Gülseren Budayıcıoğlu Aslında Kim? Dizileri Yayından Kaldırılır mı?
Önce İstanbullu Gelin, sonra doğduğun ev kaderindir, ardından kırmızı oda,
hiç beklemeksizin Masumlar Apartmanı ve şimdilerde de Camdaki Kız…
Bu dizilerin çıkmasına vesile olan kitapların sahibi de Gülseren Budayıcıoğlu….
Artık televizyon dizilerine neredeyse tekeli haline almış olan Budayıcıoğlu’nun kitapları kadar hayatı da merak edilmeye başlandı.
Nasıl birden bire bu kadar patladı, kimlerle kontağı var ve dahası hep sorulan sorulardı. Biz de bu ViBio'muzda, o soruların cevabını verelim dedik.
Buyrun….
Пікірлер: 1 200
Artık televizyonlarda bir komediye ihtiyacımız var
Keşke birazda Gülse Birsel görsek, yeterince dram çekiyoruz zaten biraz gülelim yaa...
Bence Kırmızı Oda dizisi yerinde ve yapılması gereken bir diziydi. Fakat Camdaki Kız dizisnin kitapta olmayan bölümlerle aşırı abartılıp ekranlara verilmesi hiç doğru değil buna bende katılıyorum.
Kadın çalmıyor, çırpmıyor, dolandırmıyor, etik dışı birşey yapmadan KENDİ EMEĞİ SONUCU para kazanıyor. Üstelik kimseye zarar da vermiyor bu süreçte, hatta yararı dokunuyor. Bu neyin rahatsızlığı,neyin çekememezliği neyin kıskançlığı yaa. Yuh ama.
Şu kitapların dizi olması çoook şaçma. Film olsalar hem kurgu azalıp gerçeklik kalır, hemde kitap gibi başı ve sonu arasında insanı aylarca bekletmez, Belki filmler ödüllere bile boğulabilirler.
Kurgularını,gerçek hayat hikayesi diye pazarlaması beni sinir ediyor. Bu bizim millet neden böyle saf ya?
Artık Avrupa yakası yada 90lar dizileri tarzı görmek istiyoruz yeeterrr içim şişti
aslında bu dizilerin tek ortak özelliği Gülseren Budayıcıoğlunun kitaplarından oluşmuş olması değil, eğer araştırırsanız hepsinin yapım şirketi aynı yani aslında para kazanan kişi o şirket bakmış dizi tutuyor aynı psikiyatrın diğer kitaplarını da dizileştirmiş. Bu detayı kimse söylemiyor oyuncular, senaristler , yönetmenlerden ziyade bu yapımların varolmasını sağlayan en çok etkili isimler onların yapımcıları ve yayınlanan kanallar.
Anladığım kadarıyla kadının amacı gençliğinden beri ünlü olmakmış zaten. Bence etik lafını da hayatı boyunca duymamış bir insan. İsimler değişince ne değişiyor o insanlar bu dizileri izlerken kendini bilmiyor mu yani? Camdaki Kız tamamen hastalıklı bir kafanın içinden çıkan hastalıklı bir senaryo tamamen reyting amacı güdülmüş. Biraz The Crown, biraz Fifty Shades of Grey, biraz da Carrie al sana Camdaki Kız.
Kadın kitaplarında sürekli kendini övüyor, okurken çok itici gelmişti. Ayrıca bence kadın psikiyatrdan çok ünlü olmak istiyormuş sonunda da başarmış
Sanki yeterince depresif değilmişiz gibi bir de bu diziler çıktı
Doktorun kitapları cok iyi aslında dili sicak ,öğretici , farkındalık aşılamakta; lakin kitabin üstüne daha fazla dram, psikolojik baskı boca ediyorlar. tv karşısından yorulmuş ,üzülmüş olarak kalkıyorsun🙄 off o kadar özledim ki Avrupa yakası tadinda dizileri (Süper Babanın ve Çemberimde Gül Oya tekrar bölümlerini de izlemiştim )bunlar gibi dizler gelsin artık. Birlik beraberlik sevginin aşılandığı dizlere şu donemde gercekten cok ihtiyaç var 🙄🤌
biz dram olmasın demiyoruz düş önümüze gülse birsel pandemi dönemi yeni bir avrupa yakasına o kadar çok ihtiyacmız varki😥
Dert çekme makinesine döndü televizyonlar nerde dram, ağlak insanlar ve sefalet, cehalet varsa bizim milletin baş tacı oluyor
Gönül Dagı gibi anadolunun bagrından kopmuş tertemiz dizilerde var şükür 😊
7 numara ve Yeşil Deniz tarzı diziler görmek istiyoruz artık,bu millet çok sıkıldı depresif dizileri izlemekten,bir de 7 yaş üstü yazılıyor,8 yaşındaki bir çocuk annesi ve babasıyla oturup camdaki kızı izlerse ne olur siz düşünün
Şahsen bir psikiyatrın hastalarının hayatlarını kitaplaştırıp sonra bunları kanallara dizi olması için satmasını ve bundan para kazanmasını doğru bulmuyorum. Pandemi zamanında komedi dizileri veya eğlence odaklı diziler beklerken sürekli psikolojik şiddet izlemek istemiyorum. Ben tüm dizilerini az da olsa izledim ve açıkçası bir noktadan sonra canımı sıktı. Gerçek hayat hikayesi olsa bile.
Ülke çok normalmiş gibi her gün bu diziler yayınlanıyor 🤦🏻♀️ başta sevmiştim ama her gün olması gerçekten insanın psikolojisini bozuyor. Keşke tadında kalsaydı.
Bence kırmızı oda ve masumlar apartmanı ülkeye çok şey kattı. Psikoloğa giden kişileri deli olarak yaftalayan bu toplum, insanlarla empati kurmayı öğrendi bence. Şahsen benim dönüm noktam oldu kırmızı oda ve masumlar apartmanı. Gülseren hanıma sevgiler.
Avrupa Yakası, Cennet Mahallesi, Belalı Baldız, Dadı, Türk malı. Yemin ederim şu Gülseren in dizileri yerine bunların devamı yada tekrar yayını çıksa daha mutlu Türkiye olurduk😣😣😣😣😣😣