiyor da, "Olanaksız Sevi" geliyor. Gerçekten anlamak güç. Düşüncelerinize katılmam mümkün değil. Çünkü ben "Oryantalist" gördüğünüz devrimin tarafındayım. Ondan vazgeçmem kesinlikle. Ancak güzel bir sohbet oldu. Çok sağolun.

@ilhamsenerdem726

4 ай бұрын

Bilmezliğini c......beyan etmişsin, işin kötüsü bunun farkında bile değilsin, konu hakkında biraz kitaplar okumanı tavsiye ederim, senin adına üzüldüm, sağda solda böyle yazıp milleti kendine güldürme,

@davutsakalli

4 ай бұрын

@@ilhamsenerdem726 Hangi konuda yanlış düşünüyormuşum? Bana açıklar mısınız?

Cengiz bey Kant ı küçümsemek yerine ders notlarınızdaki cümle düşüklükleri ve imla hatalarını düzeltseniz de bize sınavda bir nebze fayda sağlasanız.. sorular bile cok kotu bozuk cümle yapılarıyla hazırlanıyor AUZEF de

Hic izlenmemis program. Begeni de cok az. Sonrada adama diyolar sen dedikodu seviyon yapiyon. E bakin görün iste ne ayip ya. Kültür sanat edebiyat konusulunca kimse ilgi göstermemis.

Her dine düşman olan dinin düşmanı olur.Düşmanlık kendilerine hak başkalarına suçum.

Merhaba... Ulus-devletler dünyasında, ulusalcılığın, ulusal egemenlik ilkesinin hakim olduğu bir dünyada halk dili ile devlet dili ayrımı ortadan kalkar. Mesela ulusal ordu kuruyorsun. Ordu halkın ordusu iken askeri bürokrasi eğer farklı bir dil kullanıyorsa nasıl askeri ile iletişim kuracak? Savaşta emir nasıl verecek vs. Telgraf çekecek , hızlı, anlaşılır ve açık bir dil gerekir. Bu sadece bir örnek. Bu bir ihtiyaç. Bunu bir tespit olarak yazıyorum. Avrupa'da Rönesans'tan itibaren Latince yerine kendi ulusal dilinde yazıp çizme süreci başlamıştır. İçinde yaşadığımız yozlaşmadan çıkmak için radikal bir geriye sıçrama yapamazsınız. Eski Türkçe (Osmanlıca) ortaokul ve lisede öğretilebilir. Benim zamanımda bile biz Divan edebiyatı öğreniyorduk zaten. Divan şiiri okuyor, aruz vezni vs öğreniyorduk. Bunlar cumhuriyet döneminde vazgeçilen bir şey değil. Benim babam da ezbere Namık Kemal, Tevfik Fikret şiirleri okuyabiliyordu. Ben de Atilla İlhan şiirini ezbere biliyorum ve Nazım Hikmet, sonra İkinci Yeniler vs. Bu biraz da dönemin ruhuyla da ilgilidir. Muhafaza etmek ise tarih okumakla olabilecek bir şey, bir bilinç... Şu andaki yozlaşma, bir zamanlar dalga geçilerek anlatılan Tanzimat/Batıcı aydın(ı) ifadesinin karşıtı gibi kendini konumlandıran ama tıpkı karşıtı gibi derin olmayan bir Doğu/Arap seviciliğidir. Dilerim bu ifratla tefrit arasında salınmak yerine bir senteze ulaşabilir, bir denge bulabiliriz.

@aylinklccepdibi8852

6 ай бұрын

"Attila İlhan" elbette...

Sevgili hocam, sizin buralarda ne işiniz var?

Büyük hocaları yakalamışken 1 saat ile sınırlamak çok yanlış olmuş

😍👌👌👌🙏

♥️