Fikret Mualla | Kemikleri Yıllar Sonra Ülkeye Getirilen Çılgın Ressam Fikret Mualla Kimdir?
Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
/ Önemli İnsanlar
#kimdir #kaçyaşında #nereli
Fikret Mualla, Fikret Mualla Kimdir?, Fikret Mualla Saygı, Fikret Mualla Saygı Kimdir?, Fikret Mualla hayatı, Fikret Mualla Neden öldü?, Fikret Mualla eserleri, Fikret Mualla kitapları, Fikret mualla resimleri
Hıfzı topuz’a (gazeteci ve yazar) yazdığı mektuplar ile hayatının acı verici yanlarını gözler önüne seriyor sanatçımız. Merak edenler, fikret mualla’nın hayatını kaleme alan hıfzı topuz’un, ”paris’te bir türk ressam: fikret mualla’nın yaşamı” adlı eserini okuyabilir. fikret mualla’yı gelin daha yakından tanıyalım
1903 yılında istanbul moda’da dünyaya gelen ressamımızın ailesi, aslında kız çocuk bekliyormuş. Bu yüzden fikret adının yanında mualla ismi kalmış. Bebek erkek olunca babasının tevfik fikret`e olan hayranlığından fikret adı eklenmiş. Babası, düyun-u umumiye ikinci müdürü ekrem bey , annesi emine nevber hanımdır. Çocukluk ve gençlik yılları kadıköy çevresinde geçen fikret mualla’nın futbolcu dayısı hikmet topuzer ise, günümüzde hala fenerbahçe ambleminin yaratıcısı olarak tanınıyor.
Çocukluk ve gençlik yılları kadıköy, bahariye çevresinde geçti Dayısı hikmet topuzer'in etkisi ile futbola çok düşkündü., galatasaray lisesi'nde futbol oynarken bir kaza sonucu sağ ayağının kırıldı ve topal kaldı hayatı bambaşka bir yöne doğru ilerlerdi. Hayallerinde futbolcu olmak varken birden tüm hayalleri suya düşmüştü. Yaşadığı acılar bununla da sınırla kalmayacaktı üstelik. Dolaylı olarak annesinin ölümüne sebep olmuş ve bir ömür bunun etkisinden kurtulamamıştı. Okuldan aldığı ispanyol gribi annesine bulaşınca annesi genç yaşta hayatını kaybetmişti. Üstelik annesine çok düşkün bir çocuktu. Artık suçluluk duygusuyla yaşayacaktı ömrünün geri kalanını. Artık eskisinden daha sinirli bir gençti. Bir de üstüne babası yeni bir evlilik yapınca hayatı tümden allak bullak oldu. Babasının bu yeni evliliğini bir türlü kabullenememişti. 17 yaşında iken galatasaray lisesi`ndeki öğrenimini yarıda bırakıp isviçre`ye mühendislik okuması için gönderildi. Fikret mualla için bunun anlamı evden atılmaktı. Önce topal kalmışi ardından annesini kaybetmiş ve ona göre babası tarafından evden atılmıştı. Tüm bunlar olurken daha 17 yaşındaydı. Hiç kolay değildi. Ama bir şekilde yaşamaya devam etmek zorundaydı. İsviçrede mühendislik eğitimi alırken istediğinin çok başka olduğunu anladı. O resim yapmak istiyordu. Onu mutlu edecek şey mühendislik değildi. Ama nihayetinde bir öğrenciydi ve kendine ait bir parası yoktu. Tam da o günlerde imdadına dönemin konsolosu rıza bey yetişti. Fikret mualla onun sayesinde almanyada güzel sanatlar akademisine kaydolup resim eğitimi aldı. Bu eğitim sırasında bir başka önemli ressamımız hale asafla tanıştı. Söylendiğine göre ona duyduğu karşılıksız aşk bu yıllarda başlamıştı. Yine aynı yıllarda babasının maddi durumunca ciddi sorunalr yaşanıyordu. Bundan fikret mualla da fazlasıyla etkilenmişti. Çünkü oğluna para görndermiyordu.o günlerde parlak bir öğrenci olan muallaya abbas halim paşa destek oldu. Almanya’da yaşadığı yıllarda geçmişte yaşadıkları yani annesinin kaybı, babasının onu göndermesi ve topal kalması sebebiyle içine kapanmış yalnızlaşmıştı. Zaten utangaç bir gençti. Söylenenlere göre yalnızlaştıkça içki içiyor içtiği miktar da sürekli artıyordu. 1928 senesinde almanya’da alkl bağmlılığı sebebiyle tedavi gördü. Sonrasında italya ve fransada sanat merkezlerine bulundu.1937 senesine gelindiğinde babası para göndermez olduğu için maddi bir bunalım yaşadı ve türkiyeye döndü. Galatasaray lisesinde ve ayvalık ortaokulunda resim dersleri verdi. Ama bunlar da çok uzun soluklu çalışmalar olmadı. Zira söylenenlere göre galatasaray lisesinden aldığı maaş çok düşüktü. Ayvalık ortaokulunda o dönemde elektrik bulunmaması nedeniyle ayrılmıştı. İstanbula geri geldi ama ne yazık ki umduğu gibi ilerlemedi bazı şeyler. Sanatına gereken ilginin gösterilmediğini düşünüyordu. Resimle para kazanamasa da edebiyat yönünü ortaya çıkardı ve şiller aadlı kitabı 1932de yayımladı. Ayrıca ses dergisinde de yazıları yayımlandı. Resim eğitiminin meyvelerini topluyordu bir şekilde. Sahne kostlümleri çizip kitap resimliyordu .bu sırada soprano semiha berksoy’a ilgi duyduğu biliniyor, fakat aşkına karşılık bulamamış çünkü o dönemde semiha berksoy nazım hikmet‘e aşıkmış. Fikret mualla ve semiha berksoy’un mektuplarının toplandığı ”iki aykırının mektupları” adlı kitap, aralarındaki naif arkadaşlığı anlatıyor, .istanbul şehir tiyatrosu sopranosu semiha berksoya duyduğu ilginin etkisiyle beyoğluna yerleşti. Şehir tiyatrosunda sahnelenen pek çok operetin kostümlerini çizdi. Yeni adam dergisinin yazılarını resimleri. Aynı dergide sanatçıların portrelerini karikatürlerini çizdi.bunlardan paza kazanıyordu belki ama işin sanat yönünden de vazgeçmemişti.
#fikretmualla #ressam #ünlüler
Пікірлер: 20
Pariste oturduğu evi gördüm ❤
Ne kısmetsiz adammış tuttuğu dal kurumuş Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun sizede tebrikler yine çok iyi bir çalışma emeğinize sağlık sayenizde öğrendik
@herokirro
17 күн бұрын
Kendi kendini yakmış daha çok video da anlatılan maalesef.agir ve sürekli alkol kullanımı sinir sistemini çökertir ki zaten kaç defa yatmış sihir hastalıkları hastanesine.neden içmiş diye eleştiremiyorum çünkü kendini öyle iyi hissedip içindekileri öyle dışarı atıyordu büyük ihtimalle ama sonuç maalesef hüsran çünkü alkol çok sinsidir yavaş yavaş esir edip bitirir.
Allah rahmet eylesin.
Hayatı zorluklarla geçmiş.
Ellerinize sağlık önemli insanlar
Allah rahmet eylesin
Talihsizliklerle sinanmis zor bir hayat Allah rahmet eylesin🙏
Basarilar
❤❤❤
Seslendirme cok basarili tebrikler🌼
Emeğinize sağlık. Eserlerinin telif hakkı kime ait acaba?
Fikret Mualla’nin resimlerinde de gostermeniz mümkün mü.
21 күн бұрын
Çok isterdim... Ne yazık ki başımız telif sebebiyle derde girebiliyor. yoksa bambaşka bir video hazırlardım.:)
@hifsiyebilgic9449
20 күн бұрын
Goguldan bul
Zengin aile çocuğuymuş. . Kadıköy Moda gibi lüks bir semtte doğup yetişmiş. Galatasary Lisesi gibi, en iyi okullardan birinde okumuş. Babasının çevresi de hep üst düzey insanlardan oluşuyormuş, Paris'te de yaşayacak seviyede biriymiş kendisi ama buna rağmen çok mutsuz bir hayatı olmuş. Zengin aile çocuğu olup mutsuz yaşamak da bazen olabiliyor demek ki, gerçi bu çok nadirdir. Zengin aile içinde yetişenlerin en az %95'i hem maddî, hem de manevi olarak, ölene kadar devamlı, aralıksız olarak, olağanüstü derecede kaliteli, üst düzey ve mutlu bir hayat sürerler .
@emineeraydn1741
13 күн бұрын
Demekki mutluluk daha zenginmiş.
Teorik bilgileri destekleyecek görseller olmaması, hep aynı fotoğrafların tekrarı dinlerken dikkat dağıtıyor.
21 күн бұрын
Ah ahh.. öyle çok isterdim ki öyle görüntüler kullanmayı. Telif sebebiyle başımız derde girebiliyor. Hatta kanal kapanabiliyor. Tecrübelerim sebebiyle bu şekilde hazırlamak zorunda kalıyorum videoları.
Gripten ölmüş,sanki annesini kaza ile öldürmüş gibi bahsediyorsunuz,