Kalem kec-dil,
mürekkeb rû-siyeh,
kağıt dü-rû bilmem,
Kimi etsem o şûha arz-ı hâlim yazmada mahrem?
Nabi ( “hiçlik-yokluk” anlamına gelen mahlasıdır. Bilindiği üzere “Na” ve “Bi” kelimeleri Arapça ve Farsça’da “yok” anlamına gelmektedir)
Gönlümde dert var yazmak isterim amma baktım ki
Kalem eğri dilli, güvenemedim eğri dilli kaleme,
mürekkep yüzü kara onada güvenilmez, kağıt ise iki yüzlü
Önü var arkası var
Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım?
Çerağı Ruşen
Çerağ:
İçinde sıvı bir yağ Ve fitili bulunan aydınlatma aracı.
Cemdeki Çerağdan maksat ise İnsanın kendi Çerağını yakıp, yani önce kendini, daha sonra diğer insanları ve aydınlatmasıdır.
Allah’ın Nuruyla kendi Çerağ Nurunu yakıp, İnsanları Cehaletten, kötü duygu ve düşüncelerden arındırmaktır.
Ruşen:
Parlak, aydınlık, Pırıltı.
Çerağı Ruşen:
Çerağın aydınlığı, parlaklığı.
Kendini Hakk’ın Nuruyla aydınlatmak.
Fahri Dervişan
Fahri:
Onursal, karşılıksız.
Yalnız Hakk için karşılık beklentisi olmadan hizmet eden.
Dervişan:
Dervişler anlamına gelir;
Hak yoluna girmiş, nefis terbiyesi ile Hakk’a ulaşmaya çalışan kişi.
Fahri Dervişan:
Hak yoluna hakkın gerçekliğine ulaşmak için hiçbir karşılık beklemeden hizmet eden kişi.
Bir talip HHBV’ye gider;
Pirim Himmet
O da derki;
ey Oğul, Önce hizmet, sonra Himmet.
Zuhuru İman
Zuhur:
Meydana çıkma, görsel, ortaya çıkma.
İman:
Samimiyetle inanmak, güvenmek manasına gelir.
Yolun emirlerine bağlanmak anlamına gelir.
Zuhuru İman:
Yolun emirlerine samimiyetle uyma ve yaşamsal olarak pratikte eylemleriyle meydana koymaları anlamına gelir.
Himmeti Piran
Himmet:
Allah’ın nuru ile temizlenmiş, arınmış paklanmış ve takva ile yücelmiş zatların Allah’ın izniyle muhtaç kullarına yardım etmesidır.
Bu yüce zâtlarlar, zamana ve mekana sınırlı değildirler.
Himmeti Piran:
Himmet; kuvvetli istek ve yardım talebi anlamına gelir.
Dua, İrade, Maksat
Piran:
Ermişler, erenler, evliyalar, Hakkın gerçekliğine ermiş, Allah’ın izni ile himmet edenler.
Himmeti Piran:
Allahın izni ile Taliblerine yardım eden Pir ( Örn. Anadoludaki Ocaklar )
Piri Horasan
Horasan Piri Ahmet Yesevi ve yetiştirip Anadoluya gönderdiği Hünkar Hace Bektaş Velidir.
Kürşadı Meydan
Kürşad:
Yiğit, Cömert ve Cömertlerin meydanı anlamına gelir.
Meydan:
Alevi inancında Cem Erkanının yerine getirildiği yer.
Kuvveyi Abdalan
Kuvve:
Bir insanda bulunan bir şey yapabilme gücü, meleke anlamına gelir.
Düşünce niyet anlamına da gelir
Abdal:
Hakk’tan başka dünyada ki herşeyden vazgeçmiş kişi manasını taşır.
Hakikatin mutlak ve doğru ilmine bilgisine erişebilmiş demektir.
Hakkın gerçeğine ermiş bu Hakk Dostları olan Abdallar;
zayıf, ezilmiş, sömürülen, ve baskı altında olanlara yardım eli uzatan,
Toplumsal ahlaksızlıklara, zülme karşı mücadele veren bir otorite dir aynı zamanda.
Hakk’ın gerçeğine ermiş zatların gücü, kuvveti ile hareket etme anlamını taşır.
Kanunu Evliya
Kanun:
Yetkili organlarca meydana getirilen Hukuk kuralları anlamındadır.
Evliya:
Veli kelimesinin çoğulu dur.
Allah’ın dostları anlamına gelir.
Kanunu Evliya:
Allah’ın dostları olan ulularca meydana getirilen Hukuk kuralı anlamını taşımaktadır.
Gerçek Erenlerin Demine Hu
Gerçek:
Değişmeyen anlamına gelir.
Var olan, varlığı inkar edilemeyen, yalan olmayan, doğru olan, aslına uygun olan anlamındadır.
Rahman Suresi 27. ayet
Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin (Zatı) Baki kalacaktır.
Erenler:
Veli, Mürşit.
Hakkın nurunu, gerçekliğine ulaşmış Ulu zatlardır.
Hakkın bilgeliğine erişmiş, Kemalet öğretisi ile olgunlaşmış, ilim irfan Kemal et ve marifet sahibi kişi.
Dem:
Hak muhabbeti dinleyerek, gönül ve ruhsal sarhoş olma anlamına gelmektedir.
Aynı zamanında olgunlaşma, kıvama gelme, muhabbet, gönül Allah aşkı ile kendinden geçme, saf ve temiz olma, arif olma, toplanma, sırtına erme anlamları taşımaktadır.
Erenlerin gerçekliğiyle Kemaleti bulma.
Kamil insanın söz, ses ve Nefesinde var ondan nurani güç.
Kamil insanın ağzı kadehtir.
Dilinden çıkan Hakk kelamı şaraptır.
Talib bu şarabı içer ve Hakk aşkıyla sarhoş olur.
Hu:
Allahın ismi Azam
Gerçeğin demine
Hakkın birliğine Hu diyelim Hu