Son domatesler bunlarrrrr!!!!
Ketçabın hem küçükler hem de büyükler için yemeği sevdiren bir yanının olduğunu biliyoruz. Patatese, makarnaya, köfteye veya tavuğa eklediğimiz, hamburgeri, sosisli sandvici bir güzel süslediğimiz, pekçok yemeği lezzetlendiren ketçap, rengiyle de iştah açıcı değil mi?
Domatesi bir süre oda sıcaklığında beklettiğimizde neredeyse salça olduğunu görüyoruz. Peki restoranlarda ikram edilen ketçabın içinde ne ola ki tüm gün masalarda beklediği halde bozulmuyor? Bardakta mısırcılar, kumpirciler, patsocular...
Marketten satın aldığımız paketli her ürün gibi ketçap da koruyucu katkı maddeleri içerir. Aldığımız şişenin 1/4'ü oranında şeker ihtiva etmesi de cabası. Buyrun içeriğine göz atalım:
Ketçap içerisinde; Domates Püresi, Şeker, Glikoz Şurubu, Sirke, Modifiye Mısır Nişastası, Tuz, Kıvam Arttırıcı, Aroma, Koruyucu (Sodyum Benzoat, Potasyum Sorbat), Renklendiriciler vs kullanılabiliyor.
Ketçabı hazır olarak tükettiğimizde girdilerle çıktıları hesab edersek, vücudumuza pek de bir fayda getirdiğini söyleyemeyiz. Halbuki evde hazırladığımız takdirde, pişirildiğinde likopenden zenginleştiği söylenen domatesin antioksidan etkisini ve bolca A vitamini içerdiğini hatırlatırım.
Yapılan araşırmalara göre hazır yiyeceklerdeki yapay renklendirici ve katkı maddelerinin beyin fonksiyonlarında azalmaya neden olduğu, çocukların IQ seviyesini yaklaşık 5,5 puan düşürdüğü tesbit edilmiş. Bir yandan beyin gelişimini artırmak için uğraşırken, diğer yandan katkı maddelerine mi teslime edeceğiz el kadar yavrularımızı?
Bu kadar zararlı olduğu halde bir şekilde vazgeçiremiyorsak, o zaman kendi ketçabınızı evde kendiniz yapmaya ne dersiniz? Bir de ketçap şişesine doldurduk muydu, hiç fark etmeyeceklerine garanti verebilirim.
Hadi o zaman sıvayın kolları, oldukça kolay olduğunu göreceksiniz.